Batı ülkelerinde uzun yıllar devam eden dezenflasyonist dönemin Kovid-19 salgınının ardından sona ermesi piyasalarda taşları yerinden oynattı.
2020’de yaklaşık 18 trilyon dolara çıkan negatif getirili tahvil miktarı şubat sonu itibarıyla 1,35 trilyon dolara inerken, enflasyon endişeleri tahvil piyasalarında oynaklığı artırmaya devam ediyor.
ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yaklaşık bir yıldır devam eden ultra şahin adımlarına karşın enflasyon endişeleri canlı kalmayı sürdürüyor.
ABD’de iş gücü piyasası sıkı konumunu korurken, işsizlik oranı yüzde 3,4’le son 53 yılın en düşük seviyesinde bulunuyor. Fed’in ekonomiyi soğutmak ve enflasyonu aşağı çekmek için gelecek üç toplantıda da 25 baz puan faiz artırımına gitmesine kesin gözüyle bakılıyor.
ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi geçen yıl ekimde yüzde 4,32’yle son 15 yılın zirvesini görmesinin ardından yüzde 3,30 seviyelerine kadar gerilemişti. Bu yıl şubatta etkisini artıran satışlarla yaklaşık 40 baz puan yükselen tahvil faizi, yeniden yüzde 4’ün üzerine çıktı.
Analistler, ABD’de son dönemde açıklanan makroekonomik verilerin enflasyon endişesini canlı tuttuğunu ve Fed’in faiz kararına ilişkin beklentilerin netleşmediğini bildirdi.
Ülkedeki veri akışı ve Fed yetkililerinin açıklamalarının yatırımcıların odağında olmayı sürdürdüğünü kaydeden analistler, enflasyon endişelerini besleyen verilerinin devam etmesi halinde ABD tahvil piyasasında satış eğiliminin hızlanabileceğini ifade etti.
Avrupa’da ECB’nin faizleri rekor seviyeye çıkaracağı öngörülüyor
Avrupa’da enflasyondaki gerilemenin yavaşlaması ECB’nin para politikasına yönelik beklentileri alt üst ederken, bölge ülkelerinin tahvil faizileri de son yılların en yüksek seviyesine çıktı.
Para piyasalarında ECB’nin faiz artışlarına Şubat 2024’e kadar devam edeceği ve politika faizini yüzde 4 seviyesine yükselteceği fiyatlanmaya başladı.
Söz konusu fiyatlamalarda Avro Bölgesi, Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya’nın Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki (TÜFE) gelişmeler etkili oldu.
Buna göre, Almanya’da TÜFE yıllık bazda şubatta yüzde 8,7’yle değişim göstermese de beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Fransa’da TÜFE şubatta yüzde 6,2 ve İspanya’da yüzde 6,1 artışla tekrar hız kazanırken, İtalya’da yüzde 10,7’yle tarihi zirveye yakın seyrediyor.
Bu gelişmelerle Almanya’nın 10 yıllık tahvil faizi yüzde 2,78’le 2011’den, Fransa’nın 10 yıllık tahvil faizi de yüzde 3,14’le 2012’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
İspanya’nın 10 yıllık tahvil faizi yüzde 3,65’le son 10 yılın zirvesine yükselirken, İtalya’nın 10 yıllık tahvil faizi de yüzde 4,52 ile son 10 yılın en yüksek seviyesine yakın seyrediyor.
İngiltere’nin 10 yıllık tahvil faizi ise yüzde 3,79’la Ekim 2022’den bu yana en yüksek seviyede bulunuyor.
Analistler, İngiltere tahvillerinde satış baskısının Avrupa’ya göre sınırlı kaldığına dikkati çekerek, bu durumda İngiltere Merkez Bankası (BoE) yetkililerinin sözle yönlendirmelerinin ECB yetkililerine göre daha yumuşak olmasının önemli rol oynadığını ifade etti.
Asya’da sakin seyir korunuyor
Asya tarafında ise Japonya Merkez Bankası (BoJ) yetkililerinin, TÜFE’nin yaklaşık son 40 yılın en güçlü yükselişini kaydetmesine karşın güvercin politikalardan vazgeçmeyeceği yönündeki yönlendirmeleri tahvil piyasalarında oynaklığı sınırladı.
BoJ’un aralıktaki toplantıda getiri eğrisi bandını 25 baz puan genişletmesinin ardından Japonya’nın 10 yıllık tahvil faizi, üst sınır olan yüzde 0,50’yle son 9 yılın en yüksek seviyesine işaret ediyor.
Çin’in 10 yıllık tahvil faizleri ise yıl başından bu yana yaklaşık 10 baz puan yükselmesinin ardından yüzde 2,92 seviyesinde dengelendi.
Analistler, BoJ ile birlikte Çin Merkez Bankası’nın (PBoC) da güvercin politikaları sürdüreceğine ilişkin beklentilerin öne çıktığını kaydederek, Çin’de ekonomi yönetiminin destekleyici adımlarının tahvil piyasasında oynaklığı artırabileceği uyarısında bulundu.