Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının neden olduğu derin ekonomik gerilemenin ardından toparlanmaya geçen küresel ekonomide 2021’e yükselen enflasyon damgasını vurdu.
Tedarik zincirinde Kovid-19 salgınından kaynaklanan sıkıntılar, ekonomik normalleşmeyle artan tüketici talebini karşılayamayınca dünya genelinde fiyat artışlarını körükledi.
Salgınının neden olduğu ekonomik şokun ardından ülkeler toparlanmalarını sürdürürken, yüksek enflasyon ekonomilerin en önemli konu başlıklarından biri haline geldi.
Enerjiden gıdaya son dönemde hızlanan fiyat artışları, bir çok ülkede tüketicilerin yaşam maliyetini kayda değer oranda artırdı.
Enflasyon sadece gelişmekte olan ülkelerin sorunu olmaktan çıktı
Küresel ekonomi 2021’de enflasyon şokuyla karşı karşıya kalırken, yüksek enflasyon sadece gelişmekte olan ülkelerin bir sorunu olmaktan çıktı, gelişmiş ekonomilerde de tarihi seviyelere yükseldi.
Arz darboğazları, iş gücü piyasalarındaki sıkıntılar, baz etkisi ve ekonomilerin yeniden normalleşmesinin ardından gelen güçlü tüketici talebi, ABD ve Avrupa dahil dünya genelinde enflasyonist baskıların sebepleri olarak öne çıktı.
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, büyük ekonomilerinin çoğunda yıllık enflasyon oranlarının tarihi seviyelere çıktığını, küresel enflasyon şokunun son aylarda şiddetlendiğini belirtti.
ABD’nin gelişmiş ekonomiler arasında enflasyon oranıyla öne çıktığına dikkati çeken Fitch, gelişmekte olan ekonomilerde de keskin enflasyon artışlarının yaşandığını kaydetti. Büyük Asya ekonomilerinde ise enflasyon genel olarak düşük seyretti.
ABD’de 40 yılın zirvesini zorladı
Dünyanın en büyük ekonomisi ABD için Kovid-19 salgınının neden olduğu şokun ardından başlayan toparlanma sürecine enflasyonla mücadele eşlik etti.
Salgın nedeniyle 2020’de ABD’de önemli ölçüde düşüş kaydeden enflasyon, ekonominin normalleşmesiyle birlikte benzeri görülmemiş bir yükseliş eğilimine geçti.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) Ağustos 2020’de açıkladığı yeni para politikası stratejisi sonrası enflasyon verisinin önemi artarken, bankanın ortalama yüzde 2 enflasyonu hedefleyeceği duyurulmuştu. Ülkede enflasyon, 2021’de Fed’in hedefinin oldukça üzerinde bir seyir izledi.
Kovid-19 salgınından önce Aralık 2019’da yüzde 2,3 seviyesinde olan yıllık enflasyon, salgının yoğun şekilde hissedilmeye başlandığı Mart 2020 itibarıyla düşüşe geçmiş Mayıs 2020’de yüzde 0,2’ye kadar gerilemişti.
Salgına karşı alınan önlemlerin gevşetilmesi ve işletmelerin yeniden açılarak ekonominin normalleşmeye başlaması sonucu Haziran 2020 itibarıyla toparlanma eğilimi gösteren yıllık enflasyon, 2021’de tarihi seviyelere yükseldi.
Çalışma Bakanlığının son verileri, Tüketici Fiyat Endeksinin (TÜFE) yıllık bazda yüzde 6,8 ile 39 yılın en yüksek artışını gösterdiğini ortaya koydu.
Fed, enflasyon için “geçici” değerlendirmesinden vazgeçti
Yetkililer uzun bir süre enflasyonun “geçici” olduğunu savunurken, gelen veriler bu görüşe meydan okur nitelikteydi.
Kovid-19 salgınının yeni varyantlarla sürdüğü ve küresel tedarik zincirindeki sıkıntılarının devam ettiği bir ortamda, fiyat baskılarının ekonomide beklenenden daha uzun süre etkili olabileceğine dair endişeler de arttı.
Ülkede tüketici güveni enflasyon endişeleriyle 10 yılın en düşük seviyelerine gerilerken, yükselen enflasyon Biden yönetimini fiyat artışlarını dizginlemek için bir takım önlemler almaya zorladı.
Bu yılın son Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının ardından yayımladığı karar metninden enflasyonun “geçici” olduğu değerlendirmesini çıkaran Fed ise ABD ekonomisinde gelecek yıllardaki enflasyona ilişkin tahminlerini de yukarı yönlü güncelledi.
ABD’de bu yıla ilişkin enflasyon tahmini yüzde 4,2’den 5,3’e yükselten Fed, 2022 için yüzde 2,2’den yüzde 2,6’ya ve 2023 için yüzde 2,2’den 2,3’e çıkardı. Banka, 2024 yılı enflasyon tahminini ise yüzde 2,1 olarak belirledi. Para politikasında da sıkılaşma sürecini başlatan Fed, varlık alımlarını azaltma hızını artırırken, 2022’de 3 faiz artışı öngördü.
Avrupa, avronun kurulmasından bu yana en yüksek enflasyonla karşı karşıya kaldı
Son dönemde enerji ve gıda ürünleri başta olmak üzere yaşanan genel fiyat artışı, Avrupa vatandaşlarını da rahatsız eder hale geldi.
Ekonomistlere göre, Avro Bölgesi tek para biriminin 20. yüzyılın sonunda kurulmasından bu yana en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya kaldı.
Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) son verilerine göre, Avro Bölgesi’nde kasım ayında yıllık enflasyon enerji fiyatlarındaki artışın etkisiyle yüzde 4,9’a ulaşarak verilerin toplandığı son 25 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Avrupa Birliği’nde ise ekim ayında yüzde 4,4 olan yıllık enflasyon, kasımda yüzde 5,2’ye ulaştı.
Bu dönemde, Avro Bölgesi’nde yıllık enflasyon artışına en fazla katkı yüzde 2,57 ile enerji ürünlerinden kaynaklandı. Enerjiyi, yüzde 1,16 ile hizmetler, yüzde 0,64 ile enerji dışı sanayi ürünleri ve yüzde 0,49 ile gıda, alkol ve tütün ürünleri izledi.
Almanya’da enflasyon 30 yılın zirvesinde
Almanya’da yıllık enflasyon, kasımda yaklaşık 30 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis) verilerine göre, Almanya’da ekim ayında yüzde 4,5 olan yıllık enflasyon, enerji fiyatları ve salgının etkisiyle kasımda yüzde 5,2’ye yükseldi.
Uzmanlar, ülkede yıllık enflasyonun zirveye ulaştığını tahmin ederken, gelecek ay KDV indirimlerinin baz etkisinin ortadan kalkacağı ve fiyatları yukarıya çeken tedarik darboğazlarının azalacağını öngördü.
Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), ülkede enflasyonun görünümünü “belirsiz” olarak nitelendirerek, ülkede AB uyumlu enflasyonun bu yıl için yüzde 3,2, gelecek yıl için de yüzde 3,6 olmasını tahmin etti.
Almanya’da tüketici için alışılmadık derecede yüksek enflasyon iyice hissedilirken, fiyat artışlarının Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde ve ekonomistlerin çoğunun savunduğu gibi “geçici” olacağı görüşüne dair şüpheler de her geçen gün artmaya devam etti.
Üretici fiyatları enflasyonun gelişimi için öncü bir gösterge olarak görülürken, Almanya’da üretici fiyatları da hızlı bir artış gösterdi. Son verilere göre, ülkede üretici fiyatları kasımda da 1951’den bu yana en yüksek artışı kaydetti. Almanya’da sanayi ÜFE kasımda, ekim ayına kıyasla yüzde 0,8, Kasım 2020’ye göre ise yüzde 19,2 yükseldi. Kasım ayındaki artış, Kasım 1951’den beri en yüksek yıllık artışa işaret etti.
İngiltere’de yıllık enflasyon 2011’den bu yana en yüksek seviyesinde
Brexit sonrası tedarik zincirinde sorunlar yaşayan İngiltere de yükselen enflasyonla karşı karşıya kaldı.
Ülkede ekim ayında yüzde 4,2 olan yıllık enflasyon, petrol ve giyim fiyatlarında keskin artışının etkisiyle kasımda yüzde 5,1’e yükseldi.
İngiliz Ulusal İstatistik Ofisi’ne (ONS) göre, başta petrol ve giyim ürünleri olmak üzere çeşitli tüketim malları ve hizmetlerinden gelen fiyat baskısı enflasyondaki artışa katkıda bulundu.
Enflasyonun yüksek enerji fiyatları ve Kovid-19 ile ilgili tedarik darboğazları nedeniyle bu yıl küresel olarak yükselmesi dikkati çekerken, İngiltere’de Brexit sonrası ticaret ve kalifiye işçi ihtiyacı için göç sorunları da enflasyonu körükledi.
Yıllık enflasyonun yüzde 5’in üzerine çıkması, Omicron varyantı vakalarının ekonomik büyüme üzerindeki potansiyel etkisine rağmen İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) yükselen enflasyonu frenlemek için politika faizini 15 baz puan artırarak yüzde 0,25’e çıkarmasına sebep oldu. Ayrıca, banka enflasyonda hedef seviyesini yüzde 2’de tutmaya devam etti.
Ülkede tedarik sıkıntısının maliyetleri artırmasının etkisiyle yükselen enflasyon oranlarına ilişkin endişeler devam ederken, İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak, yükselen enflasyon oranlarının yalnızca İngiltere’nin sorunu olmadığını belirterek, İngiliz hükümetinin ülkede enflasyonun satın alma gücünü olumsuz etkisini dengelemek için çalışmalar yaptığını vurguladı.
İtalya ve İspanya’da da enflasyon tarihi seviyeleri gördü
Avro Bölgesi’nin üçüncü büyük ekonomisine sahip İtalya’da da ekimde yüzde 3 olan yıllık enflasyon, enerji fiyatlarının etkisiyle kasımda yüzde 3,7’ye yükselerek son 13 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
İspanya’da ise TÜFE kasımda önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,6 arttı. Art arda 11 aydır yükseliş gösteren TÜFE, 1992 yılından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Enflasyondaki artışın temel sebebi doğal gaz, akaryakıt ve elektrik fiyatlarında keskin artış oldu.
Enflasyon gelişmekte olan ülkelerde yükselişini sürdürdü
Enflasyon, 2021’de Çin, Rusya, Brezilya, Meksika ve Güney Afrika gibi gelişmekte olan ülkelerin de gündeminde olmaya devam etti.
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin’de veriler, fabrika çıkış fiyatlarının ekim ayında 26 yılın en yüksek hızıyla arttığını gösterdi. Çin’de fiyatlar, bu yıl küresel emtia fiyatlarındaki ralli ve ülke genelindeki enerji krizinden dolayı hızlı bir yükseliş gösterdi. Ülkede enflasyon kasım ayında ise bir miktar yavaşlama kaydederken, Ulusal İstatistik Bürosu tarafından açıklanan son veriler, Çin’de tüketici fiyat endeksinin kasımda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,3, üretici fiyat endeksinin ise aynı dönemde yüzde 12,9 arttığını ortaya koydu.
Çin’de enflasyonda yaşanan yavaşlama, hükümetin son birkaç aydır yükselen emtia fiyatlarını ehlileştirme ve elektrik kesintileriyle başa çıkma çabalarının etkili olduğunun bir işareti olarak yorumlandı. Fiyat baskılarının azalmaya devam etmesi halinde merkez bankasının ilave teşvikleri için daha fazla alan sağlayabileceği kaydedildi.
Çin Komünist Partisi’nin üst düzey yetkilileri, ülkede gelecek yıl için odak noktalarının makroekonomik koşulları istikrara kavuşturmak olduğuna işaret etti.
Rusya’da da 2020’nin sonlarında başlayan enflasyon artışı devam ederken, son veriler Rusya’da yıllık enflasyonun 29 Kasım itibarıyla bir önceki haftaya kıyasla yüzde 8,05’ten yüzde 8,38’e çıktığını gösterdi. Enflasyondaki artışın ana nedeni olarak gıda ürünlerinin fiyatlarındaki artış gösterilirken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, enflasyonun ciddi bir sorun olduğuna dikkati çekti.
Ürünlerin fiyatlarındaki küresel artışın bazı gelişmiş ülkelerin aşırı yumuşak para politikaları nedeniyle yaşandığını belirten Putin, enflasyona karşı etkin önlemler alınması gerektiğini vurguladı.
Son verilere göre, diğer gelişmekte olan ülkelerden Brezilya’da enflasyon yüzde 10,7, Meksika’da yüzde 7,4, Güney Afrika’da yüzde 5,5 ve Türkiye’de yüzde 21,3 seviyelerine yükseldi
Asya’da enflasyon genel olarak yüzde 5’in altında kaldı
ABD ve Avrupa’daki yükselen enflasyona karşı Asya ülkelerinin ise enflasyon ile arz sorunları yaşamadan Kovid-19 salgınından çıkışa dikkati çekti.
Genel olarak Asya ülkeleri, dünyanın diğer bölgelerinde yaşananın aksine emtia lojistiğindeki belirgin sorunlar ve yükselen enflasyonla karşılaşmadı.
Uzmanlar bu durumun nedenini, bölgede tüketici talebinde ani bir artış getirecek uzun vadeli karantinaların olmamasına bağladı.
Bölgede enflasyon genel olarak yüzde 5’in altında kalırken, sadece Kırgızistan, Pakistan, Moğolistan, Özbekistan, Türkmenistan, Sri Lanka, Kazakistan, Tacikistan ve Bangladeş’te bu oranın üzerinde seyretti.
Asya ekonomisinin öne çıkan ülkelerinden Japonya’da enflasyon oranı yüzde 0,1 olurken, Malezya’da yüzde 2,9, Güney Kore’de yüzde 3,7 ve Hindistan’da yüzde 4,91 oldu.
Türkiye’de ise tüketici fiyatları kasım ayında yüzde 3,51 artarken, yıllık enflasyon yüzde 21,31’e yükseldi.