Irak’ın Kerkük kentinde orduya bağlı Kerkük Ortak Operasyonlar Komutanlığı ana karargah binasının Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani’nin talimatıyla boşaltılarak Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) devredilme hazırlıklarına karşı başlatılan protestolar pazar gününden bu yana devam ediyor.
Karargahın önünde çadır kurup nöbet tutan yüzlerce Kerküklü Arap ve Türkmen, Kerkük-Erbil otoyolunu trafiğe kapalı tutuyor.
Şehirdeki Türkmen ve Arapların çoğu, KDP’nin 2017’deki sözde “bağımsızlık referandumu” ile Kerkük’ü Irak merkezi hükümetinden koparma girişimini “ihanet” olarak görüyor. Dolayısıyla KDP’nin yeniden Kerkük’e dönecek olmasını bir “güvenlik tehdidi” olarak algılıyor.
Irak genelinde 18 Aralık 2023’te yapılacak yerel seçimlere hazırlanan KDP ise bu kapsamda Kerkük’teki eski parti binalarını geri almak istiyor.
“Siyasi çıkarlarınız için Kerkük’ün huzurunu bozmaya hakkınız yok”
AA muhabirine konuşan göstericilerden Muhammed Abdülkerim, son 6 yıldan beri Kerkük’ün güvende olduğunu ve bu güven ortamının bozulmasını istemediklerini söyledi.
Kerkük’teki istikrarın devam etmesi için KDP’nin tekrar bu kente gelmesini istemediklerini belirten Abdülkerim, “Bir partinin (KDP) kendi siyasi çıkarı için bir kentin huzurunu ve istikrarını bozmaya hakkı yok.” dedi.
Abdülkerim, “KDP’nin 2003 ile 2017 tarihleri arasında Kerkük’te olduğu dönemlerde binlerce Kerküklü Arap’ın alıkonulduğunu ve bu kişilerden şu ana kadar haber alınamadığını” öne sürdü.
Kentteki sosyal yapının korunması, Kerküklülerin görevi
Kerküklü protestocu Abbas el-Iraki, yüzyıllardır bu kentte Arap, Türkmen ve Kürtler olarak huzur ve barış içinde yaşadıklarını ve bu güçlü sosyal yapının korunmasının “Kerküklülerin görevi” olduğunu söyledi.
“Siyasi partilerin bu renkli sosyal yapıyı bozmaya çalıştığını” savunan Iraki, tüm toplumun birlikte hareket ederek siyasi partilerin bu güçlü toplumsal yapıyı bozmasına izin vermeyeceklerini vurguladı.
“Biz geride kalan o acı günleri yeniden yaşamak istemiyoruz”
Metin Muhammed isimli protestocu da Irak merkezi hükümetine bağlı güçlerin sözde referandum sonrası 16 Ekim 2017’de Kerkük’e girmesinden önceki yıllara bir daha geri dönmek istemediklerini belirtti.
Kentte Kürt siyasi partilere ait asayiş gücü ve Peşmerge’nin bulunmasına şiddetle karşı olduklarını kaydeden Muhammed, “Biz geride kalan o acı günleri yeniden yaşamak istemiyoruz.” diye konuştu.
Kerkük’teki karargah kentin güven ve barışının simgesi
Kurdukları çadırda nöbet tutan Mustafa Avcı ise Kerkük Ortak Operasyonlar Komutanlığı karargahının “kentin güven ve barışının simgesi” olduğunu vurguladı.
Söz konusu karargahın hiçbir siyasi parti tarafından kullanılmaması gerektiğini söyleyen Avcı, hükümetten aldığı bu karardan vazgeçmesini istedi.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) bağlı Peşmerge güçleri, 2014’te terör örgütü DEAŞ’ın ortaya çıkmasından sonra Irak ordusunun Kerkük’te boşalttığı üslere konuşlanmaya başlamış ve 3 yıl boyunca kentte denetimi fiilen ele almıştı.
IKBY’nin 25 Eylül 2017’de düzenlediği sözde “bağımsızlık referandumu” ve Kerkük’ü ilhak girişiminin ardından, merkezi hükümete bağlı güçler 16 Ekim 2017’de Kerkük’e girerek kentteki Peşmerge varlığına son vermişti.
Irak ordusu KDP binasını boşaltıp Kerkük Operasyonlar Komutanlığı karargahı yapmıştı.
KDP, söz konusu binanın daha önce kendileri tarafından kullanıldığını ve yeniden kendilerine verilmesi gerektiğini belirtiyor.