Zaviye kentindeki bir stadyumda düzenlenen törene, Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Musa el-Koni, Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, İletişim ve Siyasi İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Velid el-Lafi, Zaviye Ayan Meclisi üyeleri ve esirlerin aileleri katıldı.
Ülkenin doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Hafter’in, 4 Nisan 2019’da yönetimi darbeyle ele geçirmek için başlattığı saldırıların ilk gününde, Trablus’un 50 km batısındaki Zaviye ve çevresinde saldırılara destek verdikleri için tutuklanan milisler, 2 yıl tutukluluğun ardından kentin önde gelenlerinin oluşturduğu Zaviye Diyalog Komisyonunun girişimiyle serbest bırakıldı.
Törenin açılış konuşmasında, tutukluların serbest bırakılmasının, şubat ayında göreve gelen Ulusal Birlik Hükümetinin ‘ulusal barışı ve birliği sağlama’ vizyonu çerçevesinde atılan bir adım olduğuna dikkat çekildi.
Tutuklular, geleneksel Arap kıyafeti “Cellabi” ve takkeden oluşan tek tip beyaz kıyafetle tören alanına girerken, töreni tribünlerden izleyen tutuklu aileleri duygu ve sevinç seline kapıldı.
Tutuklu yakını kadınlar sık sık zılgıt çekerek sevinç şarkıları söylerken, bazı kadınlar şubatta göreve gelen Ulusal Birlik Hükümetinin Başbakanı Abdulhamid Dibeybe için de övgü dolu sloganlar attı.
Mişri: Gücümüzün zirvesindeyken affediyoruz
Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri törende yaptığı konuşmada, serbest bırakılan esirlere bazı hatırlatmalarda bulundu.
“Gücümüzün zirvesindeyken affediyoruz.” ifadelerini kullanan Mişri, “Bugün serbest bırakılanlar ve yakınlarının, bu savaşta şehitler verildiğini, annelerin biricik evlatlarını kaybettiğini ve hala yaralılar olduğunu hatırlamaları gerekiyor.” dedi.
Mişri, şöyle devam etti:
“Saldırgan ve zalimin (Hafter’in) hapishanelerinde ise hala bazı esirler bulunuyor. Buna rağmen biz hoşgörü ve birlik için bir adım attık. Ancak bugün serbest bırakılan kardeşlerimizden iyi düşünmelerini istiyoruz. Kadınları ve çocukları öldüren ve hapsedenleri, Terhune’de neler olduğunu düşünsünler. İnsanlar, 7-8 yaşlarındaki çocuklarının gözleri önünde öldürüldü. Bazı aileler toplu halde nüfus kaydından düşüldü, soykırıma uğradı.”
“Serbest bırakılanları kutluyorum, onların hepsi benim oğlum mesabesindedir. Ancak özgürlüklerini savundukları için evlatlarını yitiren anne babalar için kalbimde bir acı var.” diye konuşan Mişri, şunları ekledi:
“Ya askeri vesayet başaralı olsaydı ne olacaktı? Eğer başarılı olsaydı şimdi Barka’nın (Hafter kontrolündeki Libya’nın doğu bölgesi) çektiği sıkıntıları çekiyor olacaktık. Ülkemizin bizden koparılan bu parçasının yaşadığı katliamları ve insan kaçırmaları yaşayacaktık.”
“Gerçekleri gördük ve farkına vardık”
İki yıldır İçişleri Bakanlığının Zaviye’deki cezaevinde tutulan ve bugün törenle serbest bırakılan tutuklulardan Hatim Bilhac (39), AA muhabirine konuştu.
Zaviye’nin 30 km batısındaki civar kentlerinden Sıbratalı Bilhac, şunları söyledi:
“İki yılın ardından serbest bırakıldığımız için sevinçliyiz. Kabileler arasında yaşanan bir yanlış anlaşılmanın neticesinde bunlar yaşandı. Ama gerçekleri gördük ve farkına vardık. Bize (cezaevinde) çok iyi davranıldı. Şimdi burada insanlarımızın ve halkımızın arasında olduğumuzu hissediyoruz.”
Serbest kalan 26 yaşındaki oğlu Ahmed Dibbaşi’nin annesi ise şunları söyledi:
“Bugün hissettiklerimiz tarif edilemez. Çok güzel duygular içindeyim. Her annenin hissedeceği duygular bunlar. Sabrettik ve çok şükür Allah karşılığını verdi. Bu savaşın bedelini her iki taraftan da gençler ödedi. Bence gençler eğitimlerini tamamlasınlar, işlerinin başına geçsinler ve ekmeklerini kazansınlar.”
Tutuklu yakını Zaviyeli başka bir anne ise, “Allah’a şükür. Çok sevinçliyiz, sevinçten uçuyoruz. Bunlar bir annenin hisleri.” dedi.
Tutuklu dayısı için törene katılan 7 yaşındaki kız çocuğu Esil el-Azzumi, dayısının serbest kalması üzerine, AA muhabirine, “Onu göremediğim için çok üzgündüm ve onu çok özlemiştim. Dayımı serbest bıraktıkları için herkese çok teşekkür ederim.” şeklinde konuştu.
“Türkiye’nin duruşunu tarih yazacaktır”
Libya Temsilciler Meclisinin Zaviye Milletvekili Aişe Mehdi Şellabi, tutukluların serbest bırakılmasının ulusal barış yolunda bir başlangıç niteliğinde olduğunu söyledi.
Türkiye’nin Hafter saldırılarına karşı meşru hükümete verdiği destekten de övgüyle söz eden Şellabi, şunları kaydetti:
“4 Nisan’da (2019’da) başlayan savaş, Libya’nın bölünmesine ve askeri vesayetin geri dönmesine yol açabilecek çok tehlikeli bir girişimdi. Ancak buna karşı zafer kazanıldı. Bu noktada Libya halkına destek olan duruşundan ötürü kardeş Türkiye devletine çok teşekkür ediyoruz. Türkiye’nin bu duruşunu tarih yazacaktır. Gerçekten kardeşimiz olduğunu gösterdiler. Türkiye’ye başarılar diliyoruz ve bu kardeş ülke ile aramızdaki dayanışmanın devam etmesini umuyoruz.”
Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya, Mısır ve Fransa gibi ülkelerden askeri ve siyasi destek alan Libya’daki darbeci güçlerin lideri Halife Hafter’in, 4 Nisan 2019’da milislerine Trablus’u ele geçirmek için saldırı emri vermesiyle, zaten uzun süredir istikrarsızlıkla boğuşan ülke yeni bir şiddet sarmalına sürüklendi.
Hafter’in 14 ay süren saldırıları başarısızlıkla sonuçlanırken, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde meşru Libya hükümetine bağlı ordu birlikleri 3 Haziran’da başkent Trablus’un bütün idari sınırlarında, 5 Haziran’da da Terhune kentinde kontrolü sağladı.
Ülkedeki krize çözüm için BM öncülüğünde gerçekleştirilen Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun 5 Şubat’taki oylaması sonucunda kurulan yeni yönetimde, Başkanlık Konseyi Başkanlığına Muhammed el-Menfi, Ulusal Birlik Hükümetinin Başbakanlığına Abdulhamid Dibeybe seçilmişti.
Dibeybe, Temsilciler Meclisinden güvenoyu almasının ardından 16 Mart’ta başbakan Fayiz es-Serrac’dan hükümeti devraldı.