UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan deltada manda yetiştiriciliğinin sürdürülebilir olarak yapılabilmesi için başlatılan “Kızılırmak Deltası Sulak Alan ve Kuş Cenneti Otlatma Yönetimi Projesi” kapsamında saha çalışması devam ediyor.
Bafra, 19 Mayıs ve Alaçam ilçeleri sınırlarında, Kızılırmak’ın Karadeniz’e döküldüğü alanı da kapsayan 56 bin hektarlık Kızılırmak Deltası, Türkiye’nin önemli sulak alanları arasında yer alıyor.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan delta, kuş türlerinin yanı sıra yılkı atları ve 12 bin civarındaki manda varlığıyla da öne çıkıyor.
Manda yetiştiriciliğinin sürdürülebilir olarak yapılabilmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından desteklenen “Kızılırmak Deltası Sulak Alan ve Kuş Cenneti Otlatma Yönetimi Projesi” ile deltanın ot potansiyeli araştırılıyor.
Bu kapsamda Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Bafra Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sebahattin Albayrak ile Sinop Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emire Elmas’ın da içinde bulunduğu ekip, deltada çalışma yürütüyor.
“Bitkiye büyüme ve gelişme fırsatı vereceğiz”
Prof. Dr. Albayrak, AA muhabirine, Kızılırmak Deltası’nda yürütülen projenin geçen yıl ekim ayında başladığını ve yaklaşık 2 yıl süreceğini söyledi.
Deltada yer alan Cernek, Balık ve Liman göllerini merkez alarak farklı bölgelerde 70’in üzerinde tel kafes kurduklarını anlatan Albayrak, otlamaya karşı korudukları bu noktalarda bitki gelişimini takip ettiklerini dile getirdi.
Bölgenin mera olmadığını, çok sayıda türün yaşadığı bir habitata ev sahipliği yaptığını aktaran Albayrak, mandaların yaşam sürecini devam ettirebilmesi için de en uygun alanların deltalar olduğunu ifade etti.
Mandaların vücut ısılarını ayarlayabilmeleri için suya yakın alanlarda otlamaları gerektiğine işaret eden Albayrak, “Dolayısıyla bu alanları en iyi değerlendirecek hayvan cinsi mandadır. Kızılırmak Deltası çevresinde manda yetiştiriciliği yapılmakta. Mandalar, nisan-mayıs ayında doğaya salınmakta ve yaz sezonunu burada geçirmekte.” diye konuştu.
Deltadaki diğer türlerin yaşamının da dikkate alınması gerektiğini, otlatma için doğru zamanın belirlenmesinin kritik olduğunu dile getiren Albayrak, şöyle devam etti:
“Suyun çekilmesiyle yeni bitki türleri geliyor. Hayvanlar yeniden burada beslenme imkanına sahip olabiliyorlar. Otlatmaya başlama ve son verme tarihimizin çok iyi belirlenmesi lazım. Bu süreç iyi ayarlanabilirse deltadan mandalar ve diğer hayvanlar maksimum seviyede faydalanmış olacak. Yani bitkiye büyüme ve gelişme fırsatı vereceğiz. Bu fırsatı verirsek mandaların daha sağlıklı yaşamasına imkan verecek ot üretimi sağlanmış olacak.”
Albayrak, dünya literatürüne göre 500 kilogramlık bir hayvanın yaşayabilmesi için günlük 12 kilogram, yani ağırlığının 40’ta biri kadar ot tüketmesi gerektiğini, buna göre mandaların da 8-9 kilogram civarında kaba yeme ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.
Çalışma sonucunda alınan verilerin deltanın daha verimli kullanılmasına imkan sağlayacağına işaret eden Albayrak, “İlk gözlemlerimiz, su çekilen ve çekilmeyen alanlar dikkate alındığında yaklaşık 10 bin hayvanın burada beslenebileceği ama aşırı otlatılırsa deltanın bitki örtüsüne zarar verilmiş olur.”