Sağlık Bilimleri Üniversitesi Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Gülmez, yaptığı açıklamada, karın içine sıcak kemoterapi uygulaması olarak nitelendirilen HİPEK yöntemine ilişkin bilgi verdi.
HİPEK’in kemoterapi ilaçlarının damardan verilmelerine kıyasla karın içine yüksek dozlarda uygulanabilme imkanı sağladığını dile getiren Gülmez, sıcak kemoterapi işleminin 41-43 santigrat derecede uygulandığını, bu derecedeki sıcaklığın hastaya zarar vermezken, tümör hücrelerinin direkt hasarına ve kemoterapinin tümörlü dokuya daha fazla nüfuz etmesine olanak sağlayarak ilaç etkinliğinin artmasına yol açtığını söyledi.
Bu yöntemde damardan verilmeye göre daha az sistemik yan etki olduğunu anlatan Gülmez, şunları kaydetti:
“Ayrıca karın zarının kan akımı karaciğere doğru olduğundan kemoterapinin olası karaciğer mikrometastazında (yayılmasında) yok edici etkisi diğer olumlu bir özellik olarak sayılabilir.
Keza yine bazı ilaçların ek olarak lenfatikler yoluyla sistemik dolaşıma taşınmasından dolayı yine bu alanlardaki tümör hücresini yok edici etkisinden de bahsetmek gerekir. Başta karın içine yayılmış jelatinöz karakterdeki apendiksin (psödomiksoma peritonei) ve karın zarının (mezotelyoma) kötü huylu tümörlerinde, mide, kalın bağırsak ve yumurtalık (over) kanserlerinde ilk tanı anında veya birkaç kür damardan uygulanan kemoterapi sonrasında bu tedavi uygulanabilir. Ana şart hastaların fit olması gerektiğidir. Yani kişinin yardımsız olarak kendi işini görüyor olması önemlidir. Yaş için 70 sınırı belirlenmiş olsa da bu fitlik durumu baz alınmaktadır. Sıcak kemoterapi uygulanmış bir kişide tekrar karın içinde nüks olduğunda bu tedavi yinelenebilmektedir. Karın içine yayılmamış olan ancak tümörlü dokunun kaynaklandığı organdan dışarı taşmış hastalara da profilaktik, yani önleme amaçlı sıcak kemoterapi işlemi yapılmaktadır.”
“Uygun hasta seçimiyle tatmin edici sonuçlar elde etmek mümkündür”
Doç. Dr. Selçuk Gülmez, ameliyatın ağır bir süreç olabildiğini ve ortalama 8-10 saat ancak bazen daha da uzun sürebildiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Ameliyatta bazen çoklu organ çıkarılması kaçınılmaz olabilmektedir. Amaç, cerrahi sonrası karın içinde geride kalan maksimum 2,5 milimetre kadar metastatik doku olması gerektiğidir. Ameliyat bitiminde hastalar en az bir gün süreyle yoğun bakıma alınmaktadırlar. Ameliyat sonrası ortalama 7-10 günlük hastanede kalma süresinden sonra hastalar yaklaşık olarak iki haftalık bir nekahet sürecine ihtiyaç duyabilmektedir. Bu esnada nihai patoloji sonuçlarına da ulaşmak mümkün olmaktadır. Sonuç cerrahi ekiple paylaşıldıktan sonra onkoloji tarafından uygulanacak birkaç seans kemoterapi tedavisi kaçınılmaz olmaktadır. Sonuç olarak uygun hasta seçimiyle tatmin edici sonuçlar elde etmek mümkündür.”