Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, Hamas’ın Telegram hesabından yayımlanan ses kaydında, sahadaki çatışmalara ilişkin bilgi verdi ve değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasının başında Ebu Ubeyde, Kassam Tugayları’nın, İsrail güçlerine karşı savunma operasyonlarına 42 gündür devam ettiğini hatırlattı.
Ebu Ubeyde, son 4 günde aralarında Merkava tankları, personel taşıyıcılar ve buldozerlerin yer aldığı 62 İsrail askeri aracının imha edildiğini, İsrail askerlerinin saklandığı binaların, bomba kullanılarak ve keskin nişancılar tarafından hedef alındığını, 3 gün önce düzenlenen 2 ayrı operasyonda en az 9 İsrail askerinin öldürüldüğünü, önceki gün Beyt Hanun’da bir binanın imha edildiğini ve içindeki İsrail askerlerinin öldüğünü ve yaralandığını belirtti.
Kendilerini uzun ve sürekli bir müdafaaya hazırladıklarını dile getiren Ebu Ubeyde, İsrail güçlerinin Gazze’de geçireceği her anın onlar için kayıp anlamına geleceğini savundu.
İsrailli liderler, esirleri gözden çıkarmaya karar verdi
Tel Aviv yönetimine seslenen Ebu Ubeyde, öldürdükleri İsrailli asker sayısının tahmin edilenden çok daha fazla olduğunu dile getirdi.
Kassam Tugayları’nın, saldırıların başından bu yana, esir takası anlaşmasının yapılması çağrısını yinelediğini kaydeden Ebu Ubeyde, İsrail’in, esirleri gözden çıkarma kararı aldığını aktardı.
Ebu Ubeyde, esirlerin hayatta kalması için mücadele ettiklerini, bunu bazen başardıklarını bazen de saldırılar nedeniyle başarısız olduklarını dile getirdi.
Netanyahu, Şifa Hastanesi’nde serap peşinde koşuyor
Ebu Ubeyde, direniş güçleri sahada savaşırken ve İsrail güçlerine kayıp verdirirken, İsrail ordusunun, kadın ve çocukları öldürdüğünü, “asılsız iddialarla” hastanelere saldırdığını ve savaş suçu işlediğini söyledi.
Başbakan Netanyahu ile onun “korkak” askerlerinin, Şifa Hastanesi’nde (direniş güçlerini) aramasını “bir serabın peşinden gitmeye” benzeten ve “gülünç” olarak niteleyen Ebu Ubeyde, bu durumun, İsrail’in kibrini ve aynı zamanda acziyetini ortaya koyduğunu anlattı.
Ebu Ubeyde, “İsrail ordusunun tanklarla Şifa Hastanesi’ne girmesi, hem onun başarısızlığının hem de insan hakları savunucularının ayıbının en büyük delilidir.” dedi.