Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) Genel Sekreteri Büyükelçi Lazar Comanescu, Türkiye’nin üye devletler arasında kilit aktörlerden olduğunu belirterek, “Türkiye, bu örgütte kararların alınmasında en aktif katılımcılardan biri olmuştur, girişimlerin gündeme getirilmesi, başlatılması ve teşvik edilmesi bakımından KEİ üyeleri arasında en aktif olanlardan biridir.” dedi.
Merkezi İstanbul’da bulunan KEİ’nin 31. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla, AA muhabirine açıklama yapan Comanescu, örgütün Türkiye öncülüğünde 25 Haziran 1992’de üye devletler arasında ekonomik diyalog ve işbirliğini teşvik ederek bölgede istikrar, öngörülebilirlik ve güvenliğin artırılmasına katkıda bulunmak amacıyla kurulduğunu söyledi.
“Karadeniz ailesi, yakın işbirliği içinde…”
Comanescu, örgütün geçmişine bakıldığında önemli işler başarıldığının görüleceğini belirterek, geniş çaplı Karadeniz Çevre Kara Yolu ve Deniz Otoyolları projelerinin yanı sıra çevre koruma alanında geliştirilen işbirliği ve projelerden örnekler verdi.
“Karadeniz ailesi, KEİ’nin yanı sıra ilgili diğer organları da içermektedir.” diyen Comanescu, şunları kaydetti:
“Burada Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi, Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası, Uluslararası Karadeniz Araştırmaları Merkezi ve KEİ İş Konseyinden bahsediyorum. Karadeniz ailesi, her biri özerk ancak yakın işbirliği içinde olan bir organizasyonlar ailesidir. Karadeniz bölgesinde çabaları birleştirmenin refah, ekonomik kalkınma, işbirliği, barış, güvenlik ve istikrarın sağlanması için çok ama çok güçlü bir dayanak teşkil ettiği konusunda benimle hem fikir olunacağını düşünüyorum.”
Comanescu, 13 üyeli örgütün, ticaret ve kalkınma, çevre, tarım, enerji, ulaştırma, altyapı ve benzeri 20’den fazla çalışma grubu vasıtasıyla üye devletlerin temsilcilerini aynı masa etrafında bir araya getirdiğinin altını çizerek, “Bu da üye devletlerin her birindeki gelişmeler hakkında bilgi ve fikir alışverişi yapılmasını sağlamaktadır. Bu sayede ikili ya da çok taraflı işbirliği oluşmakta ve projelerin başlatılması için fırsatlar gelişmektedir.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye, kararların alınmasında en aktif katılımcılardan biri”
Türkiye’nin KEİ’ye verdiği değere işaret eden Comanescu, Türkiye Cumhuriyetinin KEİ’nin ev sahibi ülkesi olduğunu söyledi.
Genel sekreter olarak Türk makamlarının örgütün faaliyetlerini mümkün olan en iyi şekilde yürütmesi için verdiği desteğin takdiri hak ettiğini düşündüğünü ifade eden Comanescu, “Türkiye, bu örgütte kararların alınmasında en aktif katılımcılardan biri olmuştur, girişimlerin gündeme getirilmesi, başlatılması ve teşvik edilmesi bakımından KEİ üyeleri arasında en aktif olanlardan biridir.” dedi.
Comanescu, Türkiye’nin 1 Temmuz’dan itibaren gelecek 6 ay boyunca örgütün dönem başkanlığını yapacağını dile getirerek, Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle ertelenen ve iptal edilen faaliyetlerin yeniden başladığını ve Türkiye’nin başkanlığı döneminde son iki dönemde yapılanların geliştirileceğini söyledi.
Türk yetkililerle istişareleri çerçevesinde önemli projelerde ilerleme kaydedileceğinden emin olduğunu belirten Comanescu, “Bunlardan ilki, örgütün tüm faaliyetlerinin stratejik çerçevesini oluşturan KEİ ekonomik gündeminin güncellenmesidir. Türkiye’nin dönem başkanlığında bunu tamamlayıp kabul edebileceğimizden eminim. Daha birçokları var ama Türkiye, örgütün kilit aktörlerinden biri.” görüşünü paylaştı.
“Gaz keşifleri, daha güçlü işbirliği için zemin oluşturacak”
Karadeniz’deki doğal gaz keşifleriyle ilgili değerlendirmede bulunan Comanescu, KEİ’nin öncelikli faaliyet ve işbirliği alanlarından birinin de enerji olduğunu vurguladı.
Comanescu, enerji kaynaklarının en önemlilerinden birinin doğal gaz olduğuna dikkati çekerek, “Karadeniz bölgesindeki gaz kaynaklarının keşfedilmesi ve sonra doğrudan işletilmesine geçilmesi, tüm bölgenin yararına olacaktır. Biliyorsunuz, Türkiye ile birlikte Romanya’da ve Bulgaristan’da gaz rezervleri keşfedildi. Bu, gaz gibi enerji kaynaklarının kullanımında daha da güçlü bir işbirliği için zemin oluşacağı anlamına geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin “Tahıl Koridoru” diplomasisi
Comanescu, Türkiye’nin başta bölge ülkeleri olmak üzere tüm dünyayı ilgilendiren Tahıl Koridoru Anlaşması çerçevesinde ortaya koyduğu çabanın takdiri hak ettiğini söyledi.
Bu fırsatlar ya da diyalog olanakları bulunmasaydı tahıl konusunda anlaşmaya varmanın mümkün olamayacağına dikkati çeken Comanescu, şu ifadeleri kullandı:
“Burada Türkiye Cumhuriyetinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’yle birlikte, çatışma halindeki iki ülke arasında bu diyaloğu başlatmak için gösterdiği çabaların, sadece ilgili ülkeler için değil aynı zamanda karşılıklı bağımlılıkların giderek güçlendiği bir dünyada herkes için son derece önemli bu anlaşmaya varılmasını sağladığını söylemeliyim. Ukrayna’da ya da Rusya’da üretilen tahılın tedarikinin dünyanın diğer bölgelerindeki gıda güvenliği için son derece önemli olduğunu görüyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti gibi aktörlerin çabaları sayesinde kapıların açık tutulması bu anlaşmanın yapılmasını sağlamıştır.”
“Doğrudan çatışma halinde iki üye devletiniz olduğunda hiçbir şey kolay değildir”
Comanescu, KEİ üyeleri Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşa ilişkin 24 Şubat 2022’den sonra örgütün işleyişinde çok ciddi zorluklarla karşılaştıklarına işaret etti.
“Doğrudan çatışma halinde iki üye devletiniz olduğunda hiçbir şey kolay değildir.” diyen Comanescu, Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle örgütün birçok toplantı ve faaliyetinin ertelendiğini dile getirdi.
KEİ Genel Sekreteri Comanescu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak bence bu durum, bu örgütün bölge için başlı başına bir değer olduğunu gösteriyor. Böyle bir durumda 13 üye ülke olarak aynı masaya geri dönebilmiş olmamız, bu örgütün ne kadar faydalı olduğunu gösteriyor. Bu, örgütün yeni ve devam eden projeler çerçevesinde işbirliği atmosferini bölgeye geri getirmeye mütevazı bir şekilde de olsa katkıda bulunduğunu, bu konuda kabiliyete sahip olduğunu gösteriyor.”
Comanescu, bölge ülkelerinin iradesiyle oluşan KEİ’nin “açık kapı” prensibiyle hareket ettiğini belirterek, Karadeniz’e kıyısı bulunan ülkelerin yanı sıra kıyısı bulunmayan ülkelerin de halihazırda örgütün üyesi olduğunu ve tüzüğünde yer alan kurucu belgelerdeki hükümlere bağlı kalmak isteyen tüm ülkelere KEİ’nin kapısının açık olduğunu sözlerine ekledi.