Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kapalı Maraş’ın 46 yılın ardından kademeli açılım sürecinin başlamasının birinci yıl dönümünde AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Maraş’ın açılım süreciyle birlikte Rumlar ve diğer ülke vatandaşlarının Maraş’a girebildiğini söyleyen Tatar, yakın zamanda Rum kesiminden bazı milletvekillerinin de bölgeye geldiğini ve burada yaşanan gelişmeleri yerinde gördüklerini ifade etti.
Tatar, 46 yıl kapalı kalan Maraş’ın insanlığa tekrar kazandırılması için bir adım atıldığını dile getirdi.
Maraş’ın on yıllarca Kıbrıs’ta bir çözüm olacağı ve bölgenin de Rumlara iade edileceği öngörüsüyle kapalı kaldığını anımsatan Tatar, 2004’te Annan Planı, 2017’de Crans Montana sürecinin yaşandığını, öncesinde de Rumların uzlaşmaz tavır sergilediğini ve Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşılamadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Bir 46 yıl daha herhalde buranın kapalı kalması gibi bir şey söz konusu olamazdı. Benim başbakan olduğum dönemde bu (Maraş açılımı) gündeme getirilmişti, benim siyasetim buydu zaten. Başbakan olmadan önce de bunları seslendirmiş birisiyim.” dedi.
Maraş’ın esas itibarıyla ata toprağı olduğuna, Lala Mustafa Paşa ve Bilal Ağa gibi vakıflara ait olduğuna işaret eden Tatar, Kıbrıs’ın 1571’de Osmanlı tarafından fethedilmesiyle vakıf düzenlemelerinin uygulandığını ifade etti.
Tatar, Kıbrıs’ın o dönemde genel itibarıyla vakıf arazisi olduğunu ve bu arazilerden elde edilen gelirlerin ihtiyaç sahibi kişilere verildiğini veya devlet düzenlemeleri için kullanıldığını anlattı.
Kıbrıs’ta İngiliz döneminde vakıf arazilerinin peşkeş çekildiğini söyleyen Tatar, vakıf yasalarına aykırı düzenlemelerin olduğunu anımsattı.
“Taşınmaz Mal Komisyonuna 400’e yakın Rum’un başvurusu var”
Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:
“Biz şu anda uluslararası hukukla karşı karşıyayız, o da 1974 tapusu diyor. Burada bulunan uluslararası hukukun ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin tanıdığı Taşınmaz Mal Komisyonunun ancak 1974 tapusu dikkate alındığı takdirde çalışabildiği yönünde bir anlayış var. Kuruma başvurularla bir neticeye varılabilecektir. Taşınmaz Mal Komisyonuna 400’e yakın Rum’un başvurusu var. Maraş’ın açılmasıyla süratlenebilir. Rum tarafında kendi vatandaşlarına ‘sakın Taşınmaz Mal Komisyonuna başvurmayın, bu bizim açımızdan bir ihanettir’ anlayışıyla baskılar var. O insanlar da kendilerine, ’47 yıldır çözüm olacak ve malımıza geri döneceğiz diye bizi kandırıyorsunuz ama bir çözüm olmadı, siz bu işi başaramadınız.’ şeklinde yanıt veriyor. Rumlardan da bize bu süreçte ‘ne zaman açacaksınız, ne zaman malımıza, mülkümüze geri döneceğiz?’ şeklinde sorular gelmiştir.”
Maraş’ın açılmasının tarihi Gazimağusa bölgesine de canlılık getireceğini belirten Tatar, “Gazimağusa, Maraş açılımıyla çok daha değerli ve bir cazibe merkezi olabilecektir. Maraş açılımı, KKTC’ye hem siyasi hem turizm hem de ekonomik anlamda çok şey kazandırmıştır, kazandırmaya da devam edecektir.” dedi.
Tatar, Başbakanlığı döneminde 8 Ekim 2020’de Kapalı Maraş’ın kademeli açılım sürecinin başlatıldığını ve bu hususta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da desteğiyle bu açılımı gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Maraş açılımında uluslararası hukuka ters düşmek istemediklerini ifade eden Tatar, Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden taşınmaz mal ve mülkleri iade edeceklerini, bu adımın insan hakları ve mağduriyetlerin giderilmesi adına atılan önemli bir adım olduğunu belirtti.
Tatar, Maraş’ın açılan bölümlerini 230 binden fazla yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiğine dikkati çekerek, “Eğer pandemi koşulları olmasaydı, normalde yılda KKTC’ye yaklaşık 1,5 milyon turist geliyordu. Maraş, bu haliyle bile her gelen turistin görmek istediği bir yerdir. Özellikle Türkiye’den gelen ziyaretçiler hep Maraş’ı ziyaret etmek istiyor. Pandemi sonrası Maraş’ın daha gelişebileceğine ve daha fazla ziyaretçi alacağına inanmaktayım. Bu önemli adımdı.” diye konuştu.
Maraş açılımının Türkiye ve KKTC’nin Kıbrıs’taki iki devletli çözüm politikasına da uygun olduğunu dile getiren Tatar, “Maraş açılımı bir siyaset değişikliğiyle ortaya çıkmıştır. O siyaset değişikliği de 50 yıldır bir sonuç alınamayan federal temelde çözüm yerine, bundan sonra Kıbrıs’ta iki devletli çözüm için mücadele verilmesi gerektiğidir. Bu anlayışla yeni bir boyut kazanan yeni siyaset, Maraş açılımıyla daha fazla güçlenmiştir.” değerlendirmesinde bulundu.
Tatar, Kıbrıs’ta 1974’te yeni sınırlar çizildiğini, bu tarihten sonra bunu geri çevirmenin mümkün olmadığını ve Maraş’ın da KKTC sınırları içinde kaldığını vurguladı.
Kıbrıs Vakıflar İdaresine (EVKAF) ait mallar ve binalar için 1960 yılına kadar kira ödendiğini söyleyen Tatar, “Taşınmaz Mal Komisyonuna başvuranlar mallarına ve mülklerine kavuşabileceklerdir. Rumların tekrar buraya yerleşmesi ve ekonomiye kazandırmaları onların tercihidir. Dilerlerse gelirler veya satabilirler. Maraş açılımı, hakların tekrar kazanılması ve mağduriyetlerin giderilmesi adına doğru bir adımdır.” dedi.
Tatar, Maraş açılımının bir süreç olduğunu, bölgede şu ana kadar yüzde 3,5’lik kısmın askeri idareden sivil idareye aktarıldığını bildirdi.
“Maraş açılımı Türkiye’nin desteğiyle atılan bir adımdır”
Tatar, tüm bölgeyi sivile dönüştürme durumunda güvenliği sağlamak için daha fazla polise ihtiyaç olacağını ve sivil idareye yeni sorumluluklar yükleneceğini ifade ederek, bu sürecin temkinli yürütülmesi gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Maraş açılımı Türkiye’nin desteğiyle atılan bir adımdır. Türkiye’deki tüm yetkililere teşekkür ediyorum. Kıbrıs Türk halkı bu gelişmeden memnundur, Maraş açılımına destek vermiştir. Türkiye kamuoyuna da tatillerini ve ziyaretlerini KKTC’ye daha sık yapmaları çağrısında bulunuyorum. Pandemiden sonra aramızdaki geliş-gidişler artacak, bağlar daha da gelişecektir.” diye konuştu.