Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yakın zamanda Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde düzenlenmesi öngörülen, garantör ülkelerin de katılacağı Kıbrıs konulu 5+1 gayriresmi konferans için çalışmalar sürerken, Kıbrıs Rum kesimi ve Yunanistan’ın KKTC ile Türkiye’ye yönelik gerçek dışı iddia ve suçlamalarının, diyalog ve görüşmeleri dinamitleyici nitelikte olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in dün Kıbrıs Rum kesimine gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Rum lider Nikos Anastasiadis ile yaptıkları açıklamalara ve Kıbrıs meselesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Kıbrıs konusuyla ilgili 5+BM toplantısı için girişimlerin devam ettiğini hatırlatan Tatar, bulunacak çözüm modeliyle ilgili duruşlarının kararlılıkla devam ettiğini ifade etti.
Tatar, “Kararlılığımız halkımızın siyasi eşitliğini, egemenliğini, Türkiye’nin etkin ve filli garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığını korumak, halkımızı azınlık durumuna düşürmemek ve tek gerçekçi çözüm yolu olan egemen iki ayrı devlet modelini hayata geçirmek yönündedir.” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs’ın gerçeklerine uygun olan egemen iki ayrı devlet modelini hayata geçirebilmek için uğraşlarının devam ettiğini kaydeden Tatar, Rum-Yunan ikilisinin çözüm karşıtı tahriklerinin ise sürdüğünü belirtti.
“Anastasiadis’in bu açıklaması, Rum tarafının değişmez hedefidir”
Bunun en son örneğinin de Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in dün gerçekleştirdiği Rum kesimi ziyareti sırasında yaşandığını vurgulayan Tatar, şöyle devam etti:
“Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasaidis’in düzenledikleri ortak basın toplantısında yapmış oldukları açıklamalar Rum-Yunan zihniyetinin değişmediğini ve değişmeyeceğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. BM Genel Sekreterinin gayriresmi 5+BM toplantısının gerçekleşmesi yönünde girişimleri devam ederken, Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye’ye yönelik gerçek dışı iddiaları ve suçlamaları, diyalog ile görüşmeleri dinamitleyici niteliktedir.”
Tatar, Anastasiadis’in Kıbrıs’taki garanti sistemini hedef aldığını, Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını içeren bir çözümü hedeflediklerini söylediğini belirtti.
Anastasiadis’in bu açıklamasının Rum tarafının değişmez hedefi olduğunu ifade eden Tatar, bunun, 1962’den bu yana Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırma yönünde devam ettirdikleri faaliyetlerin günümüze yansıması olduğunu vurguladı.
“Kıbrıs’ın kan gölüne dönüşmesinin sorumlusu da Yunanistan’dır”
Tatar, Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in de yaptığı açıklamada, Türkiye’yi “işgalcilikle” suçladığını ve gerçek işgalcinin kim olduğunu gizlemeye çalıştığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, şunları kaydetti:
“Kıbrıs’ta esas işgalci olan EOKA terör örgütünü kuran, Akritas Planı doğrultusunda Kıbrıs Türk halkını yok etmek için başlatılan Rum saldırılarını destekleyen ve organize eden, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını gerçekleştirmek için 15 Temmuz 1974 darbesini düzenleyen Yunanistan’dır. Kıbrıs’ın kan gölüne dönüşmesinin sorumlusu da Yunanistan’dır. Türkiye, Barış Harekatı ile tüm Kıbrıs’a barışı ve huzuru getirmiştir. Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı da Kıbrıs Türk halkının en büyük güvencesi ve kırmızı çizgisidir. Kıbrıs Türk halkı asla Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden vazgeçmeyecektir.”