Dünya genelinde yaşanan iklim değişikliğinin yarattığı etkiler Türkiye’de de her geçen gün etkisini gösteriyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün kuraklık haritasında ‘olağanüstü kurak’ olarak yer alan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi kuraklıkla boğuşuyor. Artan sıcaklıklar, kuruyan göller, nehirler, barajlar gibi gelişmeler her geçen yıl yoğun şekilde görülüp hissediliyor. Su kaynaklarının doğru kullanılmaması da eklenince durum bir hayli ciddi boyutlara varıyor.
Diyarbakır’da uzun yıllar sonra su kesintisi
Yaşanan kuraklığın yoğunca hissedildiği kentlerden biri olan Diyarbakır’da yıllar sonra su kesintisine gidildi. Su kaynaklarının yoğunca olduğu kentte su tüketiminin ikiye katlanması nedeniyle su kesintilerine gidileceğini açıklayan DİSKİ, kesintilerin eylül ayına kadar devam edeceğini duyurdu.
‘Kaynak yetersizliğimiz yok, bilinç yetersizliğimiz var’
Sputnik’e konuşan DİSKİ Genel Müdürü Fırat Tutşi, “338 bin 899 abonemize her gün kesintisiz temiz içme suyu temin ediyoruz, edebiliyoruz. Su zengini, suyla bereketlenmiş bir memleketimiz var. Buna rağmen özellikle yaz aylarında, havaların aşırı sıcak geçtiği bu 1-2 aylık dönemde su kesintileriyle mücadele ediyoruz. Bunun sebebi çok basit. Verilerimizle sabit. Bizim kaynak yetersizliğimiz yok, bizim bilinç yetersizliğimiz var. Aşırı ve yanlış su tüketimi sorunumuz var. Kıymetli basın mensuplarımız, sizler bizim hemşehrilerimizle aramızdaki köprüsünüz. Sizin aracılığınızla hemşehrilerimizle ortak bilinç, ortak paydaşlık oluşturmayı arzuluyoruz” şeklinde konuştu.
‘Kaynak sularımız azaldı ve kuruyor’
“Dünyadaki iklim değişikliği ve aşırı sıcaklıklar kuraklıklara sebep olmaktadır” diyen Tutşi şöyle devam etti:
‘Damlayan bir musluğu bile kapatmak çok önemli’
Tutşi su tasarrufu için şu önerilerde bulundu:
“Su tasarrufu için yeter ki yapmak isteyelim. O kadar çok yapabilecek çok şey var ki damlayan bir musluğu bile kapatmak çok önemli, bir damla dememek lazım. Saniyede bir damla 1 milyon musluk desek günde binlerce metreküp eder. Musluğu kısık açmak bile binlerce litre su kaybını önler. Çamaşır makinasını tam doldurmak, tıraş ve diş fırçalarken musluğu kapatmak 10 binlerce litre suyu kurtarmış oluruz. Her bir hemşerimizden günlük sadece 10 litre su tasarrufu bekliyoruz. Peki, 10 litre su tasarrufunu nasıl sağlayacağız? 10 litre su tasarrufu, sizin duştan 5 dakika önce çıkmanızdan geçiyor. İçme suyu ile balkon, bahçe, ev önlerimizi hortumla yıkamazsak binlerce m3 suyu boşa akıtmamış oluruz. Duş alırken duş süremizi 5 dakika kısaltarak tasarruf sağlayabiliriz. Yeşil alanı bahçe sulamaları ve havuz dolumunda içme suyu kullanmazsak 10 binlerce metreküp suyu heba etmemiş oluruz. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Yeter ki isteyelim, o zaman yapabilir ve başarabilir.”
‘Böyle su kullanmaya devam edersek kaynaklarımız tükenecek’
Tasarruf olmaması durumunda olası riskleri değerlendiren Tutşi “Tasarruf olmaz ve su kullanım kültürümüzü değiştirmezsek su kaynaklarımız her geçen gün azalmış olacak ve gelecek nesillerimizin sağlıklı içme suyuna ulaşması çok daha zor ve maliyetli olacaktır. İhtiyaçtan fazla kullandığımız her damla suyun kaynaklarımızı azaltacağının bilinmesi gerekmektedir. İlçelerimizde, köylerimizde kaynak sularının miktarlarının azaldığını, bazılarının kuruduğu görülmektedir. Sondajlarımızın kuruduğu su aldığımız derinlikler her geçen gün daha aşağılara düştüğü herkes tarafından görülmektedir. Böyle su kullanmaya devam edersek kaynaklarımız tükenecek. Çocuklarımız ve torunlarımıza susuz bir dünya kalacak” dedi.
‘Kişi başı su tüketimi günlük 140-150 litreden 300 litre üzerine çıktı’
Diyarbakır’da uzun yıllardan sonra kesintiye gitme zorunda kaldıklarını ifade eden Tutşi şunları söyledi:
“Üzülerek de olsa ilk kez kısmi de olsa su kesintilerine gitmek zorunda kaldık. Çünkü bizim su kullanma kültürümüzle bu kaçınılmazdır. Belki sıcaklıkların etkisi belki de uzun yıllardır her musluğu açtığımızda bol soğuk ve kaliteli su aktığından suyumuzun sınırsız olduğu kanaati ile kıymetini bilmeden aşırı su tüketen bir kültür oluştu. Bu suyumuzla bahçe bostan suladık. Evimizin, dükkânımızın önünü bu suyla temizledik, boşa akıttık ve suyumuzu ziyan ettik. Öyle ki kişi başı su tüketimi günlük 140-150 litre olması gerekirken, günlük 300 litre üzerinde su tüketmeye başladık. Bu su kullanma alışkanlığı ve kültürü sürdürülebilir de değil doğru da değil. Hele de suyun öneminin daha çok görüldüğü bu günlerde özellikle sıcakların yüksek olduğu haziran sonu ile eylül ortasına kadar iki üç aylık dönemde bunun daha çok yaşıyoruz.”
‘Her yıl kesinti miktarı ve süresi artabilir’
“Eğer herkes günde 10 litre su tasarrufu yaparsa kesintiye gerek kalmayacaktır” diyen Tutşi “Ama bu bilinci ve bu hassasiyeti göstermezsek eylül sonuna kadar kısmı de olsa su kesintisi olacaktır ve her yıl bu kesintisi miktarı ve süresi artacaktır. Bu yüzden her Diyarbakırlı kullandığı suyu bilinçli kullanmalı ve en azından Türkiye ortalaması olan günlük 190 litreye getirmelidir. İhtiyacın iki katı su verilmesine rağmen bir şehirde su yetmiyorsa su kullanım kültüründe büyük bir yanlışlık var demektir. Gelecek nesillerimiz için bu bilinci oluşturmalıyız” şeklinde konuştu.