Tuncer, dedesi Mehmet Ali Tuncer’in 1970’de İstasyon Caddesi’nde açtığı dükkanda çocukluğundan bu yana kasaplık yapıyor.
Kasaptan çok çiçekçiyi andıran dükkanda, büyük saksıların içinde tavşan kulağı, Meksika kaktüsü, maymun kuyruğu gibi farklı türlerde ve bazılarının boyu bir metreye yaklaşan kaktüsler yer alıyor.
Ali Tuncer, AA muhabirine, kasabı birlikte işlettiği amcası İlyas Tuncer’in 7-8 yıl önce iş seyahati için yurt dışına çıktığını, dönüşte bir çiçekçiden aldığı 8-10 çeşit kaktüsü dükkanın vitrinine bıraktığını söyledi.
Müşterilerin dikkatini çekmeye başlayınca kaktüs sayısını artırdıklarını anlatan Tuncer gösterilen ilgiden memnun olduklarını dile getirdi.
Zamanla kaktüslere yenilerini eklediklerini belirten Tuncer, “Camda ‘kasap’ yazısı yoktu. İnsanlar, ‘Çiçekçi mi kasap mı?’ demeye başladı, biz de onun üzerine cama kasap yazısı yazdırdık. Çiçekleri satın almak isteyen çok oluyor. İnsanları kırmak istemiyoruz ama kök verince kaktüsler ‘küsüyor’ diye kimseye veremiyoruz.” dedi.
“İnsanlar sergi gibi izliyor”
Kaktüslerle ilgilenmenin kendisine iyi geldiğini işaret eden Tuncer şöyle konuştu:
“Bizi gün içinde rahatlatıyor, keyif veriyor. Yerini sevdikten sonra sadece güneş istiyor ve ayda bir kere su veriyoruz. Yerini pek değiştirmemeye çalışıyoruz, diplerini çapalıyoruz. İlgi duyanlardan bize getirip hediye edenler oluyor. Geçen gün bir müşterimiz saksıda kaktüs getirdi, buraya daha çok yakışır diye. Gece ışıklandırma yaptık, dükkanı kapattıktan sonra insanlar burayı sergi gibi izliyor.”
Tuncer, dükkanda 300-350 kaktüs bulunduğunu, bunlardan bazılarının 30-40 senelik olduğunu aktardı.
Müşterilerden Nimet Özdemir ise kasabı ilk gördüğünde çiçekçi sandığını, sonraki zamanlarda alışverişini buradan yapmaya başladığını anlattı.