ABD’deki enflasyon endişesi varlık fiyatlarında etkili olmayı sürdürürken, piyasalarda oynaklık artmaya devam ediyor.
ABD’de yüzde 8,50 ile son 41 yılın en yüksek seviyesine çıkan enflasyon, Fed’i 2000’den bu yana ilk kez 50 baz puanlık faiz artırımına yönlendirdi. Fed böylece politika faizini yüzde 0,75-1,00 aralığına yükseltti.
Fed’den yapılan açıklamada, enflasyonun, salgınla ilgili arz ve talep dengesizliklerini, yükselen enerji fiyatlarını ve daha geniş fiyat baskılarını yansıtır şekilde yüksek kalmaya devam ettiği kaydedilerek, uzun vadede yüzde 2 enflasyon ve maksimum istihdamın elde edilmesinin hedeflendiği, para politikası duruşunun ise uygun şekilde sıkılaştırılmasıyla enflasyonun yüzde 2 hedefine dönmesi ve iş gücü piyasasının güçlü kalmasının beklendiği ifade edildi.
Fed’in ayrıca 1 Haziran’da bilançosunu küçültmeye başlayacağı belirtilen açıklamada, ilk etapta hazine tahvillerinde aylık 30 milyar dolar ve ipoteğe dayalı menkul kıymetlerde 17,5 milyar dolar azaltılacağı kaydedildi.
Açıklamada, ilk 3 ayın ardından bilanço küçültmede aylık miktarın hazine tahvilleri için 60 milyar dolar ve ipoteğe dayalı menkul kıymetler için 35 milyar dolara yükseltileceği aktarıldı.
Fed Başkanı Powell ise bankanın gelecek birkaç toplantısında 50 baz puanlık ilave faiz artışlarının masada olması gerektiğini ifade etti.
Faiz oranında 50 baz puandan yüksek bir artışın olup olmayacağına ilişkin soru üzerine ise Powell, “75 baz puanlık artış, Komitenin aktif olarak düşündüğü bir şey değil.” dedi.
Çarşamba günü Fed’in politika kararı ve Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarıyla yüzde 3’ten fazla değer kazanan ABD pay piyasaları, perşembe günü ise Fed’in enflasyonu önlemekte zorlanabileceği endişesi ile kazançlarının tamamını geri verdi.
Analistler, Fed’in faiz artışında geç kalmış olabileceği korkusunun dünkü fiyatlamalarda etkili olduğunu kaydederek, söz konusu durumun satış baskısını derinleştirdiğini bildirdi.
Söz konusu endişelerle tahvil piyasalarında da etkili olan satış baskısıyla ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi dün yüzde 3,10’la Kasım 2018’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Altının ons fiyatı ise düşüş eğilimini üçüncü haftaya taşırken, haftayı yüzde 0,8 düşüşle 1.883 dolardan tamamladı.
ABD pay piyasalarında düşüş eğilimi durulmuyor
ABD’de pay piyasaları düşüş eğilimi üst üste beşinci haftaya taşırken, bu durum S&P 500 endeksi için 2011’den ve Nasdaq endeksi için ise 2012’den bu yana en uzun düşüş serisine işaret ediyor. ABD’de enflasyon baskısı piyasalarda ana risk unsuru olmayı sürdürürken, gözler gelecek hafta çarşamba günü açıklanacak Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verisine çevrildi.
Haftanın son işlem gününde açıklanan istihdam raporu verilerine göre tarım dışı istihdam nisanda 428 bin artarak beklentileri geride bıraktı.
Analistler, söz konusu verinin Fed’i daha şahin olmaya yönlendirebileceği endişesiyle risk iştahının azalmasında etkili olduğunu kaydetti.
Gelecek hafta açıklanacak enflasyon verilerinde uzun bir aradan sonra gevşemenin öngörüldüğünü belirten analistler, söz konusu verinin piyasalarda oynaklığı artırmasının olası olduğunu kaydetti.
Söz konusu gelişmelerle S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 0,21, Nasdaq endeksi yüzde 1,54 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,24 değer kaybetti.
9 Mayıs ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi toptan stoklar, çarşamba hazine bütçe dengesi, perşembe Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve cuma Michigan Tüketici Güven Endeksi verileri takip edilecek.
Avrupa’da gözler Lagarde’a çevrildi
Avrupa borsaları da ABD borsalarına paralel satış ağırlıklı bir seyir izlerken, gelecek hafta gözler Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde’ın çarşamba günü yapacağı açıklamalara ve Almanya’da açıklanacak enflasyon verilerine çevrildi.
Avrupa’da İngiltere Merkez Bankası (BoE), hafta içinde politika faizini beklentiler doğrultusunda 25 baz puan artırarak yüzde 1’e yükseltti. Bankanın bu kararıyla ülkede politika faizi 2009 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaşmış oldu.
BoE’nin karar metninde, “Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından küresel enflasyonist baskılar keskin bir şekilde yoğunlaştı. Bu, dünya ve İngiltere büyüme görünümünde önemli bir bozulmaya yol açtı.” İfadelerine yer verildi. Banka bilanço küçültmesine ilişkin ise bir karar almadı.
Avrupa genelinde artan enflasyon baskısına karşın ECB yetkililerinin sözle yönlendirmelerindeki şahin tonları yoğunlaşırken, gelecek hafta Lagarde’ın açıklamalarında para politikasının geleceğine ilişkin ipuçları aranacak.
Analistler, Rusya-Ukrayna savaşının ise hala Avrupa için başlıca risk unsuru olmayı sürdürdüğünü kaydederek, hafta kapanışına yakın bölgeden gelen haber akışının yoğunlaşmasının yatırımcılar arasında tedirginliği artırdığını bildirdi.
Avro/dolar paritesi düşüş eğilimini üstü üste beşinci haftaya taşıyarak işlem gününe taşıyarak haftayı önceki kapanışın hemen altında 1,0545’ten tamamladı.
Bu hafta İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 2,08, Almanya’da DAX endeksi yüzde3 ve Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 4,22 değer kaybetti.
Gelecek hafta salı Almanya’da ZEW beklenti endeksleri, perşembe İngiltere’de Gayri Safi Yurt içi Hasıla (GSYH) ve sanayi üretimi ile cuma Avro Bölgesi’nde sanayi üretimi verileri takip edilecek.
Asya’da Japonya pozitif ayrıştı
Asya tarafında bu hafta tatil nedeniyle Çin ve Japonya piyasalarında haftanın büyük çoğunluğunda işlem gerçekleşmezken, piyasaların açık olduğu günlerde Japonya pozitif ayrışmayı başardı.
Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) güvercin tutumunu sürdürmesi küresel risk algısının pay piyasalarına etkisini törpülemeye devam ederken, Çin’de devam eden yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını Çin için başlıca risk algısı olmayı sürdürüyor.
Çin’deki durumun küresel bazda enflasyon baskısına neden olabileceği endişesi de güçlenirken, Çin’in ekonomi politikalarında beklentilere rağmen gevşeme olmaması da yatırımcıların tedirginliğini artırıyor.
Yükseliş eğilimini dokuzuncu haftaya taşıyan dolar/yen paritesi, haftayı yüzde 0,6 artışla son 20 yılın en yüksek seviyesi olan 130,6’dan tamamladı.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,58 değer kazanırken, Çin’de Şangay bileşik endeksi yüzde 1,49 ve Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 5,16 değer kaybetti.
9 Mayıs ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi Japonya’da BoJ tutanakları ve Çin’de dış ticaret dengesi, çarşamba Çin’de TÜFE ve ÜFE ile perşembe Japonya’da dış ticaret dengesi verileri takip edilecek.
BIST 100 endeksi küresel piyasalardan pozitif ayrıştı
Yurt içinde, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftanın son iki günü gerçekleşen işlemlerde küresel pay piyasalarından pozitif ayrışmayı başardı.
Hafta içinde açıklanan verilere göre nisanda TÜFE aylık yüzde 7,25, yıllık ise yüzde 69,97 arttı.
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 1,16 artışla 2.458,72 puandan tamamlarken, Dolar/TL yüzde 0,68 değer kazanarak 14,9528’e çıktı.
Analistler, gelecek hafta salı günü Borsa İstanbul’da konsolide bilanço gönderimi için son gün olduğunu hatırlatarak, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 2.400 puanın destek, 2.500 puanın direnç olarak takip edileceğini kaydetti.
Gelecek hafta yurt içinde salı işsizlik, çarşamba hazine nakit dengesi ve cuma sanayi üretimi verileri takip edilecek.