Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “GKRY’nin, tek taraflı ilan ettiği sözde 6 numaralı ruhsat sahasında doğal gaz arama çalışmasını kınıyoruz. GKRY, tek taraflı faaliyetleriyle Kıbrıs Türk halkının Ada’nın doğal kaynakları üzerinde eşit haklarını ihlal etmeye ve iş birliği yerine, Doğu Akdeniz ve Ada’daki gerginliği tırmandırmaya devam etmektedir.” ifadeleri yer aldı.
GKRY’ye 13 Temmuz 2019’da KKTC’nin yaptığı “hidrokarbon iş birliği ve hakça paylaşım önerisinin” halen masada olduğu belirtilen açıklamada, GKRY’nin bu iş birliği önerisine olumlu yanıt vermesi ve tek yanlı faaliyetlerini bir an önce sonlandırmasının beklendiği kaydedildi.
Açıklamada, “Aksi takdirde, Kıbrıs Türk tarafı, müktesep hakları çerçevesinde 2011 yılında belirlediği ruhsat sahalarında, hidrokarbon çalışmalarına kararlılıkla devam edecektir. Bundan kimsenin rahatsız olmaması gerekir. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin 2020 yılında yaptığı, Doğu Akdeniz’de KKTC dahil ilgili tüm tarafların katılımı ile kapsamlı bir konferans düzenlenmesi önerisini desteklemeye devam edeceğiz.” ifadeleri de kullanıldı.
Rum Enerji Bakanlığı, İtalyan ENI ve Fransız Total enerji şirketlerinin, GKRY’nin sözde MEB’indeki 6’ncı parselinde erteledikleri sondaj çalışmalarının yeniden başladığını dün duyurmuştu.
Rum kesiminin hukuksuz olarak lisans verdiği ENI ve Total konsorsiyumu, Doğu Akdeniz’de, Rum yönetiminin sözde MEB içerisindeki 6’ncı parselde yapmayı planladıkları sondaj faaliyetlerini, salgın nedeniyle Mayıs 2020’de ertelemişti.
– Rum tarafının tek taraflı adımları
Doğu Akdeniz’de ve özellikle Kıbrıs çevresinde yürütülen petrol ve doğal gaz aramalarıyla belirli bölgelerdeki kaynak keşifleri, Akdeniz’e komşu ülkelerin enerji arz güvenliğini yakından ilgilendiriyor.
GKRY, Türkiye’nin itirazlarına rağmen Ada’nın tek otoritesi gibi davranarak Doğu Akdeniz’de 13 parselden oluşan sözde MEB ilan etti. Rum kesimi, bu sözde MEB sahaları için Eni, Total, Amerikan ExxonMobil gibi uluslararası enerji firmalarına hidrokarbon arama ve çıkarma ruhsatları verdi. Bu da Türkiye ve KKTC ile olan gerginliği artırdı.
Rumların bu çerçevede Türkiye ve KKTC tarafından tanınmayan üç anlaşması bulunuyor. Mısır ile 2003’te deniz yetki alanı sınırlandırmasına imza atan GKRY, 2007’de Lübnan ile 2010’da ise İsrail ile anlaşma yaptı.
GKRY tarafından ilan edilen sözde MEB parsellerinden, Kıbrıs’ın güneybatı açıklarındaki 1, 4, 5, 6, 7 numaralı parsellerin Türk kıta sahanlığı ile 2, 3, 8, 9, 12 ve 13 numaralı parsellerin de KKTC’nin hak iddia ettiği alanlarla çakıştığı görülüyor. GKRY, bu alanlarda Türkiye ve KKTC’ye ait hak ve menfaatleri ihlal ediyor.
Bölgede yalnızca sözde 10. ve 11. parsellerde çakışma meydana gelmiyor. Rum kesiminin ilan ettiği sözde 6. parseldeki sondaj sahasının bir bölümünün Türkiye’nin kıta sahanlığının bulunduğu alana girmesine karşın, İtalyan ENI ve Fransız Total’in görevlendirdiği sondaj gemisi çakışan alanın dışında bulunuyor.