Irak’ın ev sahipliğindeki futbol turnuvasına “Arap Körfezi Kupası” adının verilmesi İran’da tepkiye yol açmış, Irak’ın Tahran Büyükelçisi İran Dışişleri Bakanlığına çağrılmıştı.
Iraklı yetkililerin Körfez için “sahte” isim kullandığını savunan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, “Irak Büyükelçisi’ni Bakanlığa çağırarak İran’ın Fars Körfezi tabirinin kullanılması konusundaki hassasiyetini Irak tarafına yansıttık.” demişti.
Ülkenin neredeyse tüm kentlerinden gençler ve aileler final maçını izlemek için Basra’ya gidiyor. Basra’daki otellerde yer bulunamazken, bazı Basralılar kent dışından gelenlere evlerini açtı.
Iraklı siyasi analistler İran’ın Basra’daki Körfez Kupası’na karşı aldığı tavrı ve Irak’ın Körfez coğrafyasına yakınlaşmasını AA muhabirine değerlendirdi.
“Körfez, İran’ın etkisi altındaki Irak’a karşı yumuşak güç politikası izliyor”
Siyasi analist Ahmet Yasiri, “Körfez ülkeleri İran’ın etkisi altındaki Irak’a karşı yumuşak güç politikası izliyor. İran ise sert güç politikasını Irak’taki mezhep savaşı dönemlerinde kullanmış ve bunun ‘Irak halkını korumak için’ yapıldığı algısı yaratmıştı.” dedi.
Terör örgütü DEAŞ saldırıları sonrası Irak halkının İran’ın bu politikasının gerçek yüzünü görmeye başladığını savunan Yasiri, Tahran’ın sert güç politikasının aslında ‘sert milisler ve silahlı yapılar’ doğurduğunu söyledi.
“İran, Irak’ın Körfez’le bu kadar yakınlaşmasından korkuyor”
Irak’ta, İran’ın politikalarına karşı dönüşümün 2019 halk gösterileriyle başladığına işaret eden Yasiri, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Körfez ülkeleri, Irak’ta geliştirmek istediği yumuşak gücü İran’ın politikalarına karşı alternatif olarak görüyor. Körfez Kupası da Körfez’in Irak’taki yumuşak varlığıdır. Körfezliler de bu durumu kullanarak Irak’a yakınlaşıyor ve İran’ın buradaki stratejik hamle ve etkilerini boşa çıkarmaya çalışıyorlar.
Irak, sert güçlerin çekişme alanıyken artık yumuşak güçlerin çatıştığı alana dönüştü. Körfez Kupası bir spor yarışması olmasının yanı sıra Irak-Körfez ilişkilerinin kupası ve turnuvasıdır. Kupa, eski rejimin (Saddam Hüseyin) Körfez’e karşı politikaları ve Körfez Savaşı’nın etkilerini sıfırlamak içindi ve bu neredeyse sıfırlandı.
Yasiri, yaşanan gelişmelerden İran’ın endişe duyduğuna dikkati çekerek, “İran, Irak’ın Körfez’le bu kadar yakınlaşmasından korkuyor. İran, sınırlarını Irak’a ve özellikle Şii kesime açarak Körfez yakınlaşmasını engellemeye çalışıyor ve ‘Iraklıların İran’dan başka gideceği yerinin olmadığı ve DEAŞ’ın Irak’a Körfez Arap ülkeleri tarafından musallat edildiği’ algısını yaratmaya çabalıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Körfez Kupası, Irak’ın Körfez’e giden yollarını açtı”
Iraklı akademisyen ve siyasi analist Dr. Rebin Selam da Körfez Arap Kupası’na “Arap” isminin verilmesinin doğal olduğunu ifade ederek “Körfez coğrafyası Araplardan oluşuyor. Bu tarihi bir durumdur. Körfez’in Arap mı Fars Körfezi mi? olduğu tartışmaları mazide kaldı.” dedi.
İran’ın Körfez Kupası ifadesine tepki vermesinin “üzücü” olduğunu aktaran Selam, Irak’ın jeopolitik konumu gereği “doğal çevresi” diye adlandırdığı Körfez muhitine entegre olması gerektiğini vurguladı.
Rebin Selam, eski Başbakan Mustafa Kazımi döneminde Irak’ın Körfez ülkelerine açıldığını hatırlatarak bu kapsamda Irak ve Suudi Arabistan arasındaki sınır kapısının uzun yıllar sonra açıldığını söyledi.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin de (IKBY) Körfez ülkeleriyle iyi ilişkiler içerisinde olduğunu söyleyen Selam, sözlerini şöyle tamamladı:
“Irak, bölge ülkelerine özellikle Körfez’e karşı her zaman etkili bir konumdadır. Irak’ın, normal muhitine dönmesinden daha doğal bir durum yok. Körfez Kupası, halk nezdinde ilgi uyandırdı; Irak’ın Körfez’e ve Körfez ile ortak çıkarları ve vizyonuna giden yolları açtı. Irak, Suudi Arabistan’ın gelecek 5 yıllık enerji ve doğal gaz politikası ve stratejisinde de önemli rol oynayacak.”
Irak’ta 6 Ocak’ta başlayan turnuva, bu akşam saat 19.00’da Irak ve Umman Milli Takımları arasında oynanacak final maçıyla sona erecek.