Irak’ın Kerkük kentinde yarım asrı aşkın süredir ayakkabı ustalığı yapan 85 yaşındaki Cebbar Sabır, bir sanat olarak gördüğü bu mesleğin hayattaki en büyük tutkusu olduğunu söylüyor.
Irak’ta Kraliyet döneminden Baas rejimine, ABD işgalinden DEAŞ saldırılarına kadar bir tarihe tanıklık eden Cebbar Sabır, 60 yıldır her sabah dükkanını aynı heyecanla açıyor.
Sabır, Kerkük’ün Cirit Meydanı yakınlarındaki 2 metrekarelik dükkanında, hem sipariş üzerine ayakkabı yapıyor hem de eskiyen ya da yıpranan ayakkabıları tamir ediyor.
“Mesleğim benim için hem bir sanat hem de bir tutku”
Kerkük’ün en eski ayakkabı ustası Sabır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu mesleğe nasıl başladığını, kendisi için anlamını ve mesleğin geleceğini anlattı.
Sabır, ayakkabıcılığa çok genç yaşta bir akrabasının yanında çırak olarak başladığını söyledi.
İşine meslekten ziyade bir sanat ve tutku olarak baktığını dile getiren Sabır, “Mesleğim benim için hem bir sanat hem de bir tutku.” dedi.
“Önemli devlet adamlarına ayakkabı yaptım”
Irak’ta Kraliyet döneminden Baas rejimine kadar pek çok döneme tanıklık ettiğine işaret eden Sabır, bugüne kadar birçok devlet adamı ve ileri gelen isim için ayakkabı yaptığını söyledi.
Sabır, şöyle konuştu:
“Yaşım gereği Irak’ta Kraliyet, Cumhuriyet, Baas rejimi ve müteakip hükümetlere tanıklık ettim. Tüm dönemlerde önemli devlet adamlarına ve kişilere ayakkabı yaptım veya ayakkabılarını tamir ettim.”
Kerkük dışından da müşterileri var
Müşterileriyle çok güzel bir iletişim kurduğunu ve ayakkabı yaptırmak ya da tamir ettirmek için Kerkük dışından da gelenler olduğunu belirten Sabır, “Kerkük’ün en eski mahallelerinden birinde olmama rağmen insanlar uzak yerlerden bana gelip ayakkabı yaptırıyor. Çünkü benim hem sanatım hem de ahlakım güzel. Kadın, erkek, yaşlı, genç ve çocuk her kesimden müşterim var.” diye konuştu.
“Ayakkabıcılık yaparak 10 çocuk büyüttüm”
Askerlik görevini tamamladıktan sonra evlendiğini ve 10 çocuğunu bu iş sayesinde büyüttüğünü ifade eden Sabır, “Mesleğimi çok seviyorum. Mesleğim benim gururum. İnsan işini sevmiyorsa hayatı da sevmiyor demektir. Bu meslek bana hayırlı geldi, 60 yıldır kesintisiz olarak sürdürüyorum. Ayakkabıcılık yaparak biri kız 10 çocuk büyüttüm, 15 torunum ve büyük bir ailem var.” şeklinde konuştu.
Eski mesleklerin birçoğunun kaybolmasına rağmen ayakkabıcılığın ölmeyen bir meslek olduğunu söyleyen Sabır, insanlara yaptığı ayakkabılarla onlara daha iyi yürüme ve hayatta ilerleme imkanı sağladığını dile getirdi.
“Anne ve babalar çocuklarını artık kunduracıya çırak olarak vermiyor”
Ayakkabı ustalığında yeni eleman yetişmediğinden şikayet eden Sabır, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ölmeyen bir meslek olmasına rağmen mesleğimizi bizden sonraki kuşaklara öğretemiyoruz. Anne ve babalar çocuklarını artık kunduracıya çırak olarak vermiyor. İşte buna üzülüyorum.”