Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüşeceği Brüksel’e gitmek üzere KKTC’den ayrıldı.
Seyahati öncesi Ercan Havalimanı’nda basın mensuplarına değerlendirmelerde bulunan Tatar, Guterres ile yarın sabah bir araya geleceklerini aktardı.
Tatar, “Kıbrıs’ta eşitlik temelinde bir anlaşmanın olabilmesi için eşitliğimizi korumak noktasında çok büyük bir mücadele veriyoruz. BM öncülüğünde 27-29 Nisan’da Cenevre’de düzenlenen gayriresmi Kıbrıs Konferansı’nda benim ortaya koyduğum 6 maddelik önerinin ilk maddesi, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin kabul edilmesi ve uluslararası eşitlik statüsünün sağlanmasıdır.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı seçilmesinin öncesi ve sonrasında “Kıbrıs’ta eşitliğin sağlanması durumunda resmi müzakerelere geçebilecekleri” mesajını verdiğinin altını çizen Tatar, bu siyasetin yürütülmesinde Türkiye’nin de tam desteğini aldıklarını vurguladı.
Tatar, 22 Haziran’da BM Genel Sekreteri’nin geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute ile görüşmesinde, Brüksel’de yapılacak Avrupa Birliği (AB) toplantısından dolayı Guterres’in de orada olacağını ve 25 Haziran’da Rum lideri Nikos Anastasiadis ile ikili görüşme yapmasından rahatsızlık duyduklarının ilettiğini söyledi.
Lute’a, “Guterres’in Anastasiadis ile görüşmesi halinde kendileriyle de görüşmesi gerektiği” yönündeki düşüncelerini ilettiğini belirten Tatar, sonrasında kendilerine BM’den davet geldiğini ve bu görüşme için Brüksel’e gittiklerini dile getirdi.
“Bizim siyasetimiz açık ve nettir”
Tatar, Anastasiadis’in dün yaptığı açıklamada, “Hiçbir zaman Kıbrıslı Türklerin egemenlik talebini kabul etmeyeceğini” söylediğini anımsatarak şöyle devam etti:
“O kendi görüşüdür. Biz hala aynı noktayız. Eşitliğimizin kabulü, egemen eşitlik temelinde ve uluslararası eşitlik statüsünün sağlanmasıyla ancak (Kıbrıs’ta) resmi müzakerelere geçilebilir ve sonrasında önemli konuların tartışılması gündeme gelebilecektir. Cenevre sonrası ikinci bir gayriresmi görüşme olabilir, ona açığız çünkü bu toplantıların maksadı, resmi müzakerelere geçmek için BM’nin verdiği uğraştır.
Cenevre’de, garantör ülkelerin de katıldığı toplantıda, ortak zeminin bulunmadığı noktasında Genel Sekreter’in sonuç bildirgesi vardır. Bu bildirgede, Kıbrıslı Türklerin ve Rumların taleplerini ifade etmiştir. Bizim siyasetimiz açık ve nettir. Kendisine bunu yarın yapacağımız toplantıda yine ifade edeceğiz.”
Kıbrıs’a barışın 20 Temmuz 1974’teki Kıbrıs Barış Harekatı’yla geldiğini vurgulayan Tatar, o günden bu yana hiç kan dökülmediğini ifade etti.
“Kıbrıs Türk halkı, hiçbir zaman dayatma ve empoze bir çözümü kabul etmeyecektir”
Tatar, Kıbrıs’ta artık devletten devlete bir anlaşmanın ve ona göre istikrarın sağlanmasının en doğalı ve doğrusu olduğuna işaret ederek şu ifadeleri kullandı:
“Kimse kimseyi artık kandırmasın. Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama olacağı bir anlaşmayı tasvip etmesi söz konusu değildir. Bütün bunları hem BM’ye hem de diğer ülkelere her fırsatta anlatıyoruz. Kıbrıs Türk halkı, hiçbir zaman dayatma ve empoze bir çözümü kabul etmeyecektir. Bizim davamız ve mücadelemiz, Kıbrıs Türk halkının barış, esenlik ve mutluluk içerisinde bu Ada’da yaşayabilmesidir. Bu mücadelede Türkiye’nin bize tamamıyla destek vermesi son derece önemlidir.”
“BM’den gelen daveti olumlu olarak yorumluyoruz”
Cumhurbaşkanı Tatar, AA muhabirinin “BM’den gelen daveti olumlu olarak yorumluyor musunuz?” sorusuna “Evet, bunu olumlu olarak yorumluyoruz. Netice itibarıyla eşitlik temelinde bir anlayışın devam etmesi için bunun böyle olması gerekiyordu.” yanıtını verdi.
Geçen hafta Türkiye’de gerçekleşen Antalya Diplomasi Forumu (ADF) sırasında AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in kendileriyle görüşmekten kaçındığını belirten Tatar, bunu üzüntüyle karşıladıklarını da kaydetti.