AA muhabirinin Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansının (IRENA) “Yenilenebilir Kapasitesi 2022 İstatistikleri” raporundan derlediği bilgilere göre, Kovid-19 salgınının olumsuz etkilediği küresel ekonomilere ve tedarik zincirindeki aksamalara rağmen yenilenebilir enerji projeleri hız kesmedi.
Geçen yıl, güneş ve rüzgar enerjisi yenilenebilir enerji kurulumları içinde yüzde 88 payla lider konumda yer aldı. Bu iki enerji kaynağa yapılması gereken yatırımlar, diğer kaynaklara göre daha kolay ve ulaşılabilir durumda bulunuyor.
Ayrıca, yatırımların hayata geçirilmesi için geçen sürenin diğer kaynaklara göre daha kısa oluşu, bu iki kaynağın hızla artmasında önemli yol oynuyor.
Rapora göre, geçen yılın sonunda güneş enerjisi kurulu gücü önceki yıla göre yüzde 19 artışla 133 gigavat oldu. Rüzgar enerjisi aynı dönemde yüzde 13 büyüyerek 93 gigavata ulaştı. Hidroelektrik enerjisi kapasitesi ise yüzde 2 artışla 19 gigavat olarak hesaplandı.
Aralarında, biyoenerji, okyanus enerjisi, jeotermal enerji gibi diğer temiz enerji kaynaklarının kurulu gücü ise 2021 sonunda 143 gigavata ulaştı.
Böylelikle, küresel yenilenebilir enerji kurulu güç kapasitesi, geçen yıl 257 gigavat artarak toplam 3 bin 64 gigavata yükseldi.
Geçen yılki ilaveler sonunda toplam küresel hidroelektrik elektrik güç kapasitesi 1230 gigavatlık kapasiteyle tüm temiz kaynaklar içinde yüzde 40’lık paya ulaştı.
Güneş enerjisi toplamda 849 gigavatla yüzde 28, rüzgar enerjisi ise 825 gigavatla yüzde 27’lik pay alarak sırasıyla ikinci ve üçüncü oldu.
Temiz enerji kapasite artışında Asya lider
Asya ülkeleri geçen yıl gerçekleştirilen yeni kapasite kurulumlarının yüzde 60’ının sahibi oldu. Asya ülkelerinde en büyük artış geçen yıl 121 gigavatlık kurulu güçle Çin’de yaşandı.
Avrupa ve Kuzey Amerika’da ise kurulumlar 39 ve 38 gigavat olarak kayıtlara geçti. ABD geçen yıl 32 gigavatlık temiz enerji kurulumu gerçekleştirdi.
Bu dönemde küresel elektrik üretimi kapasitesinde yenilenebilir enerjinin payı ise yüzde 38,3’e yükseldi.
Rapora göre, temiz enerji kurulu kapasitesinin tüm dünya genelinde artmasının nedenleri arasında fosil kaynaklara bağlı elektrik üretimindeki talep azalması ile önceki yıllarda projelendirilen temiz enerji kapasitelerinin sisteme dahil edilmesi bulunuyor.
Öte yandan, fosil kaynaklı emisyonların düşürülmesi ve küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceyle sınırlandırılması için kömür kullanımının azaltılması hedeflerinin yanında yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin hızla artırılmasına ihtiyaç duyuluyor.