Dünya genelinde enflasyonla mücadelenin sonuna yaklaşıldığına ilişkin beklentilerin artmasına rağmen ABD’de geçen hafta açıklanan verilerin karışık sinyaller vermesiyle para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed’in ilk faiz indirimine yılın son çeyreğine doğru gideceğine ilişkin beklentiler ötelenmeye devam ediyor.
ABD’de enflasyonla mücadelenin beklenenden uzun sürebileceğine işaret eden verilere karşın ülkede geçen hafta yoğunlaşan bilanço sezonu pay piyasalarında risk iştahını destekleyen ana etken olarak öne çıkarken, hisse ve sektör bazlı oynaklık dikkati çekti.
Analistler, özellikle teknoloji alanında faaliyet gösteren şirketlerin duyurdukları finansal sonuçların ağırlıklı olarak beklenti üzeri açıklanmasının da etkisiyle pay piyasalarında yükseliş eğiliminin hakim olduğunu ifade etti.
Öte yandan, ABD’de geçen hafta açıklanan verilere göre, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH), 2024’ün ilk çeyreğinde yüzde 1,6 artış kaydederek öngörülerin altında kalırken, gıda ve enerji harcamalarının hesaplama dışı tutulduğu çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi ise aynı dönemde yüzde 3,7 ile beklentilerden fazla yükseldi.
Bu durum ülkede stagflasyona ilişkin soru işaretlerini artırırken, para piyasalarındaki fiyatlamalar Fed’in ilk faiz indirimine yönelik toplantıyı yılın son çeyreğine doğru ötelemeye devam etti.
Söz konusu veriler öncesi Fed’in faiz indirimine başlama ihtimali haziranda yüzde 20, temmuzda yüzde 45, eylülde yüzde 70 ile fiyatlanırken, veriler sonrasında bu ihtimaller ilgili aylar için sırasıyla yüzde 11, yüzde 30 ve yüzde 57’ye geriledi.
Analistler, Fed’in gelecek haftaki toplantısında faizleri sabit bırakacağına kesin gözüyle bakıldığını anımsatarak, karar sonrası Fed Başkanı Powell’ın gerçekleştireceği sözle yönlendirmelerden bankanın gelecek dönemde atacağı adımlara ilişkin ipuçları aranacağını dile getirdi.
Gelecek hafta ülkede açıklanacak, Fed’in enflasyon göstergelerinden biri olarak takip ettiği tarım dışı istihdam verilerinin söz konusu fiyatlamalar üzerinde etkili olabileceğini aktaran analistler, söz konusu verilerin piyasalarda da oynaklığı artırabileceğine değindi.
Bu gelişmelerle birlikte, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,74 seviyesini test etmesinin ardından yüzde 4,67’den haftalık kapanışını gerçekleştirdi. 103,9-105,1 aralığında dalgalı bir seyir izleyen dolar endeksi, haftayı önceki kapanışının yüzde 0,2 altında 105,9 seviyesinden tamamlarken, altının ons fiyatı haftayı yüzde 2,28 azalışla 2 bin 338 dolardan kapatarak, 5 haftalık yükseliş serisini sonlandırdı.
Orta Doğu’daki gelişmeler yakından takip edilirken, Brent petrolün varil fiyatı haftalık bazda yüzde 1,7 artarak 88,1 dolardan kapanış gerçekleştirdi.
Nasdaq ve S&P 500 endeksi son 7 ayın en güçlü haftalık performansını kaydetti
New York borsasında Nasdaq ve S&P 500 endeksi, özellikle teknoloji şirketlerinin karlarının ve gelirlerinin beklentileri aşmasının ardından Kasım 2023’ten bu yana en güçlü haftalık yükselişlerini gerçekleştirdi.
ABD’de hafta boyunca büyük şirketlerin açıkladıkları bilançoları gündemin odağında bulunurken, ABD’li elektrikli otomobil üreticisi Tesla’nın net karı, küresel çapta düşen satışlar ve fiyat indirimlerinin etkisiyle bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 55 geriledi.
Şirketin finansal sonuçlarının ardından Tesla’nın üst yönetici Elon Musk’ın daha uygun fiyatlı modellerin üretimine erken başlanabileceğini söylemesiyle Tesla’nın hisse fiyatı haftayı yüzde 14,4 değer kazancıyla tamamladı.
Boeing ise tahminlerden daha az zarar duyururken, tedarik zincirini istikrara kavuşturduğunu bildirdi. Buna karşın kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Boeing’in kredi notunu düşürürken, şirketin hisse fiyatı haftalık bazda yüzde 1,5 azalış kaydetti.
Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın sahibi Meta’nın geliri, bu yılın ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27 artışla 36,5 milyar dolara ulaştığını bildirmesine rağmen şirketin yılın ikinci çeyreğinde piyasa beklentilerinin altında, 36,5 ila 39 milyar dolar arasında, gelir beklediğini açıklamasıyla Meta’nın hisse fiyatı haftayı yüzde 7,9 değer kaybıyla kapattı.
ABD’li teknoloji şirketi IBM’in geliri de bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 1 artışla 14,5 milyar dolara yükselirken, şirketten yapılan açıklamada, IBM’nin yazılım şirketi HashiCorp’u hisse başına 35 dolar nakit karşılığında 6,4 milyar dolara satın alma niyeti duyuruldu. Söz konusu satın almanın 2024 sonuna kadar tamamlanmasının beklendiği bildirildi.
Haftalık bazda IBM hisse fiyatı yüzde 8 gerilerken, HashiCorp şirketinin hisseleri yüzde 36 yükseliş kaydetti.
Microsoft’un geliri de ocak-mart döneminde geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 17 artarak 61,9 milyar dolara çıkarken, Google’ın ana kuruluşu Alphabet’in aynı dönemde elde ettiği gelir yüzde 15 yükselişle 80,5 milyar dolara ulaştı.
Microsoft’un hisseleri haftalık bazda yüzde 1,8 değer kazanırken, ilk kez temettü dağıtacağını duyuran Alphabet’in hisse fiyatı da yüzde 11,6 artışla haftayı tamamladı. Böylelikle şirketin piyasa değeri, 2 trilyon doların üzerine çıktı.
Dünyanın en büyük mikroçip üreticilerinden biri olan Intel ise yılın ilk çeyreğinde elde ettiği gelirini geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 arttırarak 12,7 milyar dolara çıkarmasına rağmen 437 milyon dolarlık net zarar açıkladı.
Bilançosunu açıkladığı haftayı yüzde 6,8 değer kaybıyla tamamlayan Intel hisseleri, böylece düşüş eğilimini de üst üste 4. haftaya taşımış oldu.
İlk çeyrekte karında düşüş bildiren ABD’li enerji şirketlerinden Exxon Mobil’in hisseleri de haftayı yüzde 1,6 azalışla kapattı.
Öte yandan, ABD’de geçen hafta açıklanan verilere karışık sinyaller vermeye devam etti.
Ülkede, öncü imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), nisanda aylık 2 puan azalarak 49,9 ile 4 ayın en düşük seviyesine inerken, hizmet sektörü PMI da aynı dönemde 0,8 puan gerileyerek 50,9 oldu.
Dayanıklı mal siparişleri martta aylık bazda yüzde 2,6 artışla piyasa beklentilerini aşarken, Kasım 2023’ten bu yana en yüksek aylık yükseliş kaydedildi.
ABD’de 30 yıl vadeli mortgage (konut kredisi) için ortalama faiz oranı da yüzde 7,24 ile geçen yıl kasım ayından bu yana en yüksek seviyesini gördü. Mortgage başvuruları ise geçen hafta bir önceki haftaya kıyasla yüzde 2,7 geriledi.
Ayrıca, dün ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC), Philadelphia merkezli Republic First Bank’ın kapatıldığını ve Fulton Bank’a satıldığını duyurdu. Böylece, Republic First Bank’ın iflası bu yıl ABD’deki ilk banka iflası oldu.
Bu gelişmelerle New York borsasında Nasdaq endeksi yüzde 4,23 ve S&P 500 endeksi yüzde 2,67 yükselerek son 7 ayın en güçlü haftalık performansını kaydetti. Dow Jones endeksi de haftalık bazda yüzde 0,67 arttı.
29 Nisan ile başlayan haftada, salı günü CB Tüketici Güven Endeksi, çarşamba günü Fed’in faiz kararı ve Powell’ın açıklamalarının yanı sıra ADP özel sektör istihdamı ile imalat sanayi PMI, perşembe günü dayanıklı mal siparişleri ve fabrika siparişleri, cuma günü ise istihdam raporu, hizmet sektörü ve bileşik PMI verileri takip edilecek.
Avrupa’da gözler enflasyon verilerine çevrildi
Avrupa borsalarında da geçen hafta pozitif bir seyir hakim olurken, gelecek hafta bölge genelinde açıklanacak enflasyon verileri başta olmak üzere yoğun veri gündemi yatırımcıların odağına yerleşti.
ABD’de açıklanan şirket bilançolarının çoğunun beklenenden iyi gelmesinin ardından pay piyasalarında artan risk iştahı, Avrupa borsalarına da taşındı.
Analistler, gelecek hafta Almanya ve Avro Bölgesi’nde açıklanacak öncü Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerinin piyasalarda oynaklığı artırabileceğini ifade ederek, söz konu verilerden alınacak sinyallerin aynı zamanda Avrupa Merkez Bankasının (ECB) gelecek dönemde atacağı adımlara ilişkin ipuçları verebileceğini dile getirdi.
ECB’nin haziranda faiz indirimlerine başlayacağına kesin gözüyle bakılırken, bankanın gelecek dönemde atacağı adımlara ilişkin ECB yetkililerinin sözle yönlendirmeleri de devam ediyor.
Portekiz Merkez Bankası Başkanı ve ECB üyesi Mario Centeno geçen hafta yaptığı açıklamalarda, bankanın bu sene 100 baz puanın üzerinde faiz indirimi gerçekleştirebileceğini söyledi.
Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) Başkanı ve ECB üyesi Joachim Nagel ise Avro Bölgesi’nde enflasyonun hala inatçı olabileceğini belirterek, ECB’nin haziran ayında faizlerde olası ilk indirimden sonra ne olacağı konusunda taahhütte bulunamayacağını ifade etti.
İtalya Merkez Bankası Başkanı ve ECB üyesi Fabio Panetta, Avro Bölgesi’nde uzun süreli ekonomik durgunluk riskini engellemek için zamanında ve küçük faiz indirimleri çağrısında bulundu.
Öte yandan, geçen hafta Almanya’da açıklanan verilere göre, Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) iş dünyasının ekonomiye güveni nisanda beklentilerin üzerinde artarak, yükselişini art arda üçüncü aya taşıdı.
Ülkede martta 87,9 puan değerini alan Ifo İş Ortamı Güven Endeksi, şirket yöneticilerinin mevcut ve gelecek beklentilerindeki iyileşmesinin etkisiyle nisanda 89,4 puana ulaştı. Piyasa beklentisi endeksinin 88,8 puana yükseleceği yönündeydi.
Ifo anketine göre, Beklentiler Endeksi 87,7 puandan 89,9 puana, Mevcut Durum Endeksi de 88,1 puandan 88,9 puana çıktı.
Ayrıca, Alman hükümeti, 2024 için daha önce yüzde 0,2 olarak açıklanan resmi büyüme beklentisini, “hafif konjonktürel iyileşme işaretleriyle” revize ederek yüzde 0,3’e yükseltti.
Bu gelişmelerle, geçen hafta Almanya’da DAX endeksi yüzde 2,39, İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 3,09, İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 0,97, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 0,82 artış kaydetti.
Gelecek hafta açıklanacak veri gündeminde pazartesi Avro Bölgesi’nde tüketici, reel kesim ve ekonomik güven endeksi ile Almanya’da öncü enflasyon, salı Almanya’da işsizlik oranı ve büyüme, Avro Bölgesi’nde öncü TÜFE ve büyüme, perşembe günü Avro Bölgesinde ve Almanya’da imalat sanayi PMI, cuma ise Avro Bölgesi’nde işsizlik oranı takip edilecek.
Japon yeni, dolar karşısında 1986’dan bu yana en düşük seviyesine indi
Küresel pay piyasalarında artan risk iştahı Asya borsalarına da taşınırken, Japonya Merkez Bankası (BoJ) politika faizini değiştirmeyerek yüzde 0 ila yüzde 0,1 aralığında bıraktı.
Bankadan yapılan açıklamada, bankanın, tahvil alımlarını bir önceki toplantıda alınan kararlar çerçevesinde sürdüreceği aktarılırken, para politikası kararının oy birliği ile alındığı ifade edildi.
BoJ’un yıl sonu enflasyonun yüzde 2,6-3 aralığında olmasını öngördüğü aktarılarak, enflasyonun 2025 ve 2026’da yüzde 2 seviyesinde olacağı tahmin edildi.
BoJ Başkanı Kazuo Ueda faiz kararı sonrası yaptığı açıklamada, ekonomi ve fiyatlar üzerinde döviz piyasası etkisinin izlenmeye devam edileceğini kaydederek, enflasyon trendi yüzde 2’ye doğru ilerlerse politika faizinin yükseltileceğini belirtti.
Öte yandan, hafta boyunca Japon yeninin dolar karşısında değer kaybetmesi gündemin odağında bulunurken, dolar/yen paritesi, haftayı yüzde 2,4 artışla 158,35 seviyesinden tamamlayarak, yaklaşık son 38 yılın en yüksek seviyesine çıktı.
Japonya Maliye Bakanı Shunichi Suzuki, döviz piyasasının hareketlerini yakından izlediklerini kaydederek, “Buna dayanarak uygun şekilde yanıt verme kararlılığımızda hiçbir değişiklik yok.” ifadesini kullanmıştı.
Ülkede geçen hafta açıklanan verilere göre ise TÜFE nisanda yıllık yüzde 1,4 artışla beklentilerin altında kalırken, öncü endeks şubatta 111,8’de sabit kaldı.
Çin Merkez Bankası (PBoC) da bir ve beş yıllık kredi faiz oranlarını (LPR) sırasıyla yüzde 3,45 ve yüzde 3,95 seviyesinde sabit bıraktı.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 2,34, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 2,48, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 8,80 ve Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,76 değer kazandı.
29 Nisan ile başlayan haftada, salı günü Japonya’da sanayi üretimi ve işsizlik oranı, Çin’de imalat sanayi, hizmet sektörü ve bileşik PMI, çarşamba günü Japonya’da imalat sanayi PMI verilerinin yanı sıra perşembe günü de BoJ toplantı tutanakları takip edilecek.
Diğer yandan, gelecek hafta Çin’de 1 Mayıs İşçi Bayramı nedeniyle piyasalar 3 gün işleme kapalı olacak.
BIST 100 endeksi rekor tazeledi
Yurt içinde de Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 2,29 artışla 9.915,62 puandan tamamlayarak tüm zamanların en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirirken, gördüğü en yüksek seviye rekorunu 9.956,11 puana taşıdı.
Gelecek hafta enflasyon verilerinin yanı sıra uluslararası derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s’un (S&P), cuma akşamı açıklaması beklenen Türkiye değerlendirme raporu yatırımcıların odağına yerleşti.
Analistler, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in de 8 Mart’ta Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükselttiğini ve not görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkardığını anımsattı.
Ayrıca Fitch Ratings dün politika tutarlılığındaki iyileşmenin sürdürülmesinin, Türkiye’nin kredi notu açısından olumlu olabileceğini bildirdi.
Öte yandan, bu hafta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankasının Bahar Toplantıları ile çeşitli etkinliklere katılmak üzere gerçekleştirdiği ABD ziyaretindeki temaslarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
ABD’de yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin büyük olduğuna dikkati çeken Şimşek, “Dezenflasyonla, yapısal reformlarla, mali disiplinle makroekonomik temelleri güçlendiriyoruz ve bu çok ilgi çekiyor. Onun için yatırımcı ilgisi tek kelimeyle mükemmeldi.” dedi.
Şimşek dün Sapanca’da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, küresel ekonomik görünümde Türkiye lehine daha olumlu bir arka plan olduğunu dile getirdi.
Kamuda tasarruf konusundaki çalışmaların nihai noktaya geldiğini de belirten Şimşek, “Kamuda tasarruf artış ve harcama kontrolü 2024’ün ikinci yarısında güçlü şekilde devreye girecek.” dedi.
Şimşek, küresel ekonomik görünümde Türkiye lehine daha olumlu bir arka plan olduğunu bildirdi.
Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 50’de tuttu.
Faiz kararının ardından TCMB’den yapılan duyuruya göre, parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmesi, Türk lirası (TL) mevduat payının artırılması ve Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) TL mevduata geçişin desteklenmesi amacıyla TL zorunlu karşılıklara uygulanacak faiz oranı yükseltildi.
Duyuruda, KKM için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık tutarına yenileme ve TL’ye geçiş oranına göre uygulanan faiz oranı üst sınırı, politika faiz oranının yüzde 60’ı, TL mevduat için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık tutarına TL’ye geçiş oranı seviyesine göre uygulanan faiz oranı üst sınırı, politika faiz oranının yüzde 80’i olarak belirlendi.
Böylece belirlenen koşulları yerine getiren bankaların tesis edilen zorunlu karşılık tutarı için alabileceği en yüksek faiz KKM hesaplarında yüzde 30, TL mevduat hesaplarında yüzde 40 oldu.
Gelecek hafta pazartesi ekonomik güven endeksi, salı dış ticaret dengesi, perşembe imalat sanayi PMI ve cuma günü enflasyon verilerinin yanı sıra S&P’nin piyasalar kapandıktan sonra açıklaması beklenen Türkiye değerlendirme raporu takip edilecek.
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.000 ve 10.100 seviyelerinin direnç, 9.900 ve 9.800 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.