Libya’da Başbakan Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti, güvenoyu alması için düzenlenen oturumlar öncesi, Siyasi Diyalog Forumu’nda bazı katılımcıların oylarının rüşvet karşılığı satın alındığına ilişkin iddiaların gündeme gelmesi nedeniyle yeni bir krizle karşı karşıya kaldı.
Söz konusu rüşvet iddiaları, çekişen Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile uluslararası toplumun tanımadığı Abdullah es-Seni başkanlığındaki sözde hükümetin, yeni yürütme organıyla (Ulusal Birlik Hükümeti) eşgüdümlü çalışmayı ertelemelerine yol açtı.
Bu iddialar, “kanıtlanırsa” siyasi diyaloğun iptal edilme tehlikesi bulunuyor. Öte yandan Sirte kentinde toplanan Temsilciler Meclisi’nin, Ulusal Birlik Hükümeti için bugün güven oylaması yapması bekleniyor.
Libya’daki yeni yönetim geçen hafta Birleşmiş Milletler uzmanlarından oluşan komiteden, Libya Siyasi Diyalog Forumu seçimlerindeki “rüşvet iddialarına” yönelik soruşturma sonuçlarını hızlı bir şekilde açıklamasını istedi.
“Yolsuzluğa karışanların sorumluluk üstlenmesine izin verilmeyeceği” yönünde taahhütte bulunan yeni yönetim yetkilileri, aynı zamanda, “köstek” olarak nitelendirdikleri kişileri, “diyaloğun sonuçlarını engellemek ve uzlaşı sürecini akamete uğratmak için mevcut koşulları kullanmakla” suçladı.
Ülkenin bu hassas döneminde eski iddialar gündeme geldi
Söz konusu iddialar Kasım 2020’de Tunus’ta Siyasi Diyalog Forumu’nun ilk oturumu yapılırken de gündeme geldi. Başbakan Dibeybe’nin amcası Ali Dibeybe hakkında rüşvet suçlaması oldu ancak bu o dönemde yalanlandı.
O sırada Ali Dibeybe, BM misyonunu bu iddiaları soruşturmaya çağırarak, dosyanın şeffaf bir şekilde incelenmemesinin “halkın diyalog üyelerine olan güvenini zayıflatacağını” belirtmişti.
Libya’ya yönelik silah ambargosu ve yaptırımlarla ilgili BM Uzmanlar Komitesi tarafından hazırlanan ve BM Güvenlik Konseyi’ne sunulan nihai raporunun 13’üncü ekinde, “Libya barış görüşmelerinde en az üç katılımcının oylarının satın alınması” hakkında ayrıntılı bilgiler içerdiği belirtiliyor. Raporda, diyalog komitesinin her bir üyesi için rüşvet miktarının 150 bin ile 500 bin dolar arasında değiştiği ifade ediliyor.
Hükümete verilecek güvenoyu tehlikeye girdi
Ayrıca söz konusu rüşvet iddiaları kanıtlansa dahi geçici yürütme kurulu seçimlerinin yeniden yapılacağına dair bir kesinlik de mevcut değil.
Eski Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Temsilcisi Stephanie Williams, Kasım 2020’de forum içinde bazı katılımcılara “rüşvet teklif edildiği” yönündeki iddialara ilişkin “bu tür ihlallerin gerçekleştiği kanıtlanırsa siyasi süreci zedeleyebileceğine ve ilgili kişilerin BM yaptırımlarına tabi olabileceğine” işaret etmişti.
BM Güvenlik Konseyi, rüşvet verdiği veya aldığı iddia edilen isimlere yaptırım uygulama yetkisine sahip ancak üyelerinden birinin doğrudan yolsuzluk suçlamalarına karıştığı kanıtlanmadığı sürece kazanan listeye yaptırım uygulanması gerekmiyor.
Öte yandan hükümeti kurmakla görevlendirilen Dibeybe’nin siyasi açıdan bu iddialardan zarar göreceği su götürmez bir gerçek. Dibeybe bu nedenle rapor ekinin açıklamasında ısrar ediyor.
Ancak BM Güvenlik Konseyi, BM Uzmanlar Komitesi’nin nihai raporundaki 13’üncü eki mart ayı ortalarından önce dikkate almayacak.
Dün hükümete güvenoyu verilmesi beklenirken 42 milletvekili BM Güvenlik Konseyi’nin raporun 13’üncü ekini ele almak üzere toplanana kadar oturumun ertelenmesi çağrısında bulunmuştu.
Yeni hükümete güven oyu verilmesi için oturum yapacak olan Temsilciler Meclisi’nin de fazla zamanı yok. Konuyu Siyasi Diyalog Forumu üyelerine sevk etmeden önce onay vermek için son tarih 19 Mart.
Ulusal Birlik Hükümeti’ne güvenoyu verilmesi konusunda milletvekilleri arasındaki bölünme karşısında Siyasi Diyalog Forumu üyelerinden bazıları, milletvekillerinin yerine getirmemesi halinde bu görevi üstlenmeye istekli olduklarını açıkladı.
Konu Forum’a dönse bile, Muhammed Menfi / Abdulhamid Dibeybe listesinin, 34 oy alan Akile Salih / Fethi Başağa listesine karşı 39 oyla hükümeti yönetme hakkı kazanmasına rağmen güven oyu almasının güvencesi bulunmuyor.
Dibeybe, hükümetin parlamentodan güvenoyu alacağı konusunda kendinden emin görünürken, basın ofisi “hükümetin kurulması sürecinin kesintiye uğratıldığı, ulusal mutabakat durumunun bozulduğu ve güvenoyu sürecinin baltalanmaya çalışıldığı” yönünde eleştirilerde bulunuyor.
Görev süresi sona eren Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanı Fayiz es-Serrac ise tüm hükümet kurumlarına, Temsilciler Meclisi’nden güven oyu almadan yeni yönetimle çalışmaması çağrısında bulunuyor.
Uluslararası toplumun tanımadığı Abdullah es-Seni başkanlığındaki sözde hükümet de siyasi sürecin hatları netleşmeden kendi temsilcilerinin isimlerini göndermeyi ertelediğini açıkladı.
Tüm bunlar, Dibeybe hükümetinin karşı karşıya kaldığı meydan okumaların ciddi olduğunu gösteriyor. Ülkedeki siyasi arenada belirsizlik devam etse de top şu an Temsilciler Meclisi’nin kalesinde. Ancak BM raporu, yayınlandıktan ardından uluslararası arenada bir takım yansımaları olması da muhtemel.
Bu haberler en çok Hafter ve siyasi müttefiki Salih’e yaradı
Bu haberler, en çok darbeci general Hafter ve siyasi müttefiki Temsilciler Meclisi (TM) Başkanı Akile Salih’e yaramış görünüyor. Nitekim her ikisi 2016 yılında da Temsilciler Meclisi’nin UMH’ya güvenoyu vermesini engellemek için önemli bir rol üstlenmişti.
Kendisini görevden azletme, emekliliğe ayırma ve yargılamaya kadar götürebilecek seçilmiş bir yönetimin Hafter için bir çıkar sağlamadığı ortada.
Geçici yönetimin Başkanlık Konseyi Başkanlığını Muhammed Menfi’ye, Başbakanlığını da Abdulhamid Dibeybe’ye kaptırdığını unutamayan Akile Salih ise ABD başta olmak üzere uluslararası baskılara rağmen ulusal birlik hükümetinin kurulmasına engel olmak için elinden geleni yapacak gibi görünüyor.
Ancak Hafter ve Salih, hükümetin kurulması sürecini bozmakla suçlanmamak için bu sefer harekete geçmeden önce ilk adımı BM ve Güvenlik Konseyinden bekliyor. Dolayısıyla geçici yönetime bağlı Başkanlık Konseyi ve Başbakanlığın, önümüzdeki günlerde birçok cephede çetin bir siyasi mücadeleyle karşı karşıya kalması muhtemel.
Menfi ve Dibeybe’nin BM uzmanları tarafından hazırlanan raporla karşı atacağı ilk adım, Libya Siyasi Diyalog Forumu’nda katılımcıların oylarının rüşvetle satın alındığı yönündeki iddiaları yalanlayarak, seçimlerin şeffaf bir şekilde yürütüldüğünü kanıtlamak.
Menfi ve Dibeybe’nin, sahada kendisine destek veren etkili bir siyasi gücü yok. Dahası elindeki en büyük güç olan uluslararası desteği kaybederse, siyasi pastadan pay kapmak isteyen ve devrilmelerini dört gözle bekleyen bir takım kesimler karşısında siyasi konumları da oldukça kırılgan olacak. Siyasi süreçteki herhangi bir tıkanıklık, şüphesiz krizi daha da büyüterek 24 Aralık’ta yapılması planlanan seçimleri zorlaştıracak.
Dolayısıyla uluslararası toplumun, ortaya çıkacak ağır bedelleri göz önüne alarak, Başkanlık Konseyi’ne ve birlik hükümetine desteğini geri çekmesi beklenmiyor. Nitekim, ABD’nin Libya Büyükelçisi Richard Norland, Temsilciler Meclisine yeni hükümete acilen güven oyu verilmesi çağrısında bulunmuştu.
Bunun yanı sıra Almanya ve İtalya da Dibeybe hükümetine desteğini açıklarken, ülkedeki bazı taraflar, siyasi süreci sekteye uğratmaktan yana. Geçmiş tecrübelerden hareketle birlik hükümetinin güvenoyu alması durumunda dahi işinin zor olduğu aşikar.
BM öncülüğünde 5 Şubat’ta İsviçre’de toplanan Libya Siyasi Diyalog Forumu üyelerince, 24 Aralık 2021’de yapılması planlanan seçimlere kadar Başkanlık Konseyi Başkanlığına Muhammed Menfi, Başbakanlığa da Abdulhamid Dibeybe seçilmişti.
Mecliste kritik güven oylaması
Sirte’de toplanan Tobruk Temsilciler Meclisi’nin bugün BM öncülüğündeki Libya Siyasi Diyalog Forumu’nda yapılan seçimlerle göreve gelen Dibeybe’nin açıkladığı hükümetin tamamını tek seferde güvenoyundan geçirmesi bekleniyor.
Dibeybe, BM’nin öngördüğü yol haritasına uygun şekilde hazırladığı 27 bakandan oluşan hükümet listesinin, Libyalıların çeşitliliklerini temsil ettiğini söylemişti.
LSDF’nin kabul ettiği yol haritasına göre, ülkede 24 Aralık’ta genel seçimlerin düzenlenmesi gerekiyor. Tobruk Temsilciler Meclisi’nin hükümete güvenoyu vermemesi halinde sürecin tıkanmaması için hükümetin Libya Siyasi Diyalog Forumu’nda yeniden görüşülmesi yol haritasında kararlaştırılmıştı.