BBC’de yer alan habere göre özellikle en büyük buzul erimesinin yaşandığı mayıs-eylül döneminde uydular, buzullar üzerinde erimeden kaynaklı oluşan küçük su birikintileri ve bazı buzullara deniz suyu dolması nedeniyle yansımaların nereden geldiğini ayırt edemiyordu.
Norveç Arctic Üniversitesinden Jack Landy’nin verdiği bilgilere göre, buzul kütle ve kalınlıklarına ilişkin bilgiler, küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin boyutlarını ölçme ile hava tahminlerinde önemli yer tutuyor.
Yapılan araştırmalara göre, 30 yıl ve üzeri bir dönemde tamamen buzsuz bir Kuzey Kutbu oluşacağına dair tahminlerin bulunduğunu söyleyen Landy’nin sözünü ettiği buzul erimeleri, son 40 yıldır düzenli olarak ölçülüyor.
Bu ölçümlere göre Kuzey Kutbu her 10 yılda buzul varlığının yüzde 13’ünü kaybediyor. Su üzerinde yüzen buzul kütlelerinin ölçümü ise yalnızca 2011 yılından beri yapılıyor.
Yüzen buzulların kalınlık ve alan ölçümünde ise en büyük engeli, buzulların üzerinde oluşan küçük su birikintileri ile bazı buzulları basan sular oluşturuyor.
Avrupa Uzay Ajansı (ESA) 2010’da uzaya gönderip 2011’de operasyonel hale gelen CryoSat-2 uydusu, küresel ısınmanın boyutları ile kutuplardaki buzulları ölçmek için kullanılıyor.
Farklı buzul yüzeylerden farklı yansıma geliyor
Yaklaşık 12 yıldır yörüngede bulunan uydu, yaz aylarında gelen yansımaların denizden mi yoksa buzun üzerindeki sulardan mı geldiğini ayırt edemiyordu.
İngiltere’deki University College London (UCL) öğretim üyelerinden Julienne Stoeve, kullanılmayacak diğer bilgiler ile saklanan bu verileri kullanarak, yansımaların nereden geldiğini anlamak üzere bir çalışma başlattı.
Yapay zekanın kullanıldığını kaydeden Stoeve, bir simülasyonla farklı yüzey yapılarına sahip buzullardan elde edilen yansıma şekillerini elde ettiklerini kaydetti.
Uydu verilerindeki bilgileri yansımalara en çok benzeyen bilgilerle eşleştirdiklerini belirten Stoeve, böylece tüm yıl boyunca buz kalınlığı ve alanının ölçülebileceğini ifade etti.
Ölçümler sadece iklim değişikliğine ilişkin bilgileri sağlamayacak, Kuzey Kutbu yerlileri İnuit’lerin göç yollarını belirlemesine de fayda sağlayacak.
UCL’den Michel Tsamados’un verdiği bilgilere göre, zaten küresel ısınmadan negatif etkilenen yerlilerin, buzulları izleyen uydulardan gelen bilgilerle daha güvenli göç ve seyahat edebileceğini söyledi.
Buzulların 9’da 1’i su üzerinde bulunuyor
Güneş ışınlarının yaklaşık yüzde 80’ini yansıtarak dünyanın aşırı ısınmasını engelleyen Kuzey Kutbu’ndaki buzul varlığı 1970’lerden bugüne neredeyse yarı yarıya azaldı.
Bu nedenle iklim değişikliği ve küresel ısınmayla ilgili atılacak adımlarda buzulların miktarı ve kalınlığına ilişkin bilgiler önem taşıyor.
Uydular, buzul varlığını belirlemek için önce buzulların su üzerindeki kısmının alanını ardından da buzulun su üzerinde kalan kısmının kalınlığını ölçüyor.
Bir buzul kütlesinin 9’da 1’inin su üzerinde olduğu bilgisi ışığında buzulun yaklaşık kütlesi ve kalınlığı hesaplanıyor.