Kolombiya’da güvenlik güçleri ile Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) arasında yarım yüzyılı aşan kanlı çatışmalar nedeniyle terör ve şiddetle anılan “Magdalena Nehri”, el değmemiş güzelliklerini dış dünya ile paylaşmaya hazırlanıyor.
İsmini İncil’de geçen figürlerden Mary Magdalena’dan alan nehir, 1528 kilometre ile Kolombiya’nın en uzun akarsuyu olma özelliğine sahip.
Görkemli doğası ve kentleri birbirine bağlamasının yanı sıra geçmişten gelen zengin hikayeleri ile Magdalena, Kolombiya’nın en önemli turizm hazinelerinden biri olarak kabul ediliyor.
İspanyollar 16. yüzyılda, Avrupa’dan Kolombiya’nın içlerine mal taşımak için Magdalena’nın çevresinde küçük kasabalar kurdu ve çok sayıda liman inşa ederek bölgeden büyük paralar kazandı.
Uzmanlara göre, nehir doğal kaynaklar açısından paha biçilmez olduğu gibi tarih boyunca birçok toplumun ekonomik ve sosyal gelişmesine ciddi katkı sağladı.
Başkent Bogota’ya 9 saat mesafede yer alan nehrin civarındaki San Agustin, Honda ve Momprox gibi kasabalar, yerli ve yabancı turistlerin önemli uğrak noktalarından.
Magdalena Nehri, devletin yıllarca mücadele ettiği FARC başta olmak üzere paramiliter gruplar ve çok sayıda silahlı grupların çatışmasına da sahne oldu.
Nehir eski günlerine dönmek istiyor
Kolombiya’da Hakikat Komisyonu üyelerinin çatışma döneminde yaşanılan mağduriyetleri araştırmak için ziyaret ettiği bölge insanları, nehrin terörün bir sembolü olarak hatırlanmasını istemediklerini söyledi.
Kanadalı antropolog Wade Davis, Magdalena Nehri’ni, “Kolombiya’nın bir ulus olarak var olmasının nedeni” olarak tanımlıyor.
Devletin silahlı gruplara yönelik mücadelesinde ayrı bir yeri olan nehir, yıllarca öldürülen insanların kanlarıyla bölge halkı için kabusa dönüştü.
Ülkede kaybolan ya da öldürülen binlerce kişinin kalıntılarının bu nehrin derinliklerinde olduğuna inanan bölge sakinleri, FARC ile Kasım 2016’da imzalanan barış anlaşmasıyla beraber çatışma yıllarının geride kaldığına inanıyor.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan bölge sakinleri, Magdalena Nehri’nin eski ihtişamlı günlerine dönmesini arzu ediyor.
“Nehir öldürülen kişiler nedeniyle toplu mezara dönüştü”
Eski nehir kasabasında ikamet eden Melissa Flores, Hakikat Komisyonu üyelerinin nehri ziyaret etmesini çok önemsediklerini belirterek, “Nehir tarih boyunca büyük çatışmalara sahne oldu, balık tutmanın dışında öldürülen kişiler nedeniyle ne yazık ki toplu mezara dönüştü.” ifadesini kullandı.
Flores, nehrin sahip olduğu eşsiz değerin ve öneminin yeniden anlaşılması için araştırmanın nihayete ulaşması gerektiğini söyledi.
“Atılan cesetler nedeniyle nehrin imajı darmadağın oldu”
San Pablo kasabasında yaşayan ve Las Veteranas isimli müzik grubunun lideri olan Eloina Silva da silahlı şiddet döneminde nehrin insafsızca lekelendiğini belirtti.
Silva, komisyonun şiddet dönemine tanık olmuş bölge insanını dinlemesinin önemine işaret ederek, “Maalesef ölüleri atmak için nehri kullandılar, bu asla olmamalıydı. Buraya gelen hiç kimse açlıktan ölmez, ben doğduğumdan beri kasabamı terk etmedim. O kötü imajı bizden almalarını istiyoruz, çünkü atılan cesetler nedeniyle nehrin imajı darmadağın oldu.” dedi.
Nehrin güneyindeki Rio Viejo kasabasında balıkçılık yapan Calixto Rocha Garcia, burada yaşayan insanların şiddetten bıktığını, nehre ağlarını attıklarında sadece balık tutmak istediklerini kaydetti.
Gamarra kasabasının Kültür Evi Müdürü Cristian Ortega ise buradaki insanların ürettikleri sebze ve meyveleri teknelerle başka kentlere taşıdığını anımsatarak, Magdalena’nın yaşam kaynağı olduğunu belirtti.
“Nehir bizim hayatımızdır”
Komisyon üyelerinden Agueda Plata, nehrin ülke insanını ve kültürünü birbirine bağlayan bir köprü olduğunu anlatarak, “Nehir bizim hayatımızdır, bu yüzden nehirle olan ilişkimiz son derece önemlidir ve uyumlu olmalıdır. Barışın, bir arada yaşamamızın ve uzlaşmanın rotasını Magdalena bize gösterecektir.” şeklinde konuştu.