İSKİ’ye bağlı Ömerli, Hüseyinli Köyü ve Cumhuriyet Biyolojik Atıksu Arıtma tesisleri ile İSKİ Öğümce Biyolojik Paket Atıksu Arıtma Tesisi yakınından geçip Karadeniz’e dökülen deredeki kirlilik mahalledeki vatandaşları rahatsız ediyor.
Deredeki kirlilik nedeniyle, suyun renginde değişim ve köpürme yaşandığı da görülüyor.
Geçimlerini tarım ve hayvancılıkla sağlayan Bozhane sakinleri, kirlenen suyu kullanamadıklarından dolayı verim konusunda olumsuzluklar yaşıyor.
Dereden zaman zaman etrafa kötü kokuların yayıldığı ve mesire alanlarına gelenlerin sayısında düşüş yaşandığı ifade edilirken bundan rahatsız olan mahalleliler, etkili şekilde tarım ve hayvancılık yapabilmek için sorunun bir an önce çözümünü bekliyor.
“Dere, pisliği taşıyamıyor ve denize atıyor”
Bozhane Mahallesi Muhtarı Evren Önal, AA muhabirine, çevrede yaşayan insanların ellerinden geldiğince ekip biçtiğini ve hayvancılıkla uğraştığını söyledi.
Önal, Riva Deresi’nde oluşan kirliliğin sebeplerinin fabrikalar ve tesislerden kaynaklı olabileceğini dile getirerek, “Vatandaşlar, 2-3 yıl önce burada temizlik olduğunda buraya geldi, seferber oldu. Her zaman geliriz. Köyümüz burası, atalarımız ve dedelerimiz bir şeyler bıraktı.” dedi.
Derenin ve köyün günden güne yok edildiğine dikkati çeken Önal, şöyle devam etti:
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) 2-3 yıl önce burada çalışma yaptı, 2 yıldır yapıyor. Geçici temizlik bunlar, tam kapsamlı temizlik olmuyor. Kışın sular yükseliyor, bu tarafa doğru gelen geliyor ve yazın bunlarla uğraşıyoruz. Dere, pisliği taşıyamıyor ve denize atıyor. Beykoz Riva Plajı’na akıyor ve vatandaşlar oraya giriyor. Buna anlam veremiyoruz. Doğa için çabalayan insanlar var ama vatandaşlarımızın da suçu var. Yirmi köy var, ben gidip konuşuyorum.”
“Deredeki kirlilik tamamen toplumsal bir konu”
Önal, deredeki kirliliğin ses getirmesi için tüm köylülerin ve muhtarların toplanması gerektiğini ifade ederek, “Çocuklarımız derenin kenarına geliyor. Sivrisinekler üst seviyede, restoranlar bitik. Bu, kişisel bir menfaat değil. Deredeki kirlilik tamamen toplumsal bir konu. Hepimizin el birliğiyle bu işi çözmemiz gerekiyor.” diye konuştu.
Deredeki kirliliğe kalıcı çözüm bulunmasını talep eden Önal, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Beykoz Belediyesi ile İBB’nin bir araya gelip Riva Deresi’ni temizlemelerini istedi.
“Kokudan, kirlilikten hayvanlar da suyu içmiyor”
Aynı mahallede yaşayan Atilla Köktürk ise dere civarını önceleri ekip biçtiklerini ve arazilerini suladıklarını söyledi.
Artık su bulamadıkları için bahçelerini ekmekten vazgeçtiklerini anlatan Köktürk, “Aileler buraya geldiği zaman ne kokudan oturabiliyoruz ne de rahat edebiliyoruz. Çok kötü durumda burası. Doğma büyüme buradayım. Derede yüzmeyi öğrendim, balık tutuyorduk ama şimdi yanına yaklaşamıyoruz. Teknelerle plaja gidiyorduk, şimdi plaj da girilmeyecek durumda.” ifadelerini kullandı.
Köktürk, kokudan dereye yaklaşamadıklarına dikkati çekerek, “Sulama yapamıyoruz. Bizi dereden, dereyi bizden kopardılar. Derede ne tekneyle gezebiliyoruz ne tarım yapabiliyoruz. Hayvanlar su içiyordu, artık onlara da su veremiyoruz. Kokudan, kirlilikten hayvanlar da suyu içmiyor.” değerlendirmesini yaptı.
Derenin yakınına mahsul ekilse bile arı gelmediğini, bu yüzden tarımsal verim alamadıklarını dile getiren Köktürk, buranın tarım, hayvancılık ve doğal güzellikler açısından İstanbul’un en yeşil yeri olduğunu vurguladı.
Köktürk, dere kenarındaki yeşilliklerde oturmak isteyen insanların kirlilikten ve kokudan yaklaşamadıklarını, buraya kadar gelip üzgün gidenler olduğunu aktardı.
Derede temizlik çalışması yapıldığını dile getiren Köktürk, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri geldi, numune aldı. Pislik dolan yerler vardı, ağaçlar kırılıp çökmüştü. Oraları kepçeyle açıp ellerinden geldiği kadar akıntıyı sağladılar. Özel araziler de olduğu için her yere ulaşma sorunları olduğu için ellerinden geleni yaptılar.” dedi.
Karınlarını doyurmak için tarım yapmaları gerektiğini belirten Köktürk, “Derenin yakınına ekip dikemiyorum. Hayvancılık bitti. Turizmden yararlanmak isteyenler var ama bu kokuyu duyan kaçıyor, bir gelen daha da gelmiyor.” diye konuştu.
“Tesislerin arıtmaları olmadığı için dere kirleniyor”
Mahalle sakini Nimetullah Dalgınç da dere kenarlarında hayvancılık yapıldığını fakat koku ve pislikten hayvanlara su verilemediğini söyledi.
Deredeki kirliliğin bölgeyi olumsuz etkilediğinin altını çizen Dalgınç, “Kirliliğin sebebi Paşaköy Arıtma diyorlar ama Ömerli Barajı’ndan buraya fabrikalar da var. Hiç kimse arıtma kullanmıyor, her taraf pislik, fabrikalarda leş gibi kokular var. Arıtmaları yapmıyorlar. Tesislerin arıtmaları olmadığı için dere kirleniyor.” ifadelerini kullandı.
Dalgınç, koku ve kirlilikten dere kenarlarındaki restoranların müşteri kaybettiğini ya da bir süre sonra kapandığını aktararak, şunları kaydetti:
“İki sene önce Büyükşehir Belediyesi temizleme yaptı. Göz boyama temizlemesi yapıldı, gitti. 15 sene önce suyun içine girip balık tutuyorduk. Şimdi derenin kenarına yaklaşamıyoruz. Derenin temizlenmesi ve güzelliğinin yeniden ortaya çıkarılmasını talep ediyoruz. Burası temiz olduğu zaman herkes bahçesini sular, tarım yapar ama şu an hiç kimse bir şey yapamıyor.”