Kassam Tugayları, telegram kanalı üzerinden yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada, Gazze Şeridi’ndeki saldırılara yanıt olarak, Tel Aviv, Yafa ve işgal altındaki Batı Şeria’da bulunan Yahudi yerleşim birimlerine yönelik çok sayıda füze saldırısı gerçekleştirildiği belirtildi.
Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre de atılan füzeler nedeniyle Tel Aviv ve Yafa dahil olmak üzere İsrail’de bir çok noktada sirenler çaldı.
Gazze’den atılan füzelerin büyük çoğunluğu İsrai’le ait “Demir Kubbe” sistemi tarafından havada imha edilse de bazıları Tel Aviv’de bazı bölgelere isabet etti.
İsrail’in Kanal 12 televizyonunun haberine göre ise Demir Kubbe, Gazze’den Tel Aviv’e fırlatılan en az 10 füzeyi imha etti.
Yedioth Ahronoth gazetesi ise Gazze’den atılan bir füzenin Tel Aviv yakınlarına düştüğünü aktardı.
İsrail’in Gazze’ye saldırılarında son durum
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırı başlattı.
İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırıya başladı.
Gazze’den düzenlenen saldırılarda 309’u asker 1400 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 İsraillinin yaralandığı aktarıldı.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze’ye saldırılarında 2 bin 913’ü çocuk ve 1709’u kadın, 397’si yaşlı olmak üzere 7 bin 28 kişiyi öldürdüğünü, 18 bin 484 kişiyi de yaraladığını duyurdu.
İşgal altındaki Batı Şeria’da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 106 Filistinlinin öldüğü belirtildi.
Çatışma bölgelerinde, çoğu İsrail bombardımanında 25 gazeteci yaşamını yitirdi.
İsrail-Lübnan sınırında 8 Ekim’den bu yana İsrail ordusu ile Hizbullah arasında yaşanan çatışmalarda ise 46 Hizbullah üyesinin yanı sıra İslami Cihad Hareketi’nden 6, Hamas’tan 3, Hizbullah destekli Sünni Direniş Tugayı mensuplarından da 2 kişi öldü, biri gazeteci 4 sivil hayatını kaybetti.
Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri ve bir İsrailli sivil yaşamını yitirdi.
İsrail’in saldırıları nedeniyle Gazze Şeridi’nde gıda ve içme suyu konusunda ciddi kriz yaşanırken halk temiz olmayan suları tüketmek zorunda kalıyor.
İsrail’in ayrıca hastaneleri hedef alması ve kısıtlamaları dolayısıyla da hastanelerin önemli bir kısmı hizmet dışı kalırken, geriye kalan diğer hastanelerde hastalara ve yaralılara sağlık hizmeti vermek için gerekli ilaç ve tıbbi ekipman krizi yaşanıyor.