Dünya genelinde güçlenmeye devam eden enflasyon ve resesyon endişeleri piyasalarda fiyatlamaları zorlaştırıyor.
Hafta içinde açıklanan verilere göre ABD’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık yüzde 1,3 ve yıllık yüzde 9,1 artarak beklentileri geride bırakırken, Fed’in enflasyonu kontrol altına almak amacıyla sıkılaştırıcı politikalarında daha da şahinleşebileceği endişesi risk algısını artırdı.
Veri sonrası para piyasalarında Fed’in temmuz ve eylül toplantılarında daha güçlü sıkılaştırıcı adımlar atacağı fiyatlanmaya başlarken, perşembe günkü fiyatlamalarda Fed’in yüzde 80 ihtimalle temmuzda 100, eylülde ise 75 baz puan faiz artıracağı beklentisi öne çıktı.
Buna karşın, Fed’in şahin üyelerinin 100 baz puanlık faiz artışı yerine 75 baz puanlık artışın uygun olduğunu belirtmeleri sonrası para piyasalarında 100 baz puan faiz artışı ihtimali gerilerken, artan risk iştahıyla küresel pay piyasaları kayıplarını haftanın son işlem gününde sınırlı da olsa telafi etti.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda temmuz toplantısında yüzde 70 ihtimalle 75 baz puan faiz artırılacağı tahmin edilirken, eylül toplantısı için fiyatlamaların zorlaştığı görülüyor.
Öte yandan, tahvil piyasalarındaki satış ağırlıklı seyrin ardından bazı varlıklarda terse dönen getiri eğrisi belirginleşmeyi sürdürürken, ABD’nin 2 yıllık tahvil faizi ile 10 yıllık tahvil faizi arasındaki fark son 15 yılın en yükseği olan 20 baz puana çıkarak resesyon fiyatlamalarının güçlendiğini gösteriyor.
ABD’nin 3 aylık hazine bonosu ile 10 yıllık tahvil arasındaki fark da 63 baz puanla Şubat 2020’den bu yana en düşük seviyeye geriledi.
Söz konusu iki varlık arasındaki getiri farkı resesyon indikatörü olarak Fed tarafından oldukça yakından takip ediliyor. New York Fed tarafından 1996’da yapılan bir çalışmada, 3 aylık hazine bonosunun faizinin 10 yıllık tahvil faizi üzerine çıkması halinde 6 ila 18 ay içinde ekonominin resesyona girmesinin beklendiği duyurulmuştu.
Artan resesyon ve enflasyon endişesi dolar talebini desteklemeye devam ederken, dolar endeksi 109,3’le son 20 yılın zirvesine çıkmasının ardından haftayı yüzde 1,1 yükselişle 108,1’den tamamladı.
Hafta içinde resesyon endişeleriyle 92,5 dolara kadar gerileyen Brent petrolün varil fiyatı, kayıplarını kısmen telafi ederek haftayı yüzde 7 düşüşle 98,2 dolardan tamamlarken, altının ons fiyatı düşüş eğilimini üst üste beşinci haftaya taşıyarak, haftalık yüzde 2,2 değer kaybıyla 1.707 dolara geriledi.
ABD’de gündem bu hafta da yoğun
ABD’de pay piyasaları bu hafta negatif bir seyir izlerken, gözler gelecek hafta açıklanacak yoğun veri gündemiyle birlikte şirket bilançolarına çevrildi.
Ülkede artan resesyon endişesi sonrası makroekonomik verilerde konuya ilişkin işaretlerin önemi artarken, Fed’in para politikasında ne kadar daha şahinleşebileceğine ilişkin tahminlerin piyasaların yönü üzerinde etkili olması bekleniyor.
Bu hafta açıklanan makroekonomik veriler ülke ekonomisine ilişkin karışık işaretler vermeye devam etti.
Buna göre, ABD’de Michigan Üniversitesince ölçülen tüketici güven endeksi, temmuzda aylık 1,1 puan artışla 51,1’e çıkarak sınırlı bir toparlanma kaydederken, sanayi üretimi, haziranda aylık yüzde 0,2 azalarak piyasa beklentilerinin aksine düşüş gösterdi.
Ülkede perakende satışlar haziranda bir önceki aya kıyasla yüzde 1, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise yüzde 1,1 artarak piyasa beklentilerinin üzerinde yükseldi.
ABD’nin büyük bankalarından Citigroup ve Wells Fargo’nun bu yılın ikinci çeyreğinde elde ettiği net kar geçen yılın aynı dönemine kıyasla düşüş kaydetti.
Söz konusu gelişmelerle S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 0,93, Nasdaq endeksi yüzde 1,57 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,16 değer kaybetti.
18 Temmuz ile başlayan haftanın veri takviminde, salı konut başlangıçları ve inşaat izinleri, çarşamba ikinci el konut satışları, perşembe Philadelphia Fed imalat endeksi ve cuma imalat sanayi ve hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri takip edilecek.
Avrupa’da gözler ECB’nin faiz kararında olacak
Avrupa borsaları, bu hafta Fransa hariç satış ağırlıklı bir seyir izlerken, gelecek hafta gözler Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) perşembe günü açıklanacak para politikası kararları ve ECB Başkanı Christine Lagarde’ın açıklamalarının yanı sıra yoğun veri gündemine çevrildi.
ECB’nin uzun bir aradan sonra faiz artışına giderek politika faizini 25 baz puan yükseltmesi beklenirken, 50 baz puanlık faiz artışı ihtimali de hala masada duruyor.
Hafta içinde Fed’in agresif şahin politikalarına devam edeceğine ilişkin beklentiler ve artan güvenli liman talebi, doları diğer para birimleri karşısında desteklerken, avro/dolar paritesi 0,9952 ile son 20 yılın en düşüğüne geriledi. Haftanın son işlem gününde Fed’in 100 baz puanlık faiz artışı ihtimalindeki geri çekilişe paralel kayıplarını büyük oranda telafi eden avro/dolar paritesi, haftayı yüzde 1 azalışla 1,0080’den tamamladı.
Öte yandan, İtalya Başbakanı Mario Draghi, koalisyon ortağı 5 Yıldız Hareketi’nin hükümetten desteğini çekmesi üzerine istifa etse de İtalya’da Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, Başbakan Draghi’nin istifasını kabul etmedi.
Bölgede doğal gaz arzına ilişkin problemler de devam ediyor. Gazprom dün yaptığı açıklamada Kanada’da tamire alınan Siemens marka kritik bir türbin motorunun Rusya’ya iade edilmesi için gerekli evrakların olmadığını ve bu yüzden gaz akışını garanti edemeyeceklerini duyurdu.
Hafta içinde bölgede açıklanan verilere göre, Almanya’da TÜFE aylık yüzde 0,1, yıllık yüzde 7,6 artarken, İngiltere’de sanayi üretimi yıllık yüzde 1 geriledi.
Bu hafta İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,52, Almanya’da DAX endeksi yüzde 1,16 ve İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 3,86 değer kaybederken, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 0,05 değer kazandı.
Gelecek hafta salı İngiltere’de işsizlik ve Avro Bölgesi’nde TÜFE, çarşamba İngiltere’de TÜFE, Almanya’da ÜFE ve Avro Bölgesi’nde tüketici güven endeksi ile cuma bölge genelinde imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI verileri takip edilecek.
Asya’da gözler BoJ’un para politikası kararlarına çevrildi
Asya tarafında pay piyasaları bu hafta karışık bir seyir izlerken, gelecek hafta gözler Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) perşembe günkü para politikası kararlarına çevrildi.
BoJ’un para politikasında değişikliğe gitmesi beklenmezken, yüzde 0,25 sınırında seyreden Japonya 10 yıllık tahvil getirileri ve tarihi yüksek seviyelere tırmanmaya devam eden dolar/yen paritesi bankanın politika alanını daraltıyor.
Öte yandan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında artan vaka sayıları bölge genelinde risk iştahını törpülemeyi sürdürürken, Çin bazı şehirlerde kısıtlamaları artırmaya devam ediyor.
Hafta içinde bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre, Çin yılın ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 2,5 büyürken, çeyreklik bazda yüzde 2,6 daralarak beklentileri karşılayamadı. Sanayi üretiminin de haziranda beklentilerin altında kalması Kovid-19 salgını sonrası ülke ekonomisinin toparlanmakta zorluk çekebileceği endişesini gündeme getirdi.
Japonya’da sanayi üretimi mayısta aylık bazda yüzde 7,5 ve yıllık bazda 3,1 düşerken, kapasite kullanımı da yüzde 9,2 azaldı.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,02 değer kazanırken, Çin’de Şangay bileşik endeksi yüzde 3,81, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 6,57 ve Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 0,85 değer kaybetti.
18 Temmuz ile başlayan haftanın veri takviminde, perşembe Japonya’da dış ticaret dengesi ve cuma TÜFE verileri takip edilecek. Japonya’da piyasalar pazartesi günü tatil nedeniyle kapalı olacak.
Yurt içinde gözler TCMB’ye çevrildi
Yurt içinde, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksinde bu hafta sadece iki gün işlem gerçekleşirken, gelecek hafta gözler perşembe günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın para politikası kararına çevrildi.
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 2,12 azalışla 2.382,44 puandan tamamlarken, dolar/TL yüzde 0,73 değer kazanarak 17,4001’e çıktı.
Türkiye’de takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi mayısta bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,1 artarak beklentileri geride bıraktı.
Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 2.380 ve 2.350 puanın destek, 2.420 puanın direnç olarak takip edileceğini kaydetti.
Gelecek hafta yurt içinde pazartesi bütçe dengesi, salı konut satışları ve çarşamba tüketici güven endeksi verileri takip edilecek.