Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dilbilimi Bölümü mezunu ve çevirmen Ebru ile grafik tasarımcısı Mehmet Güner, Ankara’da bir otelde çalışırken tanışıp evlendi. Eşyalı bir ev tutarak köpekleriyle bir yıl kadar yaşayan çift, ev sahibinin hayvanı gerekçe göstererek evden çıkmalarını istemesi üzerine karavanda yaşamaya karar verdi.
Geçen yıl ocak ayında minibüs satın alan çift, “Yakışıklı” adını verdikleri aracın iç tasarımını yaparak karavana dönüştürdü.
Ege Bölgesi’nde tura çıkan çift, gezinin dördüncü ayında, İzmir’de bebeklerinin olacağını öğrendi. Karşıyaka’nın Mavişehir semtinde karavanlarını park eden çift, burada doğumu beklemeye başladı. Ebru Güner karavanda çevirmenlik yaparken, eşi de zaman zaman gündelik işlerde çalışarak geçimini sağlıyor.
“Keşifçi bir bebeğimiz olacak”
Ebru Güner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, karavandaki yaşamlarından son derece memnun olduklarını dile getirdi.
Karavanla yeni yerler keşfetmek için yola düştüklerini belirten Güner, “Hayalimiz sadece tur yapmak, bir yerleri görmek değil aynı zamanda o kültürü özümsemek, yaşamaktı. Bunu planladık ve yola çıkmaya karar verdik ama yolda mükemmel bir sürprizle karşılaştık, anne baba olmanın verdiği heyecanı yaşamaya başladık.” dedi.
Hamileliğini öğrendiklerinde başta çok korktuklarını ifade eden Güner, “Acaba karavanda onun ihtiyaçlarını karşılayabilecek miyiz diye düşünmeye başladık. Sonra dedik ki biz bu yola çıktık, bu kadarını yaptık, bundan sonrasını da yaparız. Sadece bir süre bekleyelim. Çocuğumuzu bulunduğumuz yerde doğurup birkaç ay geçtikten, rahatladıktan sonra daha geniş ve 4 kişinin yaşayabileceği bir karavan yapıp bu hayalimize devam edelim kararı aldık.” diye konuştu.
Bebekleriyle gezmeyi hayal ettiklerini söyleyen Güner, “Yanımızda keşifçi bir köpeğimiz vardı, şimdi bir de keşifçi bir bebeğimiz olacak. Bebeğimizle hem anne baba olmayı hem de dünyayı onunla gezerek, yaşayarak öğreneceğiz. Ayrıca bir çocuk nasıl büyür, ona neler katabileceğimizi öğreneceğiz. Yani durmak yok aslında, bebeğimiz olduktan sonra yine yollara düşeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Güner, “Hamileliğin son evresine yaklaştık ve bu nedenle sıcak biraz etkilemeye başladı ama karavanda hamilelikle ilgili hiçbir sıkıntım yok. Çok rahat ve güzel geçiyor. Hiç ağrım sızım olmadı. Hatta çevremdeki herkes karavanda olmayacağını söylemişti ama imkansız olmadığına inanıyordum, şu anda bunu kanıtlamış olduk.” dedi.
Karavan sayesinde her yerde bir evlerinin bulunmasının tarifsiz bir duygu olduğunu anlatan Güner, şunları kaydetti:
“Dünyanın her yerinde bütün güzelliklerine açılan bir kapınız var, bu çok güzel bir imkan, herkesin de bunu tatmasını çok isteriz. Çünkü sizi özgürleştiriyor, kendinizi tanımanızı ve gerçekten de doğayı sevmenizi sağlıyor. Çünkü kapım hep açık, hep doğayla iç içeyim, hep gökyüzü üzerinizde. Evdeyken bunu yapma şansınız yok ya da sıkıldığınızda evinizi başka bir yere taşıma şansınız yok ama park ettiğiniz her yerde eviniz var gibi güzel bir durum. Kim istemez ki böyle bir şey?”
Mehmet Güner de evlerinden çıkmak zorunda kaldıklarında karavan fikrini hayata geçirdiklerini söyledi.
Karavanda yaşamanın zorlukları kadar güzelliklerinin de olduğunu vurgulayan Güner, “Mesela kapınızı açtığınızda bir deniz kenarında olmak ya da doğayla iç içe olmak gerçekten inanılmaz bir durum. İnsan nerede mutluysa orada olması lazım. Biz de bu şekilde mutlu olduğumuz için karavanda yaşamaya başladık.” dedi.
Heyecanla bebeklerini beklediklerini belirten Güner, “Planladığımız her şey bir anda değişmiş oldu. Şimdi onun için daha güzel şeyler planlıyor ve yapmak istiyoruz. İkinci bir karavan yaparak ona kişisel alan sağlayacağız.” diye konuştu.