Ardahan’da yaşayan Hüseyin ve Nezaket Bayaroğlu çifti, 4 yıl önce koruyucu ailesi oldukları 8 yaşındaki Ünsal Genç’in aile hayalini gerçeğe dönüştürmenin mutluluğunu yaşıyor.
Kentin Karagöl Mahallesi’nde oturan ve bir otelde resepsiyon görevlisi olarak çalışan 55 yaşındaki Hüseyin Bayaroğlu, 4 yıl önce Ardahan’da koruyucu ailenin öneminin anlatıldığı bir konferansa katıldı.
Konferansın ardından devlet memuru olan eşi ile durumu istişare eden Hüseyin Bayaroğlu, koruyucu aile olmaya karar verdi.
Çift, 2 erkek, bir kız çocukları olmasına rağmen bir başka çocuğa kucak açmak isteyerek, devlet koruması altındaki çocuklardan ikinci bir kız çocuğuna koruyucu aile olmak için gerekli resmi müracaatlarını yaptı.
Kız çocuğu için yapılan müracaat sürecinde Erzincan’da devlet koruması altında olan ve aile hayali kuran Ünsal Genç ile karşılaşan çift, “Ünsal bizim nasibimiz” diyerek kararlarını küçük Ünsal’a koruyucu olma yönünde değiştirdi. Çift, gerekli prosedürlerin tamamlanmasının ardından küçük Ünsal’a yuvalarını açtı.
Biyolojik babası oldukları diğer çocuklarının büyüyüp hayata atılmaları sebebiyle genellikle Ünsal ile baş başa kalan çift, evin neşesi olan Ünsal’ı diğer çocuklarından ayırmıyor.
Zamanının büyük bölümünü Ünsal ile parklarda geçiren Bayaroğlu çifti, hem yeniden çocuk sahibi olmanın hem de Ünsal’ın aileye sahip olma hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.
Aile, anne ve baba şefkatinden mahrum bırakmadıkları Ünsal’a güzel bir gelecek kurmak için gayret gösteriyor.
“Anne babası olmayan çocuklara kim bakacak”
Koruyucu baba Hüseyin Bayaroğlu, AA muhabirine, koruyucu aile olmak için 4 yıl önce eşiyle radikal bir karar aldıklarını söyledi.
Erzincan’da yetiştirme yurdunda kalan Ünsal Genç’in koruyucu ailesi olmak için müracaatlarının ilk gününü hiç unutmadıklarını anlatan Bayaroğlu, “Biz Ünsal’a koruyucu aile olmak istediğimizde bazı kişiler bize ‘Neden bir çocuk yapmadınız da dışarıdan bir çocuk aldınız.’ dedi. Ben de herkes kendi çocuğuna zaten bakıyor. Peki annesi babası olmayan çocuklara kim bakacak dedim.” ifadelerini kullandı.
Bayaroğlu, söz konusu yurtlar hakkında bilgi sahibi olduklarını, devletin yurtlarda fazlasıyla imkan sağlamasına rağmen yurttaki bir çocuğun aile hayalini yerine getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi.
Sözlerini “Ünsal görür görmez bize sarıldı ve bizi kabul etti.” diyerek sürdüren Bayaroğlu, “Ünsal ile bir süre Erzincan’da gezdik. Daha sonra işlemler için kendisini yurda bırakmak istediğimizde, ‘Beni bırakmayın, beni götürün.’ diyerek ağlamaya başladı. O an kendimi sorguladım ve işlemleri hızlandırdım. Çocuğa devlet tarafından bu kadar imkan verilmişken neden bizi istiyor? Demek ki çocuğun bir tek şeye ihtiyacı var, anne ve baba sevgisine. Ne para ne pul ne de ekmeğe ihtiyacı vardı.”
Bayaroğlu, bir çocuğun hayatına dokunmanın ve onu topluma kazandırmanın çok büyük bir olay olduğunu söyledi.
“Hem o çocuğun hem sizin hayatınız değişsin”
“Evlatlık” ifadesine karşı olduğunu vurgulayan Bayaroğlu, şöyle devam etti:
“Artık Ünsal’sız hiçbir şey düşünemiyoruz. Bütün planlarımızı onunla beraber yapıyoruz. Anlatmak çok zor ama belki kendi çocuklarımdan görmediğim sevgiyi Ünsal’dan gördüm. Ünsal’sız bir zaman dilimini düşünemiyorum. Ünsal bizim canımızdan bir parça. İmkanı olan herkese çocuklar yuvada yetişeceğine yuvanızda yetişsin diyorum. Ahiretinizi kazanmak isterseniz yurttan bir çocuk alın, hem o çocuğun hem sizin hayatınız değişsin.”
Bayaroğlu, Erzincan’dan Ardahan’a gelirken Ünsal’ın kendilerine hep aile hayalinden bahsettiğini anlatarak, şu ifadeleri kullandı:
“Ünsal bizimle gelirken yol boyunca ‘Eve mi gidiyoruz, bizim evimiz mi olacak?’ deyip hayallerini anlata anlata geldi. 4 yaşındaki çocuğun ne hayali olabilir ki, o hayallerini anlattı. Şimdi ise öğretmen ve polis olmak istiyor. Bizler ona bireysel emeklilik oluşturduk. Onun bir aile hayali varmış, onun hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ünsal da şu an hayalini yaşıyor, çok mutlu. Biz de onunla huzurluyuz. Ben yaşlılığımı Ünsal’ın çocuklarına bakarak geçirmeyi Allah’tan ümit ediyorum.”
Nezaket Bayaroğlu da “Ünsal’sız bir hayat bundan sonra bizim için çok anlamsız olur.” dedi.