ABD’de açıklanan verilerden alınan sinyallerle faiz indirimine yönelik beklentiler güç kazanırken, yatırımcıların risk iştahında artış görüldü.
Güç kaybeden istihdam piyasası ve ekonomik büyüme verileriyle birlikte geçen hafta açıklanan enflasyon verilerinin ardından ABD Merkez Bankasının (Fed) gelecek hafta 25 baz puanlık ya da 50 baz puanlık faiz indirimine gidebileceği yönündeki beklentiler yüzde 50’şerlik oranlarla eşit düzeyinde bulunuyor.
Özellikle Eski Fed Üyesi Dudley, Fed’in gelecek hafta gerçekleştireceği toplantıda 50 baz puanlık bir faiz indirimi için alan gördüğünü söylemesi sonrasında 50 baz puanlık faiz indirimine yönelik beklentilerin güçlenmesi dikkati çekti.
Analistler, küresel piyasalarda Fed’in gelecek hafta yapması beklenen faiz indiriminin büyüklüğüne yönelik belirsizliklerin etkilerinin devam ettiğini belirtti.
Enflasyon endişelerinin son dönemlerde baskılandığını ifade eden analistler, güç kaybeden istihdam piyasasının resesyon riskini beslediğini söyledi.
ABD’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ağustosta aylık bazda yüzde 0,2, yıllık bazda yüzde 2,5 ile beklentilere paralel artış kaydetti. Değişken enerji ve gıda fiyatlarını içermeyen çekirdek TÜFE ise ağustosta aylık yüzde 0,3 ile beklentilerin üzerinde yükselirken, yıllık yüzde 3,2 ile öngörüler doğrultusunda artış gösterdi.
Analistler, enflasyon oranlarında beklentiler dahilinde bir yavaşlamanın olduğunu ve çekirdek enflasyon tarafında sınırlı da olsa direncin sürdüğünü belirtti.
Ülkede, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ağustosta aylık bazda yüzde 0,2 ile beklentilerin üzerinde, yıllık bazda ise yüzde 1,7 ile öngörülere paralel yükseldi.
Değişken gıda ve enerji fiyatlarını içermeyen çekirdek ÜFE de ağustosta aylık bazda yüzde 0,3 ve yıllık bazda yüzde 2,4 arttı.
Analistler ÜFE verilerinin, Fed’in gevşeme sürecinde atacağı adımlarının daha “yumuşak” olacağını doğrular nitelikte olduğunu söyledi.
ABD’de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı, 7 Eylül ile biten haftada 2 bin artışla 230 bine çıkarken, piyasa beklentilerinin hafif üzerinde gerçekleşti. İşsizlik maaşı başvurularının hafif bir artış kaydetmesi, iş gücü piyasasındaki yavaşlamaya rağmen işten çıkarmaların hala düşük seviyede olduğuna işaret etti.
Ayrıca, ülkede 30 yıl vadeli mortgage (konut kredisi) için ortalama faiz oranı geçen hafta yüzde 6,43’ten yüzde 6,29’a gerileyerek, Şubat 2023’ten bu yana en düşük seviyesine indi. Mortgage başvuruları ise yüzde 1,4 yükseldi.
Öte yandan ABD Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Laell Brainard enflasyondaki yavaşlamaya dikkati çekerek, “Enflasyon konusunda bir sayfanın kapandığını düşünüyorum.” ifadesini kullandı.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Sözcüsü Julie Kozack da ABD’de enflasyonda yukarı yönlü risklerin azaldığına işaret ederek, Fed’in gelecek hafta faiz indirimine başlamasının yerinde olduğunu düşündüklerini bildirdi.
Analistler, Fed’in gelecek hafta açıklayacağı faiz kararının piyasaların odağında bulunduğunu belirterek, Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarının bankanın bundan sonraki politikalarına ilişkin ip ucu verebileceğini söyledi.
Öte yandan, New York Fed’in yayımladığı Tüketici Beklentileri Anketi’nin sonuçlarına göre de ABD’de tüketicilerin kısa vadeli enflasyon beklentisi, ağustosta da değişim göstermeyerek yüzde 3 oldu.
Fed’in Denetimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Michael Barr’ın büyük bankaların sermaye gerekliliklerini artıracak taslak kuraldaki değişiklikleri açıklaması da öne çıktı. Barr, sermaye gerekliliklerini artırmanın faydaları ve maliyetleri olduğuna işaret ederek, alınan geri bildirimler ışığında ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) ve Para Birimi Kontrol Ofisi (OCC) ortaklığında sunulan yeni teklifle büyük bankaların sermayesinde yüzde 9 artış öngörüldüğünü söyledi.
Öte yandan, Fed’in iç denetim birimi, Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic’in daha önce bankanın yatırım kısıtlamalarını ihlal ettiği yönündeki iddialara ilişkin raporunu yayınladı. Fed, Bostic’in gizli bilgilere dayalı işlem yaptığına dair bir kanıt bulamadığını belirtti.
Siyasi tarafta ise ABD başkanlık yarışında Demokrat aday Kamala Harris ile Cumhuriyetçi aday Donald Trump, oldukça hararetli geçen ilk canlı yayın tartışmasında iç politikadan ekonomiye birçok başlıkta ayrışan görüşlerini ortaya koydu. Münazara sonrası bahis piyasalarında ABD başkanlık yarışında Demokrat aday Kamala Harris’in önde olduğu gözleniyor.
Bu gelişmelerle ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi, haftayı 7 baz puan azalışla yüzde 3,65’ten tamamladı. Dolar endeksi, yüzde 0,1 gerileyerek 101,1 seviyesine gerilerken, 2 bin 586,1 dolarla rekor seviyeyi gören altının ons fiyatı da yüzde 3,2 artışla 2 bin 578,2 dolara yükseldi.
70 doların altına düşerek yaklaşık 3 yılın en düşük seviyesini göre Brent petrolün varil fiyatı, haftayı yüzde 0,5 artışla 71,7 dolardan tamamladı.
– New York borsası haftayı yükselişle tamamladı
New York borsasında Fed’in 50 baz puanlık faiz indirimine gideceğine yönelik beklentilerin güçlenmesiyle geçen haftayı yükselişle tamamladı.
Kurumsal tarafta, son zamanlarda satış baskısıyla karşı karşıya kalan teknoloji şirketlerinden Nvidia’nın hisseleri haftayı yüzde 15,8 kazançla tamamladı. Microsoft’un hisseleri yüzde 7,19, Amazon’un hisseleri yüzde 8,81 ve Tesla’nın hisseleri yüzde 9,28 yükseldi.
Bazı bankaların hisselerindeki değer kaybı ise dikkati çekti. JPMorgan Chase hisseleri 2025’te net faiz geliri görünümünü yumuşatması sonrasında yüzde 3,83 düşerken, Goldman Sachs’ın hisseleri de yüzde 0,13 geriledi.
ABD başkanlık yarışında Demokrat aday Harris’in Cumhuriyetçi aday Trump’la karşı karşıya geldiği canlı yayında ABD’nin yabancı petrole olan bağımlılığını azaltmak için “çeşitli enerji kaynaklarının” destekçisi olduğunu söylemesi sonrasında da alternatif enerji şirketleri First Solar’ın hisseleri yüzde 9,65, Enphase Energy’nin hisseleri yüzde 1,16 artış gösterdi.
Boeing fabrikası işçilerinin 737 Max dahil çoğu uçağın üretimini etkileyecek greve gitmesinin ardından şirketin hisseleri yüzde 0,54 değer kaybetti.
Öte yandan, ABD Hazine Bakanlığı, yıllık karı 1 milyar doları aşan şirketlerin en az yüzde 15 kurumlar vergisi ödemesine yönelik teklifini yayımladı. Asgari vergi ile 2025’te 20 milyar dolar, gelecek 10 yılda da 250 milyar dolardan fazla gelir elde edileceği tahmin ediliyor.
Bu gelişmelerle Nasdaq endeksi yüzde 5,9, Dow Jones endeksi yüzde 2,60, S&P 500 endeksi yüzde 4 değer kazandı.
Gelecek hafta pazartesi New York Fed sanayi endeksi, salı perakende satışlar, sanayi üretimi, kapasite kullanımı, çarşamba Fed’in faiz kararı, konut başlangıçları ve inşaat izinleri, perşembe haftalık işsizlik maaşı başvuruları, öncü göstergeler endeksi, 2. el konut satışları takip edilecek.
Avrupa borsaları ECB’nin faiz kararının ardından haftayı pozitif tamamladı
Avrupa borsalarında Avrupa Merkez Bankasının (ECB) üç temel politika faizinde indirimin gitmesinin ardından alıcılı bir seyir hakim oldu. Bölgede açıklanan verilere göre, ECB mevduat faiz oranını 25 baz puan, ana refinansman faizi ve marjinal borçlanma faizini 60’ar baz puan indirdi. Böylece ECB, piyasa beklentileri doğrultusunda yılın ikinci faiz indirimine gitti.
Banka ayrıca bu yıla ilişkin ekonomik büyüme tahminini iç talebin katkısının zayıflayacağı öngörüsüyle yüzde 0,9 seviyesinden yüzde 0,8’e düşürdü. Karar sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan ECB Başkanı Christine Lagarde, Avro Bölgesi’nde ekonomik büyümenin bazı zorluklarla karşı karşıya kaldığını belirterek, “Kısıtlayıcı para politikasının giderek azalan etkisi, tüketim ve yatırımları desteklemelidir.” dedi.
Lagarde, verilerin, enflasyon hedeflerine doğru yol almada kendilerine güvence verdiğini belirterek, “Projeksiyonlarımızın sağlamlığı ve dayanıklılığına olan güvenimiz arttı.” ifadesini kullandı.
Öte yandan, Eski Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı ve eski İtalya Başbakanı Mario Draghi, Avrupa Birliği (AB) ekonomisinin küresel gelişmeler karşısında nasıl rekabetçi kalabileceği konusundaki raporunu AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e sundu.
Raporda, AB’nin ABD ve Çin ile ekonomik olarak rekabet edebilmesi için daha koordineli bir sanayi politikasına, hızlı karar alabilmeye, yatırımları artırmaya ve ortak borçlanmaya ihtiyacı olduğu kaydedildi.
Bu gelişmelerle, avro/dolar paritesi haftayı yüzde 0,1 azalışla 1,1080 seviyesinden tamamladı.
Analistler kurumsal taraftaki haber akışı sonrası otomotiv sektöründe satış baskısının öne çıktığını belirterek, Alman otomobil hisselerinde sert düşüşlerin olduğunu söyledi
Münih merkezli otomobil üreticisi BMW Group, fren sistemindeki sorunlar nedeniyle 1,5 milyon aracını geri çağıracağını duyururken, şirket, 2024 mali yılına ilişkin beklentilerinde düzenlemeye gitti.
Alman otomobil üreticisi Volkswagen tasarruf ve maliyet azaltma önlemleri kapsamında tarihinde ilk kez Almanya’daki fabrikalarını kapatmayı değerlendirirken, şirket 30 yıllık istihdam koruma anlaşmasını erken sonlandırılacağını teyit etti.
Audi’nin Brüksel’deki fabrikasında ise gelecekte üretilmek üzere herhangi bir model tahsis etmemesinin ardından yaşanan belirsizlik devam ediyor.
Bu gelişmelere karşın Volkswagen’ın hisseleri yüzde 0,41 artarken, Mercedes hisseleri yüzde 2,3 ve BMW’nin hisseleri yüzde 6,24, Continental’in hisseleri yüzde 8,50 düşüş kaydetti.
Alman Commerzbank, İtalyan UniCredit SpA bankasının yüzde 9 hissesini satın aldığını açıklamasının ardından günü yüzde 23 değer kazanarak kapattı. UniCredit hisse fiyatı ise sadece yüzde 1,88 yükseldi.
Analistler, gelecek hafta Avrupa’da İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) faiz kararının piyasaların odağında bulunacağını belirterek, bankanın politika faizinde değişikliğe gitmesinin beklenmediğini söyledi.
Bölgede açıklanan verilere göre, Almanya’da Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ağustosta beklentiler dahilinde yıllık yüzde 1,9 artarken, aylık bazda yüzde 0,1 geriledi.
İngiltere’de temmuz ayına ilişkin sanayi üretimi aylık yüzde 0,8, yıllık bazda da yüzde 1,2 azalış kaydederek tahminlerin altında gerçekleşti.
Kurumsal tarafta ise
Bu gelişmelerle İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 1,12, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 1,54, İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 0,83, Almanya’da DAX 40 endeksi yüzde 2,11, değer kazandı.
Gelecek hafta pazartesi Avro Bölgesinde dış ticaret dengesi, salı Almanya’da ZEW endeksleri, çarşamba Avro Bölgesinde enflasyon, perşembe BoE’nin faiz kararı, cuma Almanya’da Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve Avro Bölgesinde tüketici güven endeksi takip edilecek.
Asya borsaları karışık seyretti
Asya tarafında geçen hafta karışık bir seyir hakim olurken, başta Japon yeni olmak üzere bölgedeki yerel para birimlerinin değer kazancı pay piyasalarındaki yükseliş eğilimini törpüledi.
Japonya Merkez Bankası (BoJ) üyesi Naoki Tamura, yaptığı açıklamada, gelecek yılın sonuna kadar faiz oranlarını en az yüzde 1’e yükseltmesi gerektiğinin altını çizerek, “Faiz oranlarını uygun bir zamanda ve birkaç aşamada yükseltmeliyiz.” ifadesini kullandı.
Bankanın diğer üyelerinde Junko Nakagawa da yaptığı açıklamada enflasyonun yolunda gitmesi durumunda faiz oranlarını artırmaya hazır olduklarının sinyalini verirken “Reel faiz oranlarının şu anda çok düşük olduğu göz önüne alındığında, ekonomik ve fiyat tahminlerimizin yakalanması halinde, yüzde 2’lik enflasyon hedefimize sürdürülebilir ve istikrarlı bir şekilde ulaşma açısından parasal desteğin derecesini ayarlayacağız.” ifadesini kullandı.
Analistler, BoJ’un gelecek hafta açıklayacağı faiz kararında faizleri sabit bırakmasının beklendiğini ancak bankanın sıkılaşma adımlarına yönelik piyasa beklentilerinin güçlü kalmaya devam ettiğini ifade etti.
Söz konusu açıklamalar sonrasında dolar/yen paritesi haftayı önceki haftanın yüzde 1,1 altında 140,8’den tamamladı.
Bölgede açıklanan verilere göre Japonya’da 2. çeyrek Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) çeyreklik olarak yüzde 0,7, yıllık bazda ise 2,9 ile beklentilerin altında yükseliş kaydederken, temmuz ayına ilişkin cari işlemler dengesi 3 trilyon 193 milyar yen ile öngörülerin üzerinde gerçekleşti. Ülkede, temmuz ayına ilişkin sanayi üretimi aylık yüzde 3,1, yıllık bazda yüzde 2,9 artarken, temmuz ayı kapasite kullanım oranı yüzde 2,5 yükseldi.
Japonya’da ayrıca ağustos ayına ilişkin Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) aylık 0,2 azalışla, yıllık bazda yüzde ise 2,5 artışla beklentileri altında gerçekleşti.
Çin’de ağustos ayına ilişkin TÜFE yüzde 0,6 yükseliş ile öngörülenden daha az artarken, ÜFE yüzde 1,8 azalışla tahminlerin altında kaldı. Analistler, ülkede tüketici fiyatlarındaki artışın 17 aydır sıfıra yakın seyrederken, üretici fiyatlarının 23 aydır gerilediğini söyledi.
Söz konusu durum Çin’de resesyon endişelerinin yeniden güçlenmesine neden olurken, Çin hükümetinin ekonomiyi desteklemek amacıyla gerekli adımları atmakta geç kalabileceği endişesi satış baskısını derinleştiriyor.
Ülkede, ağustos ayı dış ticaret fazlası 91 milyar dolar ile beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, ihracat yüzde 8,7 artışla öngörüleri aştı. İthalat ise yüzde 0,5 yükselişle beklentilerin gerisinde kaldı.
Analistler ithalatta beklenenin altında gelen verilerin durgunluk endişelerini beslediğini belirterek, ülkenin bölgenin en önemli ithalatçısı ve ihracatçısı konumunda olduğunu anımsattı.
Ülkede emlak sektöründe süregelen problemlerin de pay piyasalarına yansımaya devam ettiğini kaydeden analistler, Çin piyasalarında temkinli duruşun sürdüğünü söyledi.
Öte yandan Güney Kore’de işsizlik oranı yüzde 1,9 seviyesine geriledi. Ağustos ayında işsizlik oranı yüzde 2,5 seviyesinde bulunuyordu.
Bu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,52, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 1,22 değer kazanırken, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 0,43 Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 2,23 değer kaybetti.
Gelecek hafta cuma BoJ’un faiz kararı takip edilecek.
Yurt içi piyasalarda gözler TCMB’nin faiz kararına çevrildi
Yurt içinde geçen hafta düşüş eğilimi öne çıkarken Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 0,88 değer kaybederek 9.685,49 puandan tamamladı.
Dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,1 altında 33,9499’dan kapattı.
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 9.450 ve 9.400 puan seviyelerinin destek, 9.750 ve 9.850 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu kaydetti.
Yurt içi piyasalarda gelecek hafta pazartesi bütçe dengesi, salı konut satışları, perşembe TCMB faiz kararı, cuma tüketici güven endeksi takip edilecek.
AA Finans’ın beklenti anketine katılan ekonomistlerin tamamı, eylül ayında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) politika faizini yüzde 50’de sabit bırakmasını bekliyor.
Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin ortalaması ise yüzde 46,65 olarak hesaplandı.