Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Kıbrıs’ta konuşlu BMBG’nin görev süresinin 6 ay süre ile 31 Ocak 2022 tarihine kadar uzatılmasına ilişkin 2587 (2021) sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararının 29 Temmuz 2021’de kabul edildiği kaydedildi.
Açıklamada, “BMBG’nin Ada’daki varlığı ve faaliyetlerine ilişkin KKTC makamlarının rıza ve onayı yine alınmamıştır. Bu durum, Birleşmiş Milletler’in kendi kural ve ilkelerine dahi aykırıdır. Ayrıca, BMBG’nin, KKTC topraklarındaki faaliyetlerini makamlarımızın iyi niyeti ve yapıcı tutumu sayesinde sürdürmekte olduğunu bir kez daha hatırlatmakta fayda vardır. BMBG’nin ülkemizdeki faaliyetleri için BM ve KKTC arasında yasal bir düzenleme yapılmasına yönelik uzun yıllardan bu yana haklı bir talebimiz bulunmaktadır. Makul bir zaman dilimi içinde BMBG’nin ülkemizdeki faaliyetlerine ilişkin talebimize olumlu yanıt verilmemesi halinde, iyi niyete dayalı yaklaşımımızı gözden geçirmek zorunda kalacağımızı uluslararası toplumun dikkatine getirmek isteriz.” ifadeleri yer aldı.
BMGK’nın söz konusu kararında, 27-29 Nisan 2021’de gerçekleştirilen 5+BM gayriresmi görüşmelerinde, Kıbrıs Türk tarafının sunduğu yapıcı öneriyi göz ardı ettiği hatırlatılarak, başarısızlığı yıllardır ispatlanmış, gerçeklerden uzak formüllerin dayatılmaya çalışılmasının, BMGK’nın Kıbrıs Rum tarafı lehine olan statükoyu muhafaza etmeye çalıştığını bir kez daha gösterdiği kaydedildi.
Açıklamada, “Bugün, Kıbrıs Ada’sında, kendi kendini yöneten, kendi toprakları üzerinde ayrı ayrı egemenlik hakları olan iki farklı devlet bulunmaktadır. Bu gerçekler ışığında, Kıbrıs Türk tarafı, iki devletin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statülerinin kabul görmesini ve ardından iki taraf arasında bir iş birliği ilişkisi tesis edilmesini teminen resmi müzakerelerin başlamasını önermektedir. Kıbrıs Türk tarafının önerisi gerçeklere uygun ve başarı şansı olan tek çıkış yoludur.” ifadeleri kullanıldı.
Ada ve etrafındaki doğal kaynaklar iki halka ait olduğu belirtilen açıklamada, Kıbrıs Türk tarafı bu gerçeği de dikkate alarak, hidrokarbon konusunda Kıbrıs Rum tarafına yapıcı öneriler sunduğunu ve 13 Temmuz 2019 tarihli önerisinin de hala geçerli olduğu hatırlatıldı.
“Kapalı Maraş’a yönelik atılmakta olan adımların doğru yorumlanması önem arz etmektedir”
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Güvenlik Konseyi kararında bu gerçeklerin yansıtılmamış olması önemli diğer bir eksikliktir. Rum tarafının, Kıbrıs Türk Halkının meşru hakları hilafına, hidrokarbon kaynaklarına ilişkin paylaşım ve işbirliğinden uzak, kışkırtıcı tutumunu devam ettirmesi, Doğu Akdeniz’deki gerginliğin esas sebebini oluşturmaktadır. Ayrıca, Ada üzerindeki gerginliğin tırmanmasına neden olan Rum tarafının sınır boyu ve ara bölgeye 233 adet beton mevzi yerleştirmesi gibi pek çok kışkırtıcı eylemine de, önceki kararlarda olduğu gibi, bu kararda da değinilmemiştir. BM Güvenlik Konseyi’nin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) gerek Ada üzerinde gerek Ada etrafındaki gerginliği artırma politikasını gizlemeye çalıştığı, hatta cesaretlendirdiği görülmektedir.”
Mayınlardan arındırılmış bir Ada konusunda Güvenlik Konseyi kararında Ada’daki her iki tarafa çağrıda bulunulduğu kaydedilen açıklamada, kararda, BM Genel Sekreteri’nin Ada’daki BMBG faaliyetleri hakkında yayınladığı son raporda, KKTC makamlarının konuya ilişkin olumlu yaklaşımına karşın Rum tarafının isteksiz davrandığı yönündeki açık ifadeleri yansıtılmamış olmasının da kabul edilemez olduğu kaydedildi.
BM kararında, kapalı Maraş’a ilişkin yer alan ifadelerin Rum-Yunan propagandasının bir eseri olduğu vurgulanan açıklama, şöyle devam etti:
“Kapalı Maraş’a yönelik hükümetimiz tarafından atılmakta olan adımların doğru yorumlanması önem arz etmektedir. Rum tarafının retçi tutumu nedeniyle kapalı Maraş yıllardan bu yana statükonun sembolü haline gelmiştir. Kıbrıs Türk tarafının uluslararası hukuku ve özel mülkiyet hakkını gözeterek herkesin faydasına olacak bir açılım yapması, olumlu bir adım olarak değerlendirilmelidir. Hükümetimiz, ülkemizin bir parçası olan kapalı Maraş’ta gerekli gördüğü kararları, aynı anlayışla atmaya devam edecektir. BM Güvenlik Konseyi’nin GKRY’nin Ada’nın tümünü temsil ettiği yanılsamasından kurtulması gerekmektedir. Adada egemen eşitliğe sahip iki devletin ve iki halkın bulunduğu gerçeği üzerine inşa edilecek bir modelin, sürdürülebilir bir anlaşmayı mümkün kılacağı gerçeğinin BM Güvenlik Konseyi tarafından anlaşılmasını bekliyoruz.”
BMGK, Kıbrıs’taki BMBG misyonunun görev süresini 6 ay daha uzatmıştı.
BM’nin en uzun süreli faaliyette bulunan barış gücü misyonlarından biri olan BMBG, 1964’ten bu yana Ada’da görev yapıyor ve barış gücünün görev süresi her 6 ayda bir uzatılıyor.