İstanbul Arkeoloji Müzeleri Koleksiyoncusu Ahmet Kaya, 40 yılda biriktirdiği müzeye kayıtlı 1593, kayıtlı olmayan 100 binin üzerinde farklı medeniyetlere ait tarihi parayla, geniş bir koleksiyonun sahibi oldu.
Ahmet Kaya’nın 40 yılda biriktirdiği Osmanlı kitapları, pul, para ve efemera arasında en geniş ve önemli yeri, topladığı paralar tutuyor.
Kaya, geçmiş medeniyetlerden günümüze ulaşan ve eline geçtikçe sakladığı gümüş, bakır ve metal paraları, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın envanter defterine kaydettiriyor.
Çocukluğunda aile büyüklerinin verdiği ve kitaplarının arasına koyduktan sonra unuttuğu paraların, yıllar içinde koleksiyona dönüştüğünü gören Kaya, 40 yıldır emek harcadığı koleksiyonculuğun kendisine kattığı manevi değerle gurur duyuyor.
“Sanılanın aksine bazen en değerli para altın değil”
Para koleksiyonuna ilişkin AA muhabirine bilgi veren Kaya, İstanbul Arkeoloji Müzelerine kaydettirdiği 1593 paranın Türk devletinin varlığı, kendisinin ise o varlıkların emanetçisi olduğunu söyledi.
Kaya, müzeye kayıtlı olmayan 100 binin üzerinde parası bulunduğunu ve bu paraların içinde 93 gün tahtta kaldığı için çok az para bastıran 5. Murat dönemine ait 3 parçanın da yer aldığını aktardı.
Koleksiyonunda çoğunlukla gümüş para olan Kaya, sanılanın aksine bazen en değerli paranın altın olmadığını belirterek, “Altın para kendini çok iyi muhafaza ediyor. Az basıldığı takdirde altın ve gümüş tabii ki değerlidir ama bakır ya da diğer metal paralar, kendi dönemlerinden günümüze sağlam geldiğinde çok kıymetli oluyor. Çünkü bakırda korozyon (aşınma) çok fazla oluyor. Para çürüyerek kendini yok ediyor. Biz buna ‘para kanser oldu’ diyoruz.” diye konuştu.
Para muhafazasının, bazen paranın değerinden daha maliyetli olduğunu ifade eden Kaya, çıplak elle tutulmaması gereken koleksiyon parçalarını korumak için asidi azaltılmış kaplamalar kullandığını aktardı.
Eski paraların üstündeki nakışlardan ve para kitaplarından büyük heyecan duyan Kaya, yıllardır yaptığı inceleme ve okumalar sayesinde kültürel kazanım edindiğini söyledi.
Bir Roma parasını büyüteçle okuduğunda onun dönemini ya da döneminin sahtesi olduğunu tespit edebilen Kaya, Osmanlı ve Bizans paralarını okumada iyi olduğunu belirtti.
Paralardaki detaylarla sosyal bilimlere katkı sunacak analizler yapılabilir”
Kaya, koleksiyon parçalarındaki detayların, ait oldukları dönemle ilgili verdiği tarihi, sosyal ve ekonomik bilgiler nedeniyle sosyal bilimlere katkı sunacak analizler yapılabileceğini, şöyle anlattı:
“Mesela bir paradan çok fazla basılmamışsa o dönemin ekonomik şartları iyi değildir ya kriz vardır ya da enflasyon yüksektir. Sömürge dönemi de olabilir. Ekonomik koşulların kötü olduğu dönemlerde altın para basamıyorlar, gümüş paraların ayarını düşürüyorlar ve nikel para basıyorlar. Buradan yola çıkarak da fikir sahibi olunabilir. Başka bir misal de çok ilginçtir ki bazı Osmanlı mangırlarının (bakır sikke) üstünde Davut Yıldızı vardır. Bazı Antik Yunan paralarında da Ay Yıldız vardır. Hiç tahmin etmezsiniz ama var. İncelenmeye değer bir konu.”
“Aslında herkes bir koleksiyoncudur”
Bazı insanların maddi durumları yeterli olmadığı için koleksiyon yapamadığını vurgulayan Kaya, düşük bütçeyle yapılabilecek koleksiyon türlerinin de olduğunu anlattı.
Başlangıçta gazoz kapağı, takvim yaprağı ve içecek şişeleri gibi nesneleri biriktirerek zamanla iyi bir koleksiyoncu olunabileceğini belirten Kaya, “Aslında herkes bir koleksiyoncudur. Çünkü hafızalardaki anılar ve kurulan hayaller de bir koleksiyondur. Koleksiyonların toplum kültürünü geçmişten geleceğe taşıması gibi anılar da dilden dile yeni nesillere taşınır.” dedi.