Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs Rum kesiminde yetkililerin dün oynanan AEK Larnaka-Fenerbahçe maçını izlemeye giden Türk taraftarların beraberlerinde götürdükleri, üzerinde Türk bayrağı olan ve Türkiye yazan atkılarının ve Türk bayraklarının Rum yetkililerce alınmasının ne kadar ırkçı bir zihniyetle karşı karşıya olduklarının en bariz göstergesi olduğunu söyledi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, Bakan Ertuğruloğlu, katıldığı bir televizyon programında güncel konularla ilgili soruları yanıtladı.
Fenerbahçe’nin, UEFA Avrupa Ligi’nde Kıbrıs Rum kesimi temsilcisi AEK Larnaca ile karşılaştığını belirten Ertuğruloğlu, stadyum girişinde KKTC’den gelen Fenerbahçeli tarafların ellerindeki Türkiye bayraklarının alınmasına tepki gösterdi. Ertuğruloğlu, şöyle konuştu:
“Sahada oynayan takım Türkiye takımı, tabii ki Türk bayrağı orada açılacaktır. Siz, sözde ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ bayrağını asıyorsunuz, onlardan çok daha fazla Yunan bayrakları orada, kilise bayrakları orada, her türlü provokasyonu yapıyorsunuz, Türk bayrağı orada açılmayacak, yok böyle bir şey. Bu zihniyet, bizim hoşgörüyle bakacağımız bir zihniyet değil. Zaten Kıbrıs konusunun özünde de yatan bu ırkçı zihniyet. Türk’ü kendine eşit görmeyen, varlığını Türk düşmanlığı üzerine kuran bir zihniyetle karşı karşıyayız.”
Rum tarafının, maçı izlemek isteyen Türk taraftarlarına “Kıbrıs cumhuriyeti” kimlik kartı şartını koyduğunu, bunu asla kabul etmeyeceklerini, bunun hiçbir gerekçesinin olamayacağını ve bu konuda ısrar ederlerse bunun diğer tüm ilişkilere yansıyacağını açık açık söylediklerini de kaydeden Ertuğruloğlu, BM Misyon Şefi Colin Stewart’ın bu konuda ciddi bir mücadele verdiğini, maçtan bir gün önce de kendilerine gönderdiği mesajla böyle bir koşulun olmadığını ilettiğini söyledi.
Kıbrıs müzakerelerinin 2017’de Crans Montana sonrası çökmesi ile egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü politikasının, tanınma politikasının da kendisi olduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, ilk defa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderin, BM Genel Kurulu kürsüsünden, açık açık KKTC’nin resmen tanınması çağrısında bulunduğunu vurguladı. Ertuğruloğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
“(KKTC’nin tanınma çağrısı) Bu müthiş bir olaydır. Bu tarihi bir olaydır ve buna tanıklık etmiş olmaktan dolayı da gurur duyuyorum. Biz, kendi milletimizin, kendi halkımızın çıkarları doğrultusunda, Türk ulusunun çıkarları doğrultusunda haklı bir davanın savunuculuğunu yapıyoruz. Her zaman söylerim; Kıbrıs konusu sadece Kıbrıs Türkü’nün Rum’la olan davası değildir, bu coğrafyada Türk ulusunun ulusal davasıdır. New York çağrısını bu şekilde yorumlamak lazım. Şunu herkes bilsin ki özellikle bu konjonktürde, Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi bir lider, BM Genel Kurulu gibi bir platformda dünyanın gözünün içine baka baka KKTC’yi resmen tanıyın çağrısı yaptıysa bu tanınma gelecek.”
BM Güvenlik Konseyi üyesi ABD’nin Rum tarafına silah ambargosunu kaldırdığını, Fransa’nın saldırı helikopteri sattığını ve çeşitli askeri iş birliği anlaşmaları yaptığını ifade eden Ertuğruloğlu, Rum tarafının silahlanma faaliyetlerini artırdığını söyledi.
“İstediğiniz silahı alın, hiçbir şansınız yok”
Rum tarafının kendi insanını kandırdığına işaret eden Ertuğruloğlu, şunları kaydetti:
“Boşu boşuna para harcıyor. Bu coğrafyada Rumların ve Yunanistan’ın, gerek Türk ulusuna gerek Türkiye’ye gerekse Kıbrıs Türklerine karşı askeri başarı elde etmesi söz konusu değil. İstediğiniz silahı alın, hiçbir şansınız yok. Unutmayın, Kıbrıs Türkü burada yalnız değildir. Kıbrıs Türkü çaresiz de değildir, sizin insafınıza terk edilmiş halk da değildir. Saldırgan olan biz değiliz. Türk askeri, Rum saldırganlığını engellemek için buradadır. Toprak elde etmek için, askeri harekat gerçekleştirip toprak almak için burada bulunan bir askeri birlik değildir. Savunma anlayışı ile buradadır. Eğer siz bir çılgınlık yaparsanız, bizim saldırı hedefimiz, politikamız yok, eğer delirmişseniz bunu siz yaparsınız, bunun karşılığını verecek güç ve kapasitedeyiz ve kararlılıktayız. Ümit ederiz yapmazsınız, çünkü bunun hiç kazananı olmaz ama en fazla kaybedeni siz olursunuz!”