Britanya Kraliçesi 2. Elizabeth’in devletten mali destek almasına rağmen servetinin açıklanmaması politikası güdülürken, Birleşik Krallık Ulusal Arşivleri’nde bulunan belgeler Kraliçe’nin yatırımlarının gizli kalması için hükümetler nezdinde lobi yaptığını ortaya koydu.
İngiliz gazetesi The Guardian’a göre 500 milyon dolar serveti olduğu tahmin edilen Kraliçe 2. Elizabeth sahip olduğu hisselerin kamuoyunun bilgisi dışında tutulmaya devam edilmesi için özel avukatı aracılığıyla siyasilere baskı yapmış.
Belgelere dayanan haberde, Buckingham Sarayı’nın müdahalesi sonucu, 1970-74 arası başbakanlık yapan Ted Heath’in Muhafazakar Parti hükümetinin, şirketlerin şeffaflığıyla ilgili çıkardığı yasada devletin başının sahip olduğu şirketlere istisna getirdiği belirtildi.
Avukatlar, bunu sağlamak için Kraliçe’nin rızasıyla ilgili düzenlemeyi işletmiş. Bu sisteme göre tahttaki monark, bir yasa tasarısı parlamentonun onayına sunulmadan önce bunun kraliyetin ayrıcalıklarını ve özel çıkarlarını etkileyip etkilemeyeceği konusunda bilgilendiriliyor.
Arşivdeki yazışmalar, Kraliçe’nin Kasım 1973’te şirket hissedarlarıyla ilgili şeffaflık yasasının, mali durumunun kamuoyunda eleştirilmesine yol açacağına dair endişelendiğini gösteriyor.
Yasayla ilgili Ticaret ve Sanayi Bakanlığı yetkilileriyle konuşan özel avukatı Matthew Farrer, Kraliçe’nin özel yatırımlarının kamuoyunun bilgisine açılması ihtimalinden endişelendiğini iletiyor.
9 Kasım’da adı CM Drukker olarak geçen bir bürokrat, Farrer ile görüştüğünü, avukatın müvekkilinin şirket hissedarlarının kamuoyuna açıklanması riskiyle ilgili endişelerini aktardığını söyleyerek şöyle diyor:
“Kasıtsız ya da düşüncesizce sızdırılması riskinin yanısıra temelde herhangi birine ifşanın utanç verici olmasıyla bu endişeleri haklı gösteriyor.”
Saray’ın baskıları sonucunda Downing Street yasaya ek getirerek hükümetin normalde zorunlu olan hissedar ifşasından , belirli firmalara muafiyet vermesini sağlıyor.
Aynı yıl düzenlenen genel seçimde Muhafazakar Parti’yi yenilgiye uğratan İşçi Partisi’nin Harold Wilson’ın başabakanlığında kurduğu hükümetin de tasarıda değişikliğe gitmemesi sonucu, bu şekliyle 1976’da yasalaşıyor.
The Guardian’ın haberle ilgili görüşüne başvurduğu 2. Elizabeth’in Sözcüsü, şu izahatı yaptı:
“Tümüyle formel olan hükümdar rolüyle Kraliçe’nin rızası parlamenter bir süreçtir. Hükümet talep ettiğinde monark her zaman rıza verir. Monarkın kişisel mal varlığı ve kişisel çıkarları dahil tahtın çıkarlarını ilgilendiren konularda Kraliçe’nin rızasının gerekip gerekmediğine kraliyet ailesinden bağımsız olarak parlamento karar verir. Rıza talep ediliyorsa, taslak yasa, usul uyarınca, yalnızca bakanların tavsiyesi üzerine ve kamuya açık bir kayıt konusu olarak, rızasını almak için hükümdara sunulur.”
Ancak Kraliçe’nin rızası sistemi kullanıldığında bunun parlamento tartışması kayıtlarına geçirilmesine rağmen, 1976 tarihli yasa için böyle bir rıza tebliği bulunamadı.
Yasa yürürlüğe girer girmez, Kraliçe ile birlikte anılan ve England Bankası’nın üst düzey yetkilileri tarafından kontrol edilen ‘Bank of England Nominees Limited’ isimli şirkete derhal ayrıcalık verildi.