Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneğinin (EKO Avrasya) düzenlediği “KKTC’nin Stratejik Vizyonu” konulu çevirim içi görüşmeye katıldı.
Görüşmenin moderatörlüğünü EKO Avrasya Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren yaparken, KKTC Cumhurbaşkanlığı Tarım, Hayvancılık ve Girişimcilik Danışmanı Ahmet Hamdi de görüşmede hazır bulundu.
Görüşmede, 2033’te 50’nci yaşını dolduracak olan KKTC’nin dijital devrim arifesindeki siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel dönüşüm çerçevesinde yenilikçi ve gelişimci stratejileri ve KKTC’nin yeni vizyonu ele alındı.
Tatar, Cenevre’de 27-29 Nisan’da Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde garantör ülkelerin de katılımıyla 5+1 formatında düzenlenecek Kıbrıs konulu gayriresmi konferansa ilişkin, Cenevre’ye iki devletin egemen eşitliği temelinde iş birliğini içeren yeni vizyonla gideceklerini belirterek bunun önemli bir adım olduğunu vurguladı.
“Türkiye’nin bölgede artan gücü ve KKTC’ye verdiği destekle, devletimizin daha ileriye taşınması noktasında Cenevre’ye elimiz daha güçlü gidiyoruz.” ifadelerini kullanan Tatar, yeni vizyonun temelinde mücahit Kıbrıs Türk halkının mücadelesi, şehitleri, emeği, fedakarlığı ve self determinasyon hakkının olduğunu kaydetti.
Tatar, Crans Montana’da Rum tarafının masayı terk etmesi ile sona eren federasyon temelinde bir müzakere sürecine geri dönmenin artık mümkün olmadığını, federasyona yönelik çabaların tükenmiş olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, egemen eşit iki devletin iş birliğine dayanan yeni vizyonda, iki devletin su, doğal gaz, kriminal olaylar ve elektrik gibi birçok alanda iş birliği içinde çalışmayı öngördüğünü belirtti.
Avrupa Birliği’nin (AB) Annan Planı döneminde Kıbrıslı Türklere, referandumda “evet” demeleri karşılığında birçok vaatte bulunduğunu ancak bunların hiçbirini yerine getirmediğini hatırlatan Tatar, AB’nin, Kıbrıslı Rumlara referandumdan ne sonuç çıkarsa çıksın AB’ye alma sözü verdiğini ve referandumda olası bir anlaşmaya “hayır” diyen Rum tarafını kısa bir süre sonra tek taraflı olarak AB’ye aldığını kaydetti.
AB’nin attığı bu adım nedeniyle az bir nüfusa sahip Rum tarafının, 85 milyon nüfusa sahip Türkiye için AB içerisinde veto hakkı kullanmasının haksızlığına değinen Tatar, AB’nin tarafsızlığından söz etmenin mümkün olmadığını belirtti.
Tatar, Kıbrıs Türk halkının tüm ambargo ve izolasyonlara rağmen yıllardır kararlılıkla mücadelesini sürdürdüğünü ve mücadeleci bir ruha sahip olduğunu vurgulayarak son 25 yılda KKTC’de yatırımların arttığını, özellikle turizm, yükseköğrenim gibi hizmet sektörlerinde ve inşaat sektöründeki gelişmelerin devam ettiğini anlattı.
“Yükseköğrenim geliştirilmesi gereken bir alandır”
KKTC’nin Kapalı Maraş’ın açılım süreciyle önemli bir turizm destinasyonu olmaya devam ettiğini söyleyen Tatar, “Ülkemizde yüzden fazla ülkeden gelerek öğrenim gören öğrenciler, ülkelerine döndüklerinde KKTC’nin birer fahri temsilcisi oluyor. Yükseköğrenim hem tanıtım hem de ekonomiye katkısı nedeniyle daha da geliştirilmesi gereken bir alandır.” ifadelerini kullandı.
Maraş’ın 46 yıl sonra açılmasının insanlığa hizmet olduğunu belirten Tatar, uluslararası hukuk çerçevesinde mal sahiplerinin Taşınmaz Mal Komisyonuna (TMK) başvurarak hak sahibi olabileceklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, İngiliz Sömürge Yönetimi döneminde bölgede bulunan birçok vakıf malının, Vakıflar Tüzüğü’ne aykırı olarak el değiştirdiğini, Kıbrıs Vakıflar İdaresinin de TMK’ye başvurarak hakkını arayabileceğini belirtti.
Tatar, 1 Nisan’da TRT1 ekranlarında izleyiciyle buluşan “Bir Zamanlar Kıbrıs” dizisi ile ilgili bir soruya cevaben, dizinin Kıbrıs Türk halkının mücadelesini göstermesi bakımından amacına ulaştığını, Kıbrıs Türk halkının çektiklerini milyonlarca izleyiciye ulaştırması bakımından başarılı olduğunu ifade etti ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
Kur’an kurslarının KKTC’de yasaklandığına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Tatar, “Kıbrıs Türk halkı dinine ve inancına bağlı bir halktır.” dedi.
Tatar, Kur’an kurslarının devam edeceğini, eğer yasal bir eksiklik varsa bunların giderilmesi için Başbakan ve Milli Eğitim ve Kültür Bakanı ile görüşerek tamamlanmasını istediğini belirterek kursların Din İşleri Başkanlığı yetkisiyle ve Eğitim Bakanlığının denetlemesi ile yürütüleceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, laikliğin herkesin dinini yaşaması ve vicdan özgürlüğü bakımından önemli olduğunu da belirtti.