ABD Merkez Bankası’nın (Fed) şahinleşen duruşu bu hafta bazı ABD tahvillerinde getirilerinin terse dönmesine sebep olurken, bu durum ABD ekonomisinin durgunluğa girebileceği endişesini beraberinde getirdi.
ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi 2 yıllık tahvil faizinin altına inerken, söz konusu iki varlıkta getiri eğrisinin tersine dönmesi son 70 yılda ABD ekonomisinde yaşanan her resesyondan önce gerçekleşti.
Diğer taraftan tahvil piyasasında yatırımcıların Fed’in bilanço küçültme sürecinin ne şekilde gerçekleşeceğine odaklandığı görülüyor.
Konuya ilişkin dün değerlendirmelerde bulunan Kansas City Fed Başkanı Esther George, bankanın bilanço tartışması yaparken, tahvil getirisinin tersine çevrilmesi riskini hesaba katması gerektiğini söyledi.
ABD’de martta tarım dışı istihdam 431 bin kişilik artış göstererek beklentilerin altında kalsa da, işsizlik oranı aynı dönemde yüzde 3,6 ile Şubat 2020’den bu yana en düşük seviyeye geriledi.
Bu gelişmelerle tahvil piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed’in mayısta 50 baz puanlık faiz artırımına gideceği ihtimali yüzde 73’e çıktı.
Öte yandan, Rusya-Ukrayna savaşı piyasalardaki fiyatlamaları etkileyen ana unsurlardan olmayı sürdürdü.
Hafta içinde İstanbul’da Rusya ve Ukrayna temsilcileri arasında gerçekleştirilen görüşmelere katılan Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Aleksandr Fomin, Kiev ve Çernigiv yönlerinde askeri eylemlerini azaltmaya karar verdiklerini açıkladı.
Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mihail Podolyak da müzakere sonuçlarının liderler seviyesinde bir görüşme yapılması için yeterli olduğunu ifade etti. Söz konusu açıklamalar piyasalarda rahatlamaya sebep olsa da haftanın devamında iki taraftan gelen karışık mesajlar risk iştahının düşmesine sebep oldu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “dost olmayan” ülkelerin Rus gazına rubleyle ödeme yapmalarına yönelik kararnameyi imzaladı. Rubleyle ödeme yapılmazsa Rus gazı sözleşmelerinin durdurulacağını vurgulayan Putin, kararnamenin bugün itibarıyla devreye gireceğini bildirdi.
Kararın ardından Almanya ve Fransa gibi ülkelerin rubleyle ödeme yapmayacaklarını bildirmesi enerji piyasalarında belirsizlik yaratırken, Avrupa’da nisan vadeli doğal gaz kontratları 127 avroya kadar yükseldi.
Brent petrol, ABD’nin gelecek 6 ay içinde stratejik rezervlerinden şimdiye kadarki en yüksek miktarı piyasaya süreceği haberleri ile haftayı yüzde 10,7’lik düşüşle 104 dolardan tamamladı.
Altının ons fiyatı Rusya-Ukrayna savaşına yönelik müzakerelerden çıkan olumlu sonuçlar sonrası 1.890 dolara kadar gerilese de kayıplarını kısmen telafi ederek haftayı yüzde 1,8 düşüşle 1.922,7 dolardan kapattı.
ABD’de endeksler karışık seyretti
ABD’de pay piyasaları bu hafta şahinleşen Fed ve resesyon endişeleriyle karışık seyir izlerken, gelecek hafta gözler Fed’in mart ayı toplantı tutanakları, üyelerinin sözle yönlendirmeleri ve yoğun veri gündemine çevrildi.
Analistler, Fed’in şahinleşmesinin özellikle tahvil piyasalarındaki fiyatlamalarda kısa dönemli risklerin öne çıkmasına neden olduğunu belirterek, mart ayı toplantı tutanaklarında bilanço küçültmede izleyeceği yola ilişkin yönlendirmeler ve para politikasının geleceğine ilişkin ipuçları aranacağını söyledi.
Artan emtia fiyatlarının Fed’in para politikasındaki adımlarını kısıtlayabileceğini aktaran analistler, halihazırda oldukça dalgalı seyreden emtia fiyatlarının finansal sistemde sıkıntılara yol açabileceğinden endişe edildiğini dile getirdi.
ABD’de bu hafta açıklanan makroekonomik verilere göre, ülke 2021’in son çeyreğinde yüzde 6,9 büyüdü. Kişisel tüketim son çeyrekte yüzde 2,5 artsa da beklentilerin gerisinde kalırken, kişisel gelirler şubatta beklentilere paralel yüzde 0,5 yükseldi.
Söz konusu gelişmelerle S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 0,06 ve Nasdaq endeksi yüzde 0,65 artarken, Dow Jones endeksi yüzde 0,12 değer kaybetti.
4 Nisan ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi fabrika siparişleri ve dayanıklı mal siparişleri, salı dış ticaret dengesi, hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) ve ISM imalat sanayi PMI, çarşamba Fed’in toplantı tutanakları, perşembe haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve cuma toptan stoklar takip edilecek.
Avrupa’da borsalar yükseldi
Rusya-Ukrayna savaşı Avrupa’da risk iştahını törpülemeye devam ederken, Avrupa genelinde artan enflasyon fiyatlamalarda etkili oluyor.
Doğal gaz başta olmak üzere bazı emtia tedarikine ilişkin belirsizlikler halihazırda son yılların en güçlü enflasyonuyla karşı karşıya kalan Avrupa’da varlık fiyatlarında oynaklığı artırsa da, Rusya ile Ukrayna’nın müzakerelerden sonuç alacağına ilişkin beklentiler pay piyasalarını destekledi.
Hafta içinde Almanya’da açıklanan verilere göre, martta yıllık enflasyon Rusya-Ukrayna savaşı sonrası petrol ve gaz fiyatlarındaki hızlı artış nedeniyle yüzde 7,3 ile 1981’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde da Rusya-Ukrayna savaşının uzun sürmesi halinde ekonomik maliyetinin yüksek olacağını belirterek, “Avrupa zor bir döneme giriyor. Kısa vadede daha yüksek enflasyon ve daha yavaş ekonomik büyüme ile karşı karşıya kalacağız.” dedi.
Makroekonomik veriler ve açıklamaların enflasyonist kaygıları gündemde tutması ile ECB’nin ilk faiz artırımını ekim ayında yapacağı beklentileri güçlendi.
Analistler, gelecek hafta açıklanacak ECB toplantı tutanaklarında bankanın para politikasına ilişkin ipuçlarının aranacağını kaydederek, artan enflasyonla birlikte hala güçlü olan jeopolitik risklerin bankanın işini zorlaştırdığını ifade etti.
Bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre İngiltere ekonomisi 2021’in son çeyreğinde yüzde 6,6 büyürken, Almanya’da işsizlik yüzde 5, Avro Bölgesi’nde yüzde 6,8 oldu.
Bu gelişmelerle bu hafta İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,73, Almanya’da DAX endeksi yüzde 0,98, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 1,99 ve İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 2,46 değer kazandı.
Gelecek hafta pazartesi Almanya’da dış ticaret dengesi, salı bölge genelinde hizmet sektörü PMI, çarşamba Almanya’da fabrika siparişleri ve Avro Bölgesi’nde Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve perşembe Almanya’da sanayi üretimi, Avro Bölgesi’nde perakende satışlar ile ECB’nin toplantı tutanakları takip edilecek.
Asya’da Japonya negatif ayrıştı
Çin’de artan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayıları karşısında uygulanan kapanma tedbirlerine karşın düşen emtia fiyatları risk iştahını artırırken, Japonya’da merkez bankasının müdahalesine karşın tahvil piyasasından çıkışlar pay piyasalarını da baskıladı.
Çin artan Kovid-19 vakaları sebebiyle bazı şehirlerde kısıtlamaları artırsa da, gayrimenkul gibi sıkıntılı sektörlere destek verilebileceğine ve yurt dışındaki Çinli şirketlerin denetlenmesini onaylayabileceğine ilişkin haber akışı risk iştahını besledi.
Hafta içinde Japonya Merkez Bankası (BoJ), getiri oranlarını hedef seviyede tutmak için tahvil alımı gerçekleştirirken, operasyonların gerekmesi halinde devam edeceği sinyali verdi. Bankanın hamlelerinin ardından Japonya’nın 10 yıllık tahvil faizi 0,21’e geriledi.
Ekonomi yönetimi, daha önce “yendeki zayıflık şirketlerimizin yararına” mesajı verse de paritenin Ağustos 2015’ten bu yana en yüksek seviyelerdeki seyrini sürdürmesi karşısında “kurdaki hareketleri yakından izliyoruz” açıklaması yaptı.
Bu gelişmelerle, hafta içinde 125,1 dolar/yen paritesi bu seviyeden gelen satışlarla gerilese de haftayı yüzde 0,4 artışla 122,5 seviyesinden tamamladı.
Hafta içinde bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre Japonya’da işsizlik yüzde 2,7’ye gerilerken, sanayi üretimi yüzde 0,1’le beklentilerin altında arttı.
Çin’de ise imalat sanayi PMI 49,5’e düştü.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,72 değer kaybederken, Çin’de Şangay bileşik endeksi yüzde 2,19, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 2,97 ve Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 0,4 değer kazandı.
4 Nisan ile başlayan haftanın veri takviminde, çarşamba Çin’de imalat sanayi PMI ve cuma Japonya’da dış ticaret dengesi verileri takip edilecek. Çin’de pay piyasaları pazartesi ve salı günü tatil nedeniyle kapalı olacak.
BIST 100 haftalık kapanış rekorunu kırmaya devam ediyor
Yurt içinde, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi yükseliş eğilimini üst üste beşinci haftaya taşırken, haftalık bazda tüm zamanların en yüksek kapanışını da yukarıya taşıdı. Gelecek hafta ise gözler yurt içinde pazartesi açıklanacak Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerine çevrildi.
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 3,50 artışla 2.251,68 puandan tamamlarken, Dolar/TL yüzde 1,02 gerileyerek 14,6851’e düştü.
AA Finans’ın beklenti anketine katılan ekonomistler, mart ayında TÜFE’nin yüzde 5,34 artmasını bekliyor.
Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 2.250 puanın üzerinde kalıcılık sağlanması halinde 2.300 puanın direnç, 2.150 puanın ise destek konumunda olduğunu kaydetti.
Rusya ile Ukrayna arasındaki gelişmeler ve şahinleşen merkez bankalarının pay piyasaları üzerinde etkili olmayı sürdürdüğünü aktaran analistler, Türkiye’nin arabuluculuğunda devam eden müzakerelerdeki seyrin yakından takip edilmesi gerektiğini ifade etti.
Gelecek hafta yurt içinde pazartesi ÜFE, salı TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru, perşembe hazine nakit dengesi ve cuma Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) piyasa katılımcıları anketi verileri takip edilecek.
Öte yandan, piyasalar kapandıktan sonra açıklamada bulunan Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin uzun vadeli döviz cinsinden kredi notunu “B+” olarak teyit ederken, ülkenin yerel para cinsinden kredi notunu ise “BB-“den “B+”ya indirdi.