51 yaşındaki Kuzmanovska, eskrim sporuna olan sevgisi, bilgisini gençlere aktarma ve onları sadece birer iyi sporcu değil aynı zamanda birer iyi insan olmaları yönünde etkileme amacı hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Fiziki, teknik, taktik ve zihinsel hazırlık üzerine çalışmalar yaptıklarını anlatan Kuzmanovska, “Eskrimcilerin hayatın ileri safhalarında eskrim yapmayı bıraktıklarında dayanıklı, mücadeleci olmalarına, doğru yolda kalmalarına, son ana kadar pes etmemelerine katkı sağlayan da sporun bu karmaşıklığıdır.” diye konuştu.
Eskrimci nasıl olunur?
Kılıcın ele alınabilmesine kadar bir yıllık bir hazırlık sürecinden geçilmesi gerektiğini kaydeden Kuzmanovska, bu sırada motor becerilerin geliştirilmesi, odaklanma ve koordinasyon üzerine çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Genel fiziki hazırlığın ardından kılıcı aldıklarını belirten Kuzmanovska, “Hız, patlayıcılık ve çevikliğe sahip olmalısınız. Kavramsal süreçlerin eskrim için önemli olduğundan dolayı, mücadelenin kritik anlarında odaklanma ve konsantrasyonun ‘kaçmaması’ gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Eskrim onun için ilk görüşte aşktı
Eskrim ile 1986 yılında tanışan Kuzmanovska, zorluklara ve klişelere karşı “kemerindeki kılıçla” mücadele ediyor.
Bu spor ile tanışmasını ilk görüşte aşk olarak nitelendiren Kuzmanovska, şimdi ise hayatının anlamı olduğunu söyledi.
Eskrimin sadece erkeklerin dünyası olduğu ve kaba bir spor olmadığı, insanları birleştiren ve birbirine yakınlaştıran, bencil olmayan, sorumluluk ve dürüstlük mesajı taşıyan bir spor olduğu yönündeki algının değişmesini memnuniyetle karşılayan Kuzmanovska, “Kendimi sadece kaliteyle kabul ettirebilirdim, başka hiçbir şeyle değil. Kadınların spor hayatında yer almalarının tek doğru yolunun bu olduğunu gözlemledim.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’deki Colorado Springs merkezli Amerikan Olimpiyat Komitesi tarafından eğitim alan dünyadaki 23 antrenörden biri olduğunu dile getiren Kuzmanovska, ilerleyen yıllarda eskrimin tüm engelleri aştığını kanıtladığını aktardı.
Oldukça güvenli ve herkese kapıları açık olan bir spor dalı olduğunu aktaran Kuzmanovska, salgın öncesinde Down Sendromlu çocuklarla da çalışmalar yaptıklarını anımsattı.
Öğrencilerinin ülke içi yanı sıra dışında da yarışmalara katıldığını kaydeden Kuzmanovska, “Kulüp olarak yurt dışında çok önemli karşılaşmalarda oynadığımızla ilgili övünebilirim. En yeni ve en iyi sonuç Budapeşte’deki ‘Grand Prix’ yarışmasında 165 yarışmacıdan 14’üncü sırayı alan Matey Todorovski’ye ait.” ifadelerini kullandı.