Kılıçdaroğlu, Fox TV’de katıldığı canlı yayında, İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı. Sorunları vatandaşlarla birlikte, demokrasi kuralları içinde çözme konusunda kararlı ve inançlı olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Taşkınlıklara yol açmadan, herkesi kucaklayarak, doğruları anlatarak ve sorunların nasıl çözüleceğini de anlatarak vatandaşla kucaklaşacağız.” dedi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, soru üzerine Türkiye’de bazı mahallelerin nüfusunun bir ilden bile büyük olduğuna değindi. Kılıçdaroğlu, ilden daha fazla nüfusa sahip mahalledeki tüm işin sadece tek bir muhtar tarafından yürütüldüğünü söyledi.
Muhtarların yardımcı elemanı olmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde muhtarların tamamına birer üniversite mezunu yardımcı eleman vereceklerini söyledi. Bu sayede hem muhtarlıkların sürekli açık kalmasını sağlayacaklarını hem de istihdam yaratacaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, yardımcı elemanın da muhtarlık kadrosundan işe alınmasını sağlayacaklarını dile getirdi.
Bazı CHP’li belediyelerin muhtarlara yardımcı eleman verdiğini ancak kendilerinin bu kadronun muhtarlıklara ait olmasını istediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, muhtarlara kendi mahallelerinin sorunlarını çözmeleri için bütçe de vereceklerini bildirdi. Bu bütçenin denetime tabi olacağını belirten Kılıçdaroğlu, muhtarların kendi mahallesinde gerçekten söz ve karar sahibi olacağını dile getirdi.
CHP’nin sağa kaydığı eleştirileri
Kılıçdaroğlu, CHP’nin sağa kaymaya başlandığı yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine de CHP’nin halkın partisi olduğunu söyledi.
“Halkın partisi” demenin halkın her kesimiyle diyalog kurmak anlamına geldiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, taşeron işçilerin sorunlarını ilk kendilerinin gündeme getirdiklerini, şimdi de apartman görevlilerinin sorunlarıyla ilgilendiklerini anlattı.
Toplumun her kesimine ulaşıp sorunlarıyla ilgili çözüm önerileri üretmeyi hedeflediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, “Yok sağa kaydı, yok sola kaydı, yok ortaya kaydı… Bunların tamamı asparagas. Cumhuriyet Halk Partisi geniş kitlelere açılıp, bütün sosyal kimliklerle ilişki kurduğu andan itibaren rahatsızlıklarını dile getiriyorlar.” dedi.
“21. yüzyılın Türkiye’si 18. yüzyılın kavramlarıyla yönetilemez.” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aradan geçti kaç yüzyıl. Türkiye Cumhuriyeti’nde, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim ve bu ülkenin aydınları, 21. yüzyılın sorunlarını çözmek için yeni kavramlar üretmek zorundalar. Yeni bir bakış açısıyla bütün dünyaya bakmak zorundalar. 21. yüzyılın temel kavramı demokrasidir. Çünkü dünya şu anda demokrasiyle otoriter rejimler arasında gidip gelen ikili bir yapıya büründü. Sağ-sol kavramları yok burada bakın. Çünkü sağcı için de demokrasi geçerli, solcu için de demokrasi geçerli. Ben insansam, düşüncem varsa aklım varsa Allah’ın verdiği en değerli organ beyinse o zaman ben düşüncelerimi özgürce ifade edebilmeliyim. Bunun sağla solla ilgisi yok. Dolayısıyla demokrasi ve otoriter rejimler arasında bir ayrışma var bütün dünyada. Biz demokrasiyi savunuyoruz, birileri de otoriter rejimi.”
Kemal Kılıçdaroğlu, Naci Ağbal’ın Merkez Bankası Başkanlığından alınması sonrasında dolarda yaşanan yükselişin hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
“Naci Ağbal görevden alındı. Dolar nereden nereye çıktı? 450 milyon dolar para el değiştirdi. Aradaki milyonları kim vurdu? Açıklıyorlar mı? Açıklamıyorlar. Niye açıklamıyorlar? Bu para kimin parası? Manipülasyondur. Daha önce 128 milyar dolar da aynı şekilde satıldı. Merkez Bankası parayı satarken ihale açıyor, ‘Ben doları satacağım.’ diyor. Kuruluşlar, bankalar ihaleye giriyorlar ve Merkez Bankası da alıyor bunu yayınlıyor. Kendi internet sitesinde, kendi sayfasında yayınlıyor. ‘Şu kadar doları sattım.’ diyor. 128 milyar doları kime sattın? Yayınlamıyorlar, niye yayınlamıyorlar? Kaçtan sattın? Kimin parasıydı 128 milyar dolar? O manipülasyon değil, doğrudan doğruya birilerine kaynak aktarılıyor. Burada da cuma günü bir günde 450 milyon doları kim aldı açıklasınlar. Ben belki yanlış biliyorum. Açıklarlar biz de öğreniriz.”
“Pandemi döneminde alınan kredilerin faizlerini sileceğim”
Gezilerinde çiftçi ve esnafı ziyaretlerinde sorunları dinlediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, kira üzerindeki stopaj vergisinin kaldırılmasını istediklerini belirterek ayrıca zincir mağazalardan büyük şikayet geldiğini aktardı.
Kılıçdaroğlu, esnaf ve çiftçilerin bankalardan aldıkları borcu ödeyemediğini belirterek, şöyle konuştu:
“Esnaflar, ister Halk Bankasından ister başka bankadan isterse Esnaf Kefalet Kooperatifinden kredi alsınlar, bütün faizlerini sileceğim. Çiftçiler ister Ziraat Bankasından ister Tarım Kredi Kooperatiflerinden borç alsınlar bütün faizlerini sileceğim. Hiç kimse endişe etmesin. Eğer birisi ödemişse faizi o faizini de onlara iade edeceğim. Pandemi dolayısıyla zaten adam perişan vaziyette, zaten sıkıntılı vaziyette.”
Esnafın eşyalarını satmak zorunda olduğunu, çok sayıda çek mağduru bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Böyle devlet yönetilmez. Bunların dünyadan haberi yok. Gezdiğim yerlere bir tek AK Parti milletvekili gidemiyor. Nasıl gidecek? Çiftçinin derdini mi dinleyecek, esnafın derdini mi dinleyecek, sanayicinin derdini mi dinleyecek? Dinleyemiyor. Zaten biliyorlar, tepki geleceğini de biliyorlar. Biz gidiyoruz, dinliyoruz. Ama dinlerken şunu yapıyoruz, çözüm önerisini söylüyoruz. Bunaldın mı kardeşim hiç meraklanma sandık gelecek önüne hesap soracaksın, demokratik yollardan soracaksın. Ben senin pandemi döneminde kullandığın kredilerin faizlerini sıfırlayacağım arkadaşım. Sosyal devlet budur zaten.”
Hiç kimseyi mağdur etmeyeceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Toplumda mağdur yarattığınız zaman siz sosyal devlet olmazsınız, baskıcı, otoriter devlet olursunuz.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, AK Parti’nin daha önce yaptığı kongreler nedeniyle Karadeniz’deki illerin kırmızı renge döndüğünü öne sürerek, şunları söyledi:
“Bu tabloyla Türkiye’nin tamamını kırmızıya dönüştürecekler öyle anlaşılıyor. ‘Herkes elini taşın altına koysun.’ Esnaf, çiftçi bırak elini, gövdesini taşın altına koymuş. Adamın dayanacak gücü kalmamış zaten. İntihar eden oldu iki gün önce kahveci. Aradım ben ailesiyle konuştum. Geçinememiş, onuruna yedirememiş intihar etmiş adam. Bu adama ne diyeceksiniz şimdi siz. Bu tabloyu yaratan kim? Bu devleti yönetenler. Nerede sosyal devlet? Kendileri için var, bir elleri yağda, bir elleri balda. Saraydan bunlar görünmüyor tabi. Saraydan baktığı zaman mutfak dolu, etrafındaki insanlar ayrı ayrı maaşlar alıyorlar. Her birisi için söylüyorum 10 bin liradan fazla. 10 milyonu aşkın işsiz var.”