Küresel metan emisyonları geçen yıl 135 milyon tonla rekor seviyede kalmaya devam etti. Metan emisyonlarının yüzde 75 azaltılmasına imkan sağlayan teknolojiler mevcut olmasına rağmen, fosil yakıt üreticileri bu düşüşü sağlamak için 2022’deki gelirlerinin sadece yüzde 3’üne denk gelen 100 milyar dolarlık yatırımı gerçekleştirmedi.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Küresel Metan Takipçisi raporuna göre, Sanayi Devrimi’nden bu yana görülen küresel sıcaklık artışının yüzde 30’u metan emisyonlarından kaynaklanıyor. Küresel enerji sektörü metan emisyonlarının yüzde 40’ını oluştururken, tarımdan sonra ikinci sırada yer alıyor.
Metan, hem karbondioksitten daha hızlı dağılıyor hem de daha kısa ömürlü olmasına rağmen karbondioksitten daha güçlü bir sera gazı.
İklim değişikliğiyle mücadele hedefleri ve çabalarına rağmen, enerji sektöründe ağırlıklı olarak fosil yakıtlardan kaynaklanan metan emisyonları 2019’daki rekor seviyesinin hafif altında kalarak 2022’de 135 milyon ton oldu ve rekor seviyeye yakın seyretti.
Kömür, petrol ve doğal gaz sektörlerinin her biri 40 milyon ton metan emisyonuna yol açtı. Uydu görüntüleri sadece 2022’de petrol ve gaz operasyonlarından kaynaklı 500 “süper salım” olayı tespit ederken, kömür operasyonlarından da 100 metan emisyon salımı belirlendi.
IEA raporuna göre, petrol ve gaz sektöründen kaynaklanan metan emisyonları mevcut teknolojilerle yüzde 75 azaltılabilir. Buna rağmen, sektörün metan emisyonlarını azaltmak için aksiyon almaması bu düşüşün sağlanmasını engelliyor.
Petrol ve gaz şirketlerinin enerji krizindeki yüksek fiyatlar nedeniyle 2022’de yüksek seyreden gelirlerinin sadece yüzde 3’ü ile metan emisyonlarını yüzde 75 azaltmak için gerekli 100 milyar dolarlık yatırıma ihtiyaç duyuluyor.
IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, metan emisyonlarının azaltılmasında ufak da olsa ilerleme olduğunu belirterek, “Metan emisyonları hala çok yüksek ve yeterince hızlı düşmüyor. Küresel ısınmayı sınırlandırmak için metan emisyonlarını azaltmak en ucuz opsiyonlar arasında ve bunu yapmamanın bir bahanesi yok.” ifadelerini kullandı.
Geçen yıl Kuzey Akım doğal gaz boru hattındaki patlamanın atmosferde büyük miktarda metan emisyonuna yol açtığını dile getiren Birol, şunları kaydetti:
“Ama dünyadaki normal petrol ve gaz operasyonları her gün Kuzey Akım boru hattının patlamasından kaynaklı miktar kadar metan emisyonuna yol açıyor. Maalesef, metan emisyonları yeni bir konu değil ve inatçı şekilde yüksek seyretmeye devam ediyor. Birçok şirket, küresel enerji krizi nedeniyle uluslararası gaz ve petrol piyasalarındaki türbülans döneminde yüksek karlar elde etti. Fosil yakıt üreticileri metan emisyonlarını azaltmak için hızla harekete geçmeli ve tabii politika yapıcılar da.”
Küresel metan emisyonlarını azaltmak için İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi COP26’da birçok ülke Küresel Metan Taahhüdü’ne imza atmıştı. Katılımcı ülkelerin sayısı 150’ye ulaşırken, bu ülkeler 2030 itibarıyla metan emisyonlarını yüzde 30 azaltma taahhüdünde bulunmuştu.
Söz konusu katılımcı ülkeler insan aktivitelerinden kaynaklanan metan emisyonlarının yüzde 55’i ve fosil yakıt operasyonlarından kaynaklı metan emisyonlarının da yüzde 45’ini oluşturuyor.