Fransız çimento devi Lafarge’ın, Suriye’de DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleriyle Fransa devletinin bilgisi dahilinde yaptığı iş birliğini gözler önüne seren The Factory (Fabrika) belgeselinin yönetmeni Abdulkadir Karakelle, Suriye’deki çimento fabrikası DEAŞ’ın eline geçtiği dönemde fabrikayla ilgili toplantılara Paris saldırılarını yöneten sözde DEAŞ sorumlusunun da katıldığını söyledi.
- Esed rejimi güçleri, Fransız şirketi Lafarge’ın Suriye’deki tesisinin yakınına konuşlandı
TRT World tarafından iki yıl boyunca yarım milyon belgenin incelenmesiyle hazırlanan belgeselin yönetici prodüktörü ve yönetmeni Karakelle, AA muhabirine yaptığı açıklamada, belgelerin Fransa’da gazetecilik faaliyetleri kullanılarak kaynaklardan ele geçirildiğini söyledi.
Belgeler ışığında bir belgesel hazırlarken iki zorlukla karşılaştıklarını anlatan Karakelle, bunların ilkinin belge tasnifi, ikincisinin ise konuşacak kişi bulmak olduğunu ifade etti.
Konunun Fransa’da daha önce medyaya yansımasına rağmen çok fazla irdelenmediğini vurgulayan Karakelle, “Burada bir tarafta devlet var bir tarafta siyasetçiler var bir tarafta onlarca milyar dolarlık bir şirket var ve bu şirketin iletişim halinde olduğu devlet görevlileri var. Dolayısıyla biri eğer açık verirse ya da bir taraftan bu ipin ucu çözülürse bütün taraflara sirayet edecek.” diye konuştu.
Bunun gerçekleşmemesi için basın ve devlet kurumlarının baskı altında olduğuna dikkati çeken Karakelle, “Bizim beraber çalıştığımız gazetecilerin bazıları, Fransız devletinin farklı güvenlik kurumlarının hedefi oldu. Devlet içindeki bazı insanlar her şeyin sonuna kadar gitmesini ve her şeyin ortaya çıkarılmasını istiyor. Diğer tarafta da ortaya çıkmasın diye mücadele eden siyasetçilerden, iş insanlarından, devlet görevlilerinden oluşan bir grup var. Bu iş insanlarının medya kuruluşlarıyla organik ya da inorganik bağlantıları var. Dolayısıyla mesele Fransız medyasında doğru düzgün hiçbir zaman ele alınamıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Mecliste başlatılan soruşturmanın ardından soruşturmayı yürüten kişilerin Lafarge yetkilileri tarafından aranarak ikna edildiği bilgisinin de belgeselde yer aldığını söyleyen Karakelle, soruşturma sonucunda yayımlanan raporun da Lafarge’ın istediği şekilde olduğunu kaydetti.
“Bataclan saldırılarının emrini verdiği değerlendirilen DEAŞ mensubu, Lafarge ve Fransız istihbaratının iletişim halinde olduğu kişi”
Karakelle, “Fransa açısından infiale sebep olacak” diye nitelendirdiği bir olaya ilişkin de detay vererek, “Avrupa’daki en büyük terör saldırılarından bir tanesi Bataclan saldırılarını (2015) yaptığı, yönettiği değerlendirilen terörist (Ebu Lokman), Lafarge ve Fransız istihbaratının iletişim halinde olduğu kişi. Belgelerde açıkça görülüyor, bu kişi Lafarge’ın Suriye’deki fabrikasının yeniden faal hale getirilmesi için gayret gösteren, içerisinde Fransız istihbarat elemanlarının, Lafarge çalışanlarının ve DEAŞ üyelerinin de bulunduğu, adeta bir ‘paralel yönetim kurulu gibi’ çalışan grubun içerisinde. Ebu Lokman aynı zamanda fabrikanın hangi şirketlerden ham madde satın alacağı yönlendirmeleri de yapıyor. Bu durumda Ebu Lokman’ın da Lafarge ile kurduğu ilişkiden gelir elde ettiğini ifade edebiliriz.” dedi.
Karakelle, Lafarge’ın Suriye’deki terör örgütleriyle ilişkilerine göz yuman devlet görevlilerinin bugün benzeri ya da daha üst pozisyonlarda görevlerini sürdürdüğünü de belirterek, şunları söyledi:
“Lafarge burada yaptırım altındaki insanlarla iş birliği yapıyor. Yaptırım uygulanan bir yerle iş yaptığınızda bankalar size de yaptırım uygular. Ama Lafarge’ın Suriye’deki fabrikası için aldığı yüzlerce milyon dolarlık krediler var. Lafarge’ın Suriye’deki fabrikası için Fransız yatırım ajansından aldığı yüzlerce milyon dolarlık krediler var. Dönemin Ekonomi Bakanı Macron’a bağlı çalışan bu yatırım ajansı fabrikanın AB, ABD ve BM yaptırımlarını deldiğini ve DEAŞ ile iş birliği içinde hareket ettiğini bilmesine rağmen kredilere onay verdi ya da kredilerin yeniden yapılandırılmasının yolunu açtı. Bir nevi DEAŞ’a aktarılan fonların onayı Macron’dan geçti diyebiliriz.”
Macron’un bakanlığı döneminde Lafarge’ın bakanlığa bağlı yatırım ajansından mali destekler aldığını dile getiren Karakelle, bu faaliyetlere göz yuman devlet görevlileri hala devlet içinde görevlerini sürdürdüğü müddetçe davadan bir sonuç alınamayacağını ifade etti.
“DEAŞ’ın geleceği belli olduğu halde oradaki fabrikadaki Suriyeli çalışanları tahliye etmediler”
Karakelle, belgelere 2019’da ulaştığını ancak daha eski belgelerin de dosyada yer aldığını vurgulayarak, ifadelerde tüm suçların itiraf edilmesine rağmen hiçbir şey yapılmamasının dikkatini çektiğini belirtti.
Davanın hakiminin 4 kere değiştiğini de ifade eden Karakelle, konuyla ilgili kendilerine konuşacak kişileri bulmakta zorlandıklarını belirterek “Kimse bu konuya dokunmak istemiyor, dokunduğu anda itibarlarına ciddi zararlar veriyorlar. Haklarında davalar açılıyor.” dedi.
Karakelle, belgeselin devamını çekmeyi de planladıklarını belirterek, “Bu adli yılda duruşmaları takip edeceğiz. Ayrıca kurbanların gözünden takip edeceğiz. Burada kurbanlar var. Davanın açılmasının sebebi de Fransız devleti değil kurbanlar. Lafarge, DEAŞ’ın geleceği belli olduğu halde oradaki fabrikadaki Suriyeli çalışanları tahliye etmedi. Bu insanlar DEAŞ’a esir oldu. İçlerinde öldürülenler var, fidye için işkenceye uğrayanlar var. Davayı da açanlar bu çalışanların Fransa’daki gönüllü avukatları.” diye konuştu.