Mars Hava Deniz Kargo Genel Müdür Yardımcısı Aydın Çevik, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla arz ve talep dengesinin altüst olduğunu ve navlun ücretlerinde yüksek artışlar meydana geldiğini belirterek, “Çin ana limanlar/Türkiye ithalatlarında haziranda 12-13 bin dolar seviyelerinde olan 40’lık konteyner navlun maliyetleri temmuzda gelen artışla 16 bin dolar seviyelerine çıktı.” dedi.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, küresel ticarette deniz, kara, demir ve hava yolları, kombine taşımacılık olanakları, depolama ve ulaştırma faaliyetlerinin gerçekleştirildiği lojistik merkezler giderek daha fazla önem kazanıyor. Şirketler arasındaki rekabet, tedarik zincirlerinde daha çetin yaşanırken, özellikle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrasında bu süreçlerde değişiklikler bekleniyor.
Türkiye de bulunduğu coğrafi konumun avantajını kullanarak, yaptığı yatırımlar ve uluslararası iş birlikleriyle dünyanın önde gelen lojistik merkezi olma konusunda önemli adımlar atıyor. Küresel arenada henüz hedefledikleri noktaya gelmeyen Türkiye lojistik şirketleri de bu doğrultuda hem daha fazla kurumsallaşmak hem de faaliyetlerini çeşitlendirerek büyütmek için yatırımlar yapıyor.
Öte yandan, salgın sonrası değişen taşımacılık rotaları ve navlun fiyatları sektörün ileriye dönük planlamalar yapmasında ve kızışan rekabete ayak uydurmasında sıkıntılar olarak öne çıkıyor.
“Salgınla arz-talep dengesi altüst oldu”
Mars Hava Deniz Kargo Genel Müdür Yardımcısı Aydın Çevik, AA muhabirine, sektörün durumuna ve bu alanda yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu.
2020 yılının başlarından itibaren Kovid-19 salgını nedeniyle dünyanın ekonomik anlamda büyük bir şok yaşadığını ve neredeyse her ülkenin içine kapandığını dile getiren Çevik, tedarik ve üretim süreçlerinde de aksamalar olduğunu söyledi.
Çevik, salgınla arz-talep dengesinin altüst olduğunu ve navlun ücretlerinde yüksek artışlar meydana geldiğini belirterek şöyle konuştu:
“Kapasitemiz ve güçlü finansal yapımız sayesinde biz geçen yılı büyüyerek kapattık. Özellikle deniz taşımalarında sektör, yer ve ekipman sorunlarıyla sıkıntılı bir süreçten geçerken biz de bu olumsuzlukların etkisini oldukça fazla hissettik. Tüm ekiplerimizle sorunları çözmek için alternatif planlamalar yaptık. Genel olarak baktığımızda yer ve ekipman sıkıntılarının 2021 yılının sonuna kadar devam edeceğini söyleyebiliriz. Çin ana limanlar/Türkiye ithalatlarında haziranda 40’lık konteyner için 12-13 bin dolar seviyelerinde olan navlun maliyetleri temmuzda gelen artışla 16 bin dolar seviyelerine çıktı. Şu an varil başına 73 dolar olan Brent petrol fiyatlarının önümüzdeki günlerde 80 dolara kadar artması bekleniyor. Bu da önümüzdeki aylarda navlunların üzerine ek yakıt fiyat farkı artışlarını beraberinde getirecektir.”
“Birçok ithalatçı daha uygun ve kaliteli ürünler sebebiyle Türkiye’ye yöneldi”
Çevik, özellikle yer ve ekipman sıkıntısından dolayı Çin’den yapılan ticarette maliyetlerin arttığını ve birçok ithalatçının daha uygun ve kaliteli ürünler sebebiyle Türkiye’ye yöneldiğini ifade ederek, “Bu da ihracatımızı ülke olarak her ay neredeyse yeni rekorlara ulaştırdı. Kaliteden ödün vermediğimiz takdirde böyle devam edeceğini, gelecek için ülkemiz açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz.” dedi.
Şu anda global konteyner taşımacılığının, armatörlerin daha fazla navlun ve kar elde ettikleri Çin ile ABD arasında sıkıştığını bildiren Çevik, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu da beraberinde diğer önemli ticari hatlarda çok ciddi ekipman eksikliğine sebebiyet vererek, son tedarik zincirini çok ciddi olumsuz etkiledi. Bazı bölgelerde Türkiye’den yapılan ihracatta Güney Amerika, Afrika, Avrupa gibi ticari hatlar sekteye uğradı. Diğer taraftan global ölçekli gemi işletmeciliği yapan armatörler Uzak Doğu’daki ekipman eksikliğinin etkilerini azaltmak için haftalık Çin’den çıkış yapan gemilerde ‘blank sailing’ uygulamalarını devreye aldılar. Buna alternatif olarak da Çin/Avrupa demir yoluyla konteyner taşımacılığı alternatifleri oluştu.”
“Dünya liginde devlerle rekabet etmek zorundasınız”
Çevik, sektörün Türkiye’de hızla geliştiğini ve büyümeye devam ettiğini, kurumsal ve eğitimli bir yapıya doğru hızlı bir geçiş sürecinin yaşandığını dile getirdi.
Bu konuda Türkiye’de akademik olarak da eğitimli bir neslin yetişmeye başladığını ve birçok üniversitede sektöre yönelik bölümler açıldığını söyleyen Çevik, “Lojistik tek başına yerel bir hizmet olmadığından ülkemizde şirketlerin mutlaka global olma yönünde çalışmalar yapmaları gerekiyor. Son yıllarda dünyaya baktığımızda en büyük satın almalar ve birleşmelerin bizim sektörümüzde yaşandığını görüyoruz. Rakipler artık maalesef küçük yapılar değil, dünya liginde devlerle rekabet etmek zorundasınız.” diye konuştu.
Çevik, Dünya Bankasının “Logistics Performans Endeksi”ne bakıldığında Türkiye’nin dünyada 47’nci sırada olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Burada en büyük etken gümrük mevzuatları ve uygulamaları konularında çözülmesi gereken noktalar. Altyapı, tesis konularında eksikliklerimiz mevcut. Türkiye halen dünyada lojistik masrafların en yüksek olduğu ülkeler arasında bulunuyor. Bu konuda birçok çalışma yapılıyor. Sektör temsilcileri bu konuları ilgili makamlarla sürekli istişare ediyor, iyileştirme çalışmaları yapılıyor ancak halen gidecek çok yolumuz var. Ülkemiz coğrafi olarak çok uygun konumda, üretim ve kalite anlamında oldukça üst seviyelerde. Tüm ilgili kurumlarımızla Türkiye’nin dünyada bir lojistik üs olması konusunda gayret göstermeliyiz.”