Özbek ve Kazak gazetecilerle siyaset uzmanları, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in geçen hafta Kazakistan’a resmi ziyareti sırasında mevkidaşı Kasım Cömert Tokayev ile iki ülke ilişkilerinin müttefiklik düzeyine çıkarılmasını öngören deklarasyonu imzalamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Özbek gazeteci 2020 TÜRKSOY Basın Ödülü sahibi Abduvali Saybnazarov, AA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu deklarasyonu “tarihi anlaşma” olarak nitelendirirken, bölge ülkeleri arasında ilk defa Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi kurulacağını ve müttefikliğin stratejik yönlerinin belirleneceğini kaydetti.
Saybnazarov, “İki ülke arasındaki müttefiklik ilişkilerini öngören bu tarihi deklarasyon Orta Asya ülkeleri arasında ilk defa imzalanıyor.” dedi.
“Orta Asya için önemli bir dönüm noktası olacaktır”
Saybnazarov, deklarasyonun Orta Asya’nın öncü lokomotiflerinden Özbekistan ve Kazakistan’ın dış politikada, güncel meselelerde ve uluslararası kuruluşlar kapsamında birlikte hareket etmelerini ve birbirlerinin menfaatlerine karşılıklı saygı duymalarını da sağlayacağını belirterek, “İki halk arasındaki tarihi bağlar, komşuluk ilişkileri, ortak manevi ve kültürel değerler temelinde imzalanan deklarasyon, Orta Asya’da gerçek bir siyasi ittifakın oluşmaya başladığını gösteriyor. Bu, karşılıklı gerilimlerden, sınır çatışmalarından ve bazı durumlarda etnik çatışmalardan uzak olmayan Orta Asya için önemli bir dönüm noktası olacaktır.” ifadesini kullandı.
Müttefiklik deklarasyonunu imzalamakla Özbekistan ile Kazakistan arasındaki ilişkilerin niteliksel olarak en üst düzeye ulaştığını ve istikrarlı bir nitelik kazandığını kaydeden Saybnazarov, Özbekistan ve Kazakistan’ın birlikte hareket etmesi durumunda bölgenin diğer ülkelerinin de birleşebileceğini, aralarındaki her türlü sorunu kendi aralarında çözebileceğini ve böylece üçüncü ülkelerin bu meseleye müdahale etmesine izin verilmeyeceğini vurguladı.
Saybnazarov, şimdiye kadar stratejik ortaklık düzeyinde olan Özbekistan ile Kazakistan arasındaki ilişkilerin müttefiklik düzeyine ulaşmasının Orta Asya’nın diğer ülkelerine de olumlu etki edeceğini ve bölgenin genel menfaatlerine hizmet edeceğini dile getirerek, “Özbekistan ile Kazakistan arasında müttefiklik deklarasyonunun imzalanması tarihi bir vaka olmanın yanı sıra Orta Asya’da istikrar ve kalkınma için atılan önemli bir adımdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Özbek siyaset uzmanı Kemaliddin Rabbimov da müttefiklik deklarasyonunun önemine değinerek, “Müttefiklik deklarasyonu büyük siyasi ve sembolik öneme sahip. Deklarasyon, iki ülkenin karşılıklı koordinasyonunun en üst düzeyde olmasını gerektiriyor. Müttefiklik deklarasyonu Orta Asya bölgesinin jeopolitik bağımsızlığı için ciddi bir siyasi platform olabilir.” ifadesini kullandı.
Bölgesel entegrasyona doğru atılan tarihi adım
Kazakistan ile Özbekistan arasında 6 Aralık’ta imzalanan müttefiklik deklarasyonu, Kazak gazeteciler ve uzmanları tarafından “dış tehditlerle birlikte mücadele etmek ve Orta Asya gibi potansiyeli yüksek bir bölgede ekonomik ilişkilerin entegrasyonu için atılan tarihi adım” olarak değerlendirildi.
Kazak gazeteci Amangeldi Kurmetuly, Kazakistan ile Özbekistan arasındaki stratejik ilişkilerin müttefiklik düzeyine çıkarılmasının bölgede yeni bir tarihi niteliğe sahip entegrasyon sürecinin başladığı anlamına geldiğini söyledi.
Kurmetuly, geçen yaz aylarından itibaren Nur Sultan ile Taşkent arasında karşılıklı resmi ziyaretlerin sıklaştığına işaret ederek, “Özellikle Türk dünyası alanında gelişmeleri yakından takip eden bir gazeteci olarak bu ziyaretleri olumlu işaret olarak yorumlamıştım. Dediğim gibi de çıktı.” ifadesini kullandı.
Özellikle Afganistan’daki iktidarın Taliban’ın eline geçmesi gibi faktörün sınırdaş iki ülke arasında önemli bir gündem maddesi olarak ortaya çıktığına dikkati çeken Kurmetuly, “Kazakistan ile Özbekistan arasındaki ilişkilerin müttefiklik statüsü kazanmasındaki en büyük etkenlerin birisi de Afganistan’daki gelişmeler olduğunu düşünüyorum. Çünkü devletler arası ilişkilerin stratejik düzeyden müttefiklik düzeyine çıkarılması, bu ülkelerin birbirine ekonomik, sosyal ve askeri yardımlar yapmaya hazır olması demektir.” şeklinde konuştu.
Kurmetuly, Orta Asya istikrarının doğrudan Kazakistan ve Özbekistan’daki istikrara bağlı olduğunun altını çizerek, “Bölgede terörizm, süper güçlerin jeopolitik oyunları gibi tehdit unsurlarının olduğunu biliyoruz. Bu anlamda müttefiklik ilişkilerinin aslında bu tehditlere bir cevap olarak kurulduğunu söyleyebiliriz.” değerlendirmesini yaptı.
Deklarasyonun Türk Devletleri Teşkilatı çerçevesindeki entegrasyon faaliyetlerini de güçlendireceğini belirten Kurmetuly, şunları kaydetti:
“Hazar Denizi’nin batı kısmında Türkiye ile Azerbaycan arasında etkin iş birliği var. Artık doğu kısmında yer alan Kazakistan ile Özbekistan’ın da iş birliği daha yüksek düzeye taşınmış oldu. Bütün bunlar Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkeler ile diğer Türk halklarının gelecekteki ortak hedefleri doğrultusunda birlikte hareket etmelerini sağlayacaktır.”
Kazak ekonomist Saparbay Jubayev de Kazak-Özbek ekonomik ilişkilerinin 25 yıllık duraksamanın ardından 2016’dan sonra canlandığını hatırlattı.
Jubayev, son dönemde önemli ekonomik atılımlar gerçekleştiren Özbekistan’ın bölgenin cazibe ülkesi haline geldiğine işaret ederek, “Özbekistan, Orta Asya’nın tüm ülkeleriyle sınırı bulunan tek ülkesi. Nüfus olarak da önde. Kazakistan da bölgenin ekonomik lideri konumuyla yatırım potansiyeli yüksek Özbekistan’la ekonomik ilişkilerini pekiştirmek istiyor.” ifadelerini kullandı.
Yaklaşık beş yıl önce iki ülke arasındaki ticaret hacminin 1 milyar doları bile bulmadığına dikkati çeken Jubayev, “2021 yılının sonunda ikili ticaret hacmimizin 4 milyar dolara çıkması bekleniyor. Bu, bölgede ikili ekonomik ilişkilerin sağlamlaştığını gösteriyor.” dedi.