Karayipler’in komünist ada ülkesinin resmi gazetesinde yayımlanan Merkez Bankası kararında “Bundan böyle finans ve bankacılık kurumları, banka hesaplarında ABD doları cinsinden nakit mevduat kabul edecek” denildi.
Küba hükümeti, iki yıl önce yasağı açıklarken, ‘devam eden Amerikan ablukası ve ambargosunun neden olduğu zorluklardan kaynaklandığını’ söylemişti.
Yasaktan geri dönüş, Küba’nın son haftalarda artan gıda, ilaç ve yakıt kıtlığıyla 30 yılın en kötü ekonomik kriziyle karşı karşıya kaldığı dönemde geldi.
Bununla birlikte, Küba ekonomisi için hayati önemdeki turizm sektörü, pandemideki çöküşünün ardından toparlanmaya girdi. Hükümet, dolar cinsinden mevduat izninin nedenlerinden biri olarak bunu da gösterdi.
1959’da Che Guevera ile Fidel Castro’nun başını çektiği devrimle ABD destekli Batista diktatörlüğünün devrildiği ada ülkesinin dolar cinsinden işlem yapma kabiliyeti, 2443 kilometre uzaktaki ABD’nin 1962’den beri dayattığı abluka ve ambargo yüzünden sekteye uğruyor.
ABD’nin Barack Obama’nın başkanlığında Küba ile yakınlaşma ve yaptırımları gevşetme dönemini, ardından gelen Donald Trump’ın Havana’ya yaptırımları artırması ve Ocak 2021’de görevdeki son günlerinde Küba’yı ‘terörü destekleyen devletler’ listesine tekrar eklemesi izledi.
Aynı dönemde paralel para birimlerine son vermek için harekete geçen Küba hükümetinin dolara sabitlenmiş konvertibl Küba pesosunu (CUC) aşamalı olarak ortadan kaldırmasıyla geriye yalnızca zayıflamış haldeki resmi para birimi Küba Pesosu (CUP) kaldı. O zamandan beri CUP’un değeri doların 24’te birinden 120’de birine düştü. Karaborsada bu oran 185’i bulmuş durumda.
Obama’nın Yardımcısı olan halihazırdaki ABD Başkanı Joe Biden, Trump yönetiminin Havana’ya yönelik kısıtlamalarını sürdürürken, geçen ay Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Küba’yı ‘terörizmin devlet sponsorları’ listesinden çıkarma planları olmadığını söyledi.