Fed’in şahinleşen duruşu bu hafta tahvil piyasalarında satış baskısını güçlendirirken, riskli varlıklarda oynaklığı artırdı.
Fed Başkanı Jerome Powell, hafta içinde yaptığı açıklamalarda, gerekmesi halinde mayısta 50 baz puanlık faiz artırımına gidebileceklerini aktarırken, gelecek toplantılar için de 50 baz puanlık faiz artışlarına kapıyı açık bıraktı.
Hafta boyunca sözle yönlendirmelerde bulunan Fed yetkilileri Powell’ın şahin duruşunu desteklerken, tahvil piyasalarında Fed’in yıl sonuna kadar 200 baz puan faiz artışı yapacağı fiyatlanmaya başladı.
Fed’in mayıstaki toplantıda ise yüzde 71 ihtimalle 50 baz puan faiz artışı yapacağı öngörülüyor.
ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 2,48 ile Mayıs 2019’dan bu yana en yüksek seviyesine çıkarken, ABD’nin 30 yıllık tahvil faizi ile 5 yıllık tahvil faizi arasındaki fark yüzde 0,04 ile 1990’dan bu yana en düşük seviyeye gerilemesinin ekonomik daralmanın habercisi olmasından endişe ediliyor.
Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaş başta emtia fiyatları olmak üzere varlık fiyatları üzerinde başlıca risk unsuru olmaya devam ediyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, hafta içinde ABD ve Avrupa Birliği’ne (AB) mal tedarikinde ödemeyi dolar veya avro ile almanın artık anlamsız olduğunu belirterek, “Dost olmayan ülkelere doğal gaz satışının ödemelerinde Rus rublesine geçmeyi planlıyoruz.” dedi.
Putin’in açıklaması sonrası Avrupa’da nisan vadeli doğal gaz fiyatları 130 avroya kadar yükselse de, ABD’nin tedarik konusunda Avrupa’ya yardımcı olacağını açıklamasının ardından kazançlarını geri verdi.
ABD, Avrupa Birliği’nin (AB) enerjide Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak için bu yıl ilave 15 milyar metreküp sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) sağlayacağını bildirirken, söz konusu miktar Rusya’nın bölgeye sattığı LNG’nin tamamına tekabül ediyor.
ABD, Rusya’ya yönelik kararları almaya bu hafta da devam ederken, son olarak 400’den fazla kişi ve kuruluşa yaptırım uygulama kararı aldı. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun da yetkileri doğrultusunda benzer önlemleri desteklemeye devam edeceği belirtildi.
ABD Başkanı Joe Biden ayrıca bu hafta Avrupa’da NATO, G7 ve AB Liderler Zirvesine katılırken, Rusya’nın G20 ülkeleri arasından çıkarılmasını desteklediklerini ifade etti.
Öte yandan, Rusya’da borsalar bu hafta 25 Şubat’tan sonra tekrar işleme açılırken, RTSI endeksi yaklaşık yüzde 11,5 değer kaybederek 829 puana geriledi.
Brent petrolün varil fiyatı tedarik endişeleriyle bu hafta tekrar yükseliş eğiliminde hareket ederken, Suudi Arabistan’da Aramco’ya ait bir petrol rafinerisinin vurulması söz konusu eğilimi güçlendirdi. Brent petrolün varil fiyatı haftalık bazda yüzde 9,4 artışla 116,2 dolara çıktı.
Altının ons fiyatı şahinleşen Fed’e karşın, Rusya-Ukrayna savaşına yönelik müzakerelerde olumlu sonuca ulaşılamaması nedeniyle haftayı yüzde 1,7 artışla 1.957,9 dolardan tamamladı.
ABD’de gözler tarım dışı istihdam verisine çevrildi
ABD’de pay piyasaları bu hafta şahinleşen Fed’e karşın alış ağırlıklı seyrini sürdürürken, gelecek hafta gözler salı günü açıklanacak büyüme verileri ile cuma günü açıklanacak tarım dışı istihdam verisi başta olmak üzere yoğun veri gündemine ve Fed yetkililerinin sözle yönlendirmelerine çevrildi.
Bu hafta ABD’de açıklanan makroekonomik verilere göre ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı, 19 Mart ile biten haftada 187 bine gerileyerek 6 Eylül 1969’dan bu yana en düşük seviyeye indi.
Analistler, Fed’in oldukça şahinleştiğini kaydederek, makroekonomik verilerde ekonominin ısındığına dair işaretlerin varlık fiyatlarında oynaklığı artırabileceğini ifade etti.
Varlık alımlarının mart sonunda sona ereceğini de hatırlatan analistler, söz konusu adımla birlikte para piyasalarındaki likidite durumunun da piyasalar açısından önem arz ettiğini söyledi.
Analistler, Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmelerin ABD piyasalarındaki sınırlı kalmaya devam ettiğini ancak savaşın şiddetlenmesi durumunda satış baskısının artabileceğini ifade etti.
ABD Başkanı Biden, Rusya’da kimyasal silah kullanması durumunda ABD ve müttefiklerinin bu duruma oldukça ağır şekilde karşılık vereceklerini belirtti.
ABD’de bu hafta açıklanan makroekonomik verilere göre, yeni konut satışları 772 binle, dayanıklı mal siparişleri de yüzde 2,2 azalışla beklentilerin gerisinde kaldı. Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi de 59,4’e düştü.
Söz konusu gelişmelerle S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 1,79, Nasdaq endeksi yüzde 1,98 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,31 değer kazandı.
28 Mart ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi toptan stoklar ve Dallas Fed imalat endeksi, salı tüketici güven endeksi, çarşamba ADP istihdam raporu, perşembe kişisel gelirler ve harcamalar ile haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve cuma işsizlik oranı, imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) ile inşaat harcamaları takip edilecek.
Avrupa’da borsalar karışık seyretti
Rusya-Ukrayna savaşı Avrupa’da risk iştahını törpülemeye devam ederken, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) artan enflasyon karşısında şahinleşen duruşu da oynaklığı artırıyor. Gelecek hafta çarşamba günü ECB Başkanı Christine Lagarde’ın konuşması ve Almanya’da açıklanacak enflasyon başta olmak üzere yoğun veri gündemi ve ECB yetkililerinin sözle yönlendirmeleri gündemi odağına yerleşti.
ECB Başkanı Lagarde hafta içinde yaptığı açıklamalarda Avrupa ve ABD ekonomilerinde ekonomik toparlanmanın farklı safhalarda olduğunu belirterek, ECB para politikalarının Fed para politikası ile uyumlu şekilde ilerleyemeyeceğini dile getirdi.
Hafta içinde açıklamalarda bulunan ECB yetkilileri ise enflasyonun kendilerini şaşırtacak düzeyde yükseldiğini kaydederken, para politikası araçlarını gerektiği şekilde kullanmaktan çekinmeyeceklerini belirtti.
Artan enflasyon baskısı bölge genelinde tahvil piyasalarındaki satış baskısını güçlendirirken, Almanya’nın 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 22 baz puan artarak yüzde 0,59’la 1 Ekim 2018 haftasından bu yana en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi.
Bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre Almanya’da Ifo iş dünyası endeksi 90,8’e inerken, İngiltere’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık yüzde 0,8 artışla beklentileri geride bıraktı.
Bu gelişmelerle bu hafta İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 1,06 ve İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 1,39 değer kazanırken, Almanya’da DAX endeksi yüzde 0,74 ve Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 1,01 değer kaybetti.
Gelecek hafta çarşamba Avro Bölgesi’nde tüketici güven endeksi, perşembe İngiltere’de 2021 4. çeyrek Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) ile Avro Bölgesi’nde ve Almanya’da işsizlik, cuma günü ise bölge genelinde imalat sanayi PMI ile Avro Bölgesi’nde tahmini TÜFE verisi takip edilecek.
Asya’da Japonya pozitif ayrıştı
Japon yeninin dolar karşısında değer kaybederek son 7 yılın en düşük seviyesine gerilemesi ihracatçı şirket hisselerini destekleyerek, Japonya pay piyasalarındaki güçlü yükselişe öncülük ederken, artan emtia fiyatları ve Çin ile ABD arasındaki arasında yükselen tansiyon Çin pay piyasalarında risk iştahını törpüledi.
Bölge genelinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kısmen de olsa gevşetilirken, Çin ile ABD arasında Rusya’ya karşı alınan yaptırımlar üzerinden artan tansiyon risk iştahını düşürdü.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan hafta içinde, Çin’in Ukrayna’daki savaş konusunda Rusya’ya askeri destek sağladığını görmediklerini ya da ellerinde böyle bir delil olmadığını ancak durumu yakından takip ettiklerini söyledi.
Analistler, Çin’in piyasaları destekleyici adımlarının beklenildiği kadar güçlü olmayabileceğine yönelik endişelerin pay piyasalarını baskıladığına değinerek, gayrimenkul sektöründe devam eden sorunlar, teknoloji devi şirketlerin büyüme beklentilerinin geride kalması gibi durumların risk iştahını olumsuz etkilediğini kaydetti.
Son dönemde Çin pay piyasalarından önemli yabancı sermaye çıkışının da gözlemlendiğini aktaran analistler, Çin’in piyasaları rahatlatmak için atacağı adımların öneminin arttığını belirtti.
Öte yandan, Hong Kong’da, Kovid-19 ile mücadelede hala sona ermeyen kısıtlamaların küresel şirketleri başka şehirlere yönlendirmeye başladığı söylentileri de risk algısını olumsuz etkiledi.
Dolar/yen paritesi 122,4 ile Aralık 2015’te bu yana en yüksek seviyesini test etmesinin ardından haftayı yüzde 2,5 artışla 122,1 seviyesinden tamamladı.
Hafta içinde bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre Japonya’da Tokyo TÜFE aylık yüzde 1,3 artarak beklentileri geride bıraktı.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 4,93 ve Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 0,8 değer kazanırken, Çin’de Şangay bileşik endeksi yüzde 1,19 ve Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 0,04 değer kaybetti.
28 Mart ile başlayan haftanın veri takviminde, salı Japonya’da işsizlik, perşembe Japonya’da sanayi üretimi ve Çin’de imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI ve cuma Çin’de Caixin imalat sanayi PMI verileri takip edilecek.
BIST 100 bu hafta da haftalık kapanış rekorunu kırdı
Yurt içinde, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi yükseliş eğilimini üst üste dördüncü haftaya taşırken, haftalık bazda tüm zamanların en yüksek kapanışını da yukarıya taşıdı.
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 1,46 artışla 2.175,51 puandan tamamlarken, Dolar/TL yüzde 0,17 yükselerek 14,839’a çıktı.
Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 2.150 puanın üzerinde kalıcılık sağlanması halinde 2.250 puanın direnç, 2.070 puanın ise destek konumunda olduğunu kaydetti.
Rusya ile Ukrayna arasındaki gelişmeler ve şahinleşen merkez bankalarının pay piyasaları üzerinde etkili olmayı sürdürdüğünü aktaran analistler, artan oynaklık sebebiyle yatırımcıların temkinli hareket etmelerinin faydalı olacağını söyledi.
Gelecek hafta yurt içinde çarşamba ekonomik güven endeksi, perşembe dış ticaret dengesi ve cuma imalat sanayi PMI verisi takip edilecek.
Ayrıca kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin piyasalar kapandıktan sonra Türkiye’nin kredi notuna ilişkin değerlendirme raporunu açıklaması bekleniyor.