Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Geriatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Cankurtaran, Kovid-19 salgınının yaşlılar üzerindeki fiziksel ve ruhsal etkilerine ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Salgından en çok etkilenen grupların başında yaşlıların geldiğini vurgulayan Cankurtaran, özellikle ilk dönemlerde uygulanan kısıtlamalar nedeniyle yaşlıların dışarı çıkamadığını, yeterince hareket edemediğini ve yakınlarını göremediğini söyledi.
Cankurtaran, 1,5 sene geçmesine rağmen salgının hala devam ettiğini ve bu uzun sürecin özellikle yaşlıların psikolojisi üzerinde ciddi etkileri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Yayınlarımıza baktığımızda bu dönemde yaşlılarda depresyon sıklığının neredeyse 2-3 kat arttığını gördük. Yine hem muayene ettiğimiz hastalarda hem sürekli yayınlarımızda unutkanlığın ilerlediğini, artık yaşlılarda alzaymır gibi unutkanlık hastalıklarının daha fazla görülmeye başladığını ve neredeyse 2-3 kat arttığını gördük. En çok uğraştığımız şey depresyon ve demans. Bu yönüyle yaşlıların mutlaka geriatri, nöroloji, psikiyatri veya dahiliye birimlerinden bir doktora gelmelerinde fayda var.”
Yaşlıların büyük çoğunluğunun hastanelere gitmeye çekindiğini ve bu nedenle rutin kontrollerini aksattığını anlatan Cankurtaran, şu anda ise virüse karşı aşı silahının bulunduğunu, bu nedenle üçüncü doz aşısını yaptıran herkesin rutin kontrolleri için hastanelere gitmeleri gerektiğini vurguladı.
Cankurtaran, yaşlılara salgın sürecini daha sağlıklı geçirebilmeleri için yürüyüş yapmalarını, dengeli beslenmelerini, düzenli uyku uyumalarını, doktor kontrolünde vitamin takviyesi almalarını tavsiye etti.
“Poliklinik başvurularında depresyon görülme sıklığında artış olduğunu görebiliyoruz”
Ankara Şehir Hastanesi Geriatri Kliniği Uzmanı Dr. Rana Tuna Doğru ise yaşın getirdiği risklerin yanında kronik hastalıkların da salgın sürecinde yaşlılar için önemli bir risk faktörü olduğuna dikkati çekti.
Yaşlıların son bir yılda çok ciddi kısıtlamalarla yüzleştiğini hatırlatan Doğru, şöyle konuştu:
“Hastalığa yakalanma korkusunun yanında, kısıtlamalar nedeniyle evde kalmaları, günlük yaşam aktivitelerini yerine getirememeleri, sosyal çevreleriyle görüşmeyi, dışarı çıkmayı çok aza indirmeleri, ‘Acaba hep böyle devam mı edecek?’ düşüncesini beraberinde getirdi ve mutsuz olmalarına, depresyona girmelerine yol açtı. Bilimsel çalışmaların yanında, poliklinik başvurularında da yaşlılarda depresyon görülme sıklığında ciddi bir artış olduğunu görebiliyoruz. Zaten bir süre yaşlılar hastaneye gelemediler çünkü hastane korkuları oldu ancak polikliniklere geldiklerinde depresif bulgularının fazla olduğunu gördük.”
“Düzenli uykuyu stres yönetiminde çok önemsiyoruz”
Rana Tuna Doğru, ayrıca aşırı hareketsizlik nedeniyle yaşlıların günlük, çok basit işleri bile yapamaz hale geldiğini, kas, eklem ağrısı ile kas erimesi sorunlarıyla karşılaşabildiğini ifade etti.
Yaşlıların salgın süresini daha sağlıklı geçirebilmeleri için tavsiyelerde bulunan Doğru, şunları kaydetti:
“Yaşlılara kısa mesafe yürüyüşler ve kendilerini zorlamayacakları egzersizler öneriyoruz. Ayrıca kaliteli beslenme, bu süreci sağlıklı atlatabilmeleri için oldukça önemli. Yine düzenli uykuyu, stres yönetiminde çok önemsiyoruz. Bunun yanında yaşlıların çevresindekilere de çok iş düşüyor. Onlara sınırsız destek vermeleri, akıllı telefonla veya mesafesini koruyarak yüz yüze görüşmeler yapmaları onların yalnızlık duygusunu ve anksiyetesini azaltacaktır.”