V-Dem Enstitüsü, her yıl küresel demokrasi endeksini ölçmek için hazırladığı raporunun 8’incisini yayımladı.
“Demokrasi Raporu 2024: Demokrasi Sandıkta Kazanıyor ve Kaybediyor” adıyla yayımlanan rapora göre, 2023 yılında dünyadaki ortalama bir insanın sahip olduğu demokrasi düzeyi 1985’teki seviyelere gerilerken, ülke bazlı ortalamalara göre ise 1998 yılına geri dönüldü.
Raporda, 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki sivillere yönelik aralıksız saldırılarıyla uluslararası kamuoyunun gündeminden düşmeyen İsrail’e ilişkin veri dikkati çekiyor.
Dünya nüfusunun yüzde 29’una tekabül eden 2,3 milyar insanın liberal ve seçime dayalı demokrasilerin var olduğu ülkelerde yaşadığı belirtilen raporda, İsrail, 50 yılı aşkın süredir ilk kez liberal demokrasi kategorisinin dışında kaldı.
Raporda, İsrail’in artık seçime dayalı demokrasi olarak sınıflandırıldığı bu düşüşünün, Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin geçen yıl gündeme getirdiği tartışmalı yargı reformu yasasına bağlandığı raporda, şu ifadelere yer verildi:
“İsrail’in uzun zamandır sahip olduğu liberal demokrasi statüsünü 2023’te kaybetmesi dikkate değer. 50 yılı aşkın süredir ilk kez seçime dayalı demokrasi olarak sınıflandırılıyor. Bunun temel nedeni, hukukun şeffaflığı ve öngörülebilirliğinin ölçüldüğü göstergelerdeki önemli düşüşler ve hükümetin yargıya yönelik saldırılarıdır.”
Raporda, İsrail Meclisinin 2023’te Yüksek Mahkeme’nin parlamento kararlarını gözden geçirme yetkisini ortadan kaldıran ve böylece yürütme yetkisi üzerindeki denetimleri baltalayan yasa tasarısını kabul ettiğine işaret edilirken, ciddi düşüş gösteren göstergeler arasında işkence yasağı da yer aldı.
Yüksek Mahkeme, Netanyahu’nun reform planını iptal etmişti
Netanyahu, göreve geldikten kısa bir süre sonra, Yüksek Mahkeme’nin parlamento kararlarını gözden geçirme yetkisinin sınırlandırılmasından yargıçların atanma şeklinin değiştirilmesine kadar yargıçların yetkilerinin kısıtlanmasını öngören ve tartışmalara neden olan yargı reformu planını açıklamıştı.
Yüksek Mahkeme yargıçları ocak ayının başında 7’ye karşı 8 oyla, ülke çapında protestolara yol açan tartışmalı yargı reformu yasasını, “demokratik İsrail devletinin temel karakterine ciddi ve benzeri görülmemiş zarar verdiği” gerekçesiyle iptal etmişti.