Libya merkezli February televizyon kanalının haberine göre, bir grup eylemci Temsilciler Meclisini basarak ateşe verdi. Yerel medyada parlamentodan dumanlar yükseldiğini gösteren videolar paylaşıldı.
Sosyal medya üzerinden organize olan bir grup, “Gençlik Devrimi” sloganıyla 1 Temmuz’da Libya’nın bütün kentlerinde eylem yapma ve sivil itaatsizlik başlatma çağrısında bulunmuştu. Gençler yasama ve yürütme organlarının lağvedilerek olağanüstü hal ilan edilmesi ve ülkede seçimlerin bir an önce yapılmasını talep ediyor.
Bugün Başkent Trablus’un Şehitler Meydanı’nda da yüzlerce genç toplanarak eylem başlatmıştı.
Mısır ve Cenevre’deki görüşmelerden sonuç alınamadı
Mısır’ın başkenti Kahire’de 11-19 Haziran’da Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde gerçekleştirilen Libya Devlet Yüksek Konseyi ve Temsilciler Meclisi (TM) üyelerinden oluşan ortak komite müzakerelerinden sonuç alınamadı.
Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams’ın katılımıyla, Cenevre’de 28-30 Haziran’da yapılan Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ve TM Başkanı Akile Salih ile beraberlerindeki heyetlerin görüşmelerinden de uzlaşma çıkmadı.
Williams dün yaptığı açıklamada, Tobruk’taki Temsilciler Meclisi (TM) ve Libya Devlet Yüksek Konseyi arasında Cenevre’de yapılan görüşmelerden sonuç alınmadığını duyurmuş, Tobruk’taki Temsilciler Meclisi tarafından Başbakan olarak seçilen Fethi Başağa ise dün gece, başkent Trablus’a zorla girme tehdidinde bulunmuştu.
Ne olmuştu?
BM öncülüğündeki Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun Kasım 2020’deki toplantılarında, ülkede devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin 24 Aralık 2021’de yapılmasına karar verilmişti ancak seçimler planlanan tarihte yapılamamıştı.
Tobruk’taki Temsilciler Meclisi, mevcut Ulusal Birlik Hükümeti’nin görev süresi 24 Aralık 2021’de dolduğu gerekçesiyle 10 Şubat’ta ülkenin batısındaki milletvekillerinin çoğunun katılmadığı oturumda Fethi Başağa’yı başbakan seçmiş, 1 Mart’ta ise Başağa hükümetine güvenoyu vermişti.
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ise Temsilciler Meclisini Cenevre Anlaşması’nda belirlenen yol haritasından ayrılmakla suçlayarak görevinin başında olduğunu ve görevi ancak seçilmiş bir hükümete teslim edeceğini söylemişti.