Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs Rum kesiminin “sözde” Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) teklifi hakkında yazılı açıklama yaptı.
Başta Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis olmak üzere bazı Rum yetkililerin son dönemde, KKTC topraklarına ilişkin bazı planlarını sözde GYÖ paketi olarak lanse etmeye ve uluslararası kamuoyunun desteğini alarak Kıbrıs Türk tarafına baskı uygulamaya çalıştığını gördüğünü belirten Ertuğruloğlu, bu çabaların beyhude olduğunu kaydetti.
Ertuğruloğlu, Ada’daki taraflar arasında süregelen müzakere süreçlerinde bugüne kadar ortaya konan hiçbir GYÖ paketinin amaçlanan hedefine ulaşmadığını anımsatarak, bunun nedeninin ise GYÖ’lerin Kıbrıs meselesinin özünden uzak olması olduğunu kaydetti.
“Kıbrıs meselesinin özü, statü meselesidir”
Bakan Ertuğruloğlu, “Kıbrıs meselesinin özü ve bugüne kadar sonuçsuz kalmasının tek sebebi, uluslararası toplumun Kıbrıs Rum tarafına Kıbrıs Ada’sının sözde ‘tek hükümet ve temsilcisi’ olarak davranması, öte yandan Kıbrıs Türk halkına ise sadece bir ‘toplum’ muamelesi yapmasıdır. Ezcümle, Kıbrıs meselesinin özü, statü meselesidir. Kıbrıs Rum tarafının sözde Güven Yaratıcı Önlemleri, dikkatleri hem sorunun özünden uzaklaştırmak hem de statükonun devamını sağlamaktan başka bir amaç taşımamaktadır.” ifadelerini kullandı.
KKTC tarafından belirlenen yeni devlet politikasının, bu statü sorununu ortadan kaldırmak ve kabul edilebilir bir anlaşmaya ulaşılmasını mümkün kılmayı amaçladığını vurgulayan Ertuğruloğlu, Ada’da, Kıbrıs Türk halkına ait bir devlet olduğunun inkar edilemez bir gerçek olduğu, KKTC’nin önerisinin de bu gerçek üzerine tesis edildiğinin altını çizdi.
Ertuğruloğlu, “Kıbrıs Türk halkının mutlak egemenliği bulunan bu devlet toprakları üzerinde söz söyleme hakkı sadece Kıbrıs Türk halkına aittir. Gerek Kapalı Maraş gerek Ercan Devlet Havalimanı gerekse Gazimağusa Deniz Limanı topraklarımızın birer parçasıdır ve devletimizin yetkisi altındadır. Bu yetkinin devredilmesi söz konusu değildir. Dolayısıyla, topraklarımız üzerinden siyaset yapan Rum liderliğinin bu olguyu kabul etmesi gerekmektedir. Bu gerçek kabul edilmediği sürece, adı ne olursa olsun, atılacak her adım başarısızlığa mahkum olacaktır.” ifadelerini kullandı.