Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Anadolu Ajansının (AA) “Global İletişim Ortağı” olduğu Antalya Diplomasi Forumu (ADF) vesilesiyle geldiği Belek’te AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Antalya’nın doğa harikası bir yer olduğunu söyleyen Tatar, bu şehrin altyapısının da çok gelişmiş ve turizmde bir marka olarak ismini dünyaya duyurduğunu belirtti.
Tatar, “Antalya Diplomasi Forumu’nun Antalya’da yapılabilmesi fevkalade önemli bir gelişmedir. Türkiye köklü ve geçmişi olan bir devlettir. Dışişleri Bakanlığının çok yetenekli diplomatları, uzmanları ve kadrosuyla bütün bunları düzenleyebilecek kapasitededir. Bu kadar insanı buralara getirebilmek, toplayabilmek, onlara o güveni verebilmek ve güzel bir havaalanından alıp buralara getirmek fevkalade bir altyapı ister, bunlar Türkiye’de ve Antalya’da var.” dedi.
ADF ile bir Türk olarak gurur duyduğunu belirten Tatar, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu böyle güzel ve ses getirecek bir diplomasi forumu düzenledikleri için kutlamak istiyorum. İnanıyorum ki ADF başarılı olacak ve geleneksel hale gelecektir.” dedi.
KKTC’den Türkiye’nin başarılı adımlarını izleyerek, gururlandıklarını söyleyen Tatar, Türkiye’nin dünyanın en önemli ülkeleri arasında olmasından memnuniyet duyduklarını ifade etti.
“Artık biz Kıbrıs’ta yeni siyaseti (iki devletli çözüm) savunuyoruz”
Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde, 27-29 Nisan’da Cenevre’de gerçekleştirilen gayriresmi Kıbrıs konferansının amacının taraflar arasında ortak zemin olup olmadığını belirlemek olduğunu hatırlatarak, yıllarca Kıbrıs’ta federal temelde bir anlaşma için yapılan görüşmelerde netice alınamadığını ve bunu artık daha yüksek sesle dillendirdiklerini söyledi.
Yürütülen görüşmeler sırasında zamanın boşa harcandığını kaydeden Tatar, bu süre içerisinde Rum kesiminin mevcut statükodan yararlandığının altını çizdi.
Tatar, sözlerine şöyle devam etti:
“Artık biz Kıbrıs’ta yeni siyaseti (iki devletli çözüm) savunuyoruz. Cumhurbaşkanı seçilmemden önce, bütün propagandamı bunun üzerine yerleştirdim. Kıbrıs’ta artık yeni bir vizyonla bu süreci götürmek istediğimizi, federasyon temelli bir anlaşmanın olamayacağını söyledik. Şimdiye kadar, BM’ninkiler de dahil, bütün kapsamlı müzakere önerilerinin hemen hemen hepsi Türk tarafınca onaylanmış, Rum tarafı hepsini reddetmiştir. Çünkü Rum tarafı hiçbir zaman bizlerle o temelde (federasyon) bir ortaklığı sindirmemiş, Türklerle ne zenginliği ne de yönetimi paylaşmak istememişler. Amaçları, eskiden olduğu gibi, Kıbrıs’ı bir Yunan, Helen Adası yapmaktı, bunu da gizlemiyorlar. Artık, Türkiye’nin de desteğini almak suretiyle, Kıbrıs’ta iki ayrı egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan bağımsız devletten bahsetmekteyiz. Ancak böyle olursa devletten devlete, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm olabilir.”
BM Üst Düzey Temsilcisi Jane Holl Lute’u 21 Haziran Salı günü kabul edeceğini kaydeden Tatar, görüşmede Cenevre sonrası taraflar arasında ortak bir zeminin olup olmadığını görüşeceklerini söyledi.
Tatar, “Lute ile görüşmemizde, ancak ve ancak eşit uluslararası statümüz ve Kıbrıs Türk halkının, en az Rum halkı kadar egemen olduğunun kabulüyle resmi müzakerelere geçebileceğimizi vurgulayacağız. Kendisi zaten bunu biliyor. Cenevre’de bunları hep masaya yatırdık.” dedi.
Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada güçlü bir ülke olduğunun altını çizen Tatar, Türkiye’nin ne söylediğinin ve Kıbrıs Türk tarafının iki devletli çözüm vizyonunu desteklemesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
Tatar, Lute’un girişimleriyle ikinci bir toplantının olabileceğini, böyle bir toplantı olması halinde yeni siyasetlerini ve pozisyonunu savunmaya devam edeceklerinin altını çizdi.
“Maraş’ta uluslararası hukuka ters düşmemeye çalışıyoruz”
Tatar, “Kapalı Maraş’ı Ekim 2020’de, uluslararası hukuka da ters düşmeden, açmaya başladık. Orada epey temizlik çalışmaları yapıldı. 46 yıldır kapalı olan Maraş bölgesinde insanlığa yakışmayan manzaralar ve durum vardı.” diye konuştu.
Maraş’ın Gazimağusa ilçesinin içinde olduğunu vurgulayan Tatar, bölgenin önemli bir kısmının açık olduğunu ve büyük bir bölümünün Kıbrıs Vakıflar İdaresine (EVKAF) ait olduğunu söyledi.
Tatar, Kıbrıs meselesinin halledilememesi sonucunda Maraş’ın uzun yıllar kapalı kaldığını hatırlatarak, 46 yılın sonunda bir adım attıklarını ve Rum tarafının, Türk tarafının iyi niyetini istismar ettiğini ve bütün kapsamlı görüşmelerine “hayır” dediğini ifade etti.
Maraş’ta kamu alanlarının temizlendiğini ve sahil şeridinin açıldığını belirten Tatar, şunları kaydetti:
“Mallar ve mülkler de uluslararası hukuka göre, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) vereceği karara göre ilk sahiplerine iade edilecektir. O şekilde bir açılma süreci gerçekleştirilecektir, bu da insan haklarına uygundur. (Maraş’ta) Mal ve mülklerin iadesi için 3 binden fazla Rum ve yabancının TMK’ya başvurduğunu biliyorum. Madem onlar başvuruyor ve biz de malları iade etme noktasındayız, dolayısıyla bu insan hakları bakımından olumlu bir gelişmedir. (Maraş’ta) insan haklarına dikkat etmeye ve uluslararası hukuka ters düşmemeye çalışıyoruz.”
“Türkiye’nin AB ve Yunanistan ile ilişkileri Kıbrıs meselesinden bağımsız olmalıdır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile görüşmelerinde, “iki ülkenin pozitif gündemi destekleyecek adımların karşılıklı olarak atılmasında fikir birliğine vardıkları” yönündeki açıklamasını değerlendiren Tatar, bunun Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselelerine olumlu yansıyacağını vurguladı.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Neticede meseleleri bir bütün olarak değerlendirmeye kalktığınızda bazen daha karmaşık olabilir. Bazı hiç çözülemeyen noktalar olabilir. Onlar diğer çözülebilecek meselelerin de tıkanmasına sebebiyet verebilir.” dedi.
Tatar, Kıbrıslı Rumların, her zaman Türkiye, Yunanistan ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki ilişkileri bozmaya çalıştığını da anımsatarak, Kıbrıs meselesi çözülmeden Rumların AB’ye alınmasının da çok yanlış olduğunu bir kere daha hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin Yunanistan ve AB ile ilişkilerinin ve yapacağı birtakım anlaşmaların Kıbrıs meselesinden ayrı değerlendirilmesinin yerinde bir karar olacağını ifade etti.
Tatar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yunanistan’la sorunlu konuları ele almanın “sorun masasını çözüm masasına” dönüştüreceği yönündeki sözlerine ilişkin, “Cumhurbaşkanı çok doğru söylemiş. Konuları ayrı ayrı ele almak lazım. Konuları bir bütün, bütün meseleleri aynı pota içerisinde çözmeye kalktığınız zaman çok büyük sıkıntılar doğar.” değerlendirmesinde bulundu.