Libya’daki Temsilciler Meclisinin (TM) Fethi Başağa başkanlığında oluşturulan kabineye güvenoyu verme yönelimi, Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin ise TM’yi Cenevre Anlaşması’nda belirlenen yol haritasından ayrılmakla suçlayarak, görevinin başında olduğunu ilan etmesi sonrası ülkede tansiyon her geçen gün yükseliyor.
Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyinin hukuki altyapıyı belirleyecek kanunda uzlaşamaması nedeniyle devlet başkanlığı ve parlamento seçimleri, BM öncülüğündeki Libya Siyasi Diyalog Forumu’nda belirlenen 24 Aralık 2021’de yapılamadı.
Mevcut Ulusal Birlik Hükümeti’nin görev süresinin 24 Aralık’ta dolduğunu gerekçe gösteren Tobruk’taki Temsilciler Meclisi, 10 Şubat’ta, ülkenin batısındaki milletvekillerinin çoğunun katılmadığı bir oturumda Fethi Başağa’yı yeni başbakan olarak seçti.
Ancak Başbakan Dibeybe, TM’yi Cenevre Anlaşması’nda belirlenen yol haritasından ayrılmakla suçlayarak görevinin başında olduğunu söyledi.
TM, dün akşam Başağa başkanlığında kurulacak hükümete güvenoyu vermek üzere toplandı ancak yeterli vekil sayısı oluşmadığı için oturum ertelendi.
Ülkede tansiyonu yükselten bu son gelişmelerin, gelinen noktada Libya’yı tehlikeli bir aşamaya sürüklemesinden endişe ediliyor.
Başağa’nın, Mısır ve Rusya’nın da desteğini almasına rağmen 17 Şubat devriminin yıl dönümünde bazı şehirlerde, seçimlerin yapılması ve geçiş döneminin sona ermesi talebiyle gösteriler düzenlenmesi, başlangıçta Başağa’nın Başbakanlığına olumlu yaklaşan ancak net bir tutum da açıklamayan Devlet Yüksek Konseyinin de tavrını değiştirmesine neden oldu.
Devlet Yüksek Konseyinin değişen tutumu
Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, Konsey üyelerinin, TM’nin belirlediği yol haritasını reddetmesinin, halkın baskıları sonucu oluştuğunu, halkın taleplerine karşılık vermekten yana olduklarını ifade etti.
İslami eğilimli Demokratik Parti Başkanı Muhammed Savan ise Devlet Yüksek Konseyi üyelerinin, TM’nin Anayasa beyannamesinde yaptığı değişikliği reddettiği 24 Şubat Perşembe günkü oturum için “yasal bir etkisinin olmadığı” değerlendirmesinde bulundu.
Savan, Temsilciler Meclisinde yapılan değişiklikleri onaylayan Konsey üyelerinin oturuma katılmadığına işaret etti.
25 Şubat’ta düzenlenen oturumun, “yasal” olmasa da siyasi olarak güçlü bir etkisi olacak gibi görünüyor.
Söz konusu adım, batı bölgesindeki halkın büyük desteğini alan Dibeybe’nin konumunu güçlendirirken, Devlet Yüksek Konseyini de parlamento seçimleri ile Anayasa referandumunu haziran ayında eş zamanlı yapma şeklindeki planını uygulamaya sevk ediyor.
Devlet Yüksek Konseyinin yeniden desteğini kazanan Dibeybe, bu kez söz konusu anlaşmazlıkta daha önce tarafsızlığını ilan etmiş olan Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi’yi tarafına çekmeye çalışıyor.
Öte yandan, basına sızan bilgilere göre, Başağa hükümeti en az 27 kişiden oluşacak. Bu sayının, daha önce küçültülmüş, teknokrat bir hükümet isteyen milletvekillerinin taleplerine göre fazla olduğu görülüyor.
Yerel televizyon kanalı Panorama ise Başağa hükümetinin 31 kişiden oluşacağını öne sürüyor.
Güvenoyu için yeter sayısında farklılık
Mart 2021’de kurulan Ulusal Birlik Hükümeti’ne güvenoyu için yeterli çoğunluk olarak 120 vekilin olması şartı getirilmişti. Ancak Milletvekili Esma el-Hoca’ya göre, Başağa hükümetine güvenoyu için 86 vekilin oyu yeterli olacak.
TM tarafından Başbakan seçilen Başağa’nın, oluşturduğu kabineyle, Meclisten kolay bir şekilde güvenoyu alması bekleniyor.
Ancak Batı bölgesinden seçilmiş milletvekilleri, güvenoyu oturumuna katılmamaları için bir halk baskısıyla karşı karşıya bulunuyor.
Dibeybe hükümetini destekleyen vekillerin sayısı az olmasa da bu milletvekilleri, Fethi Başağa’nın başbakan seçildiği 10 Şubat’ta gerçek anlamda etkilerini gösteremedi.
Abdulahmid Dibeybe, bazı milletvekillerinin güvenoyu oturumuna katılmayacağını, seçimleri engellemek isteyenlere bir fırsat daha vermeyeceğini ifade etti.
Öte yandan, Başağa hükümeti için dün yapılması beklenen güven oylaması, yeterli sayıya ulaşılamadığı için gerçekleştirilemedi. Oylamanın yapılacağı bir sonraki oturumun tarihine ilişkin ise henüz net bir bilgi bulunmuyor.
Trablus’ta kim kazanacak?
Başkent Trablus, 2016 ve 2017 yıllarında iki hükümetin varlığını kabul etmedi. İki başlı yönetimin sonu askeri çatışmalar oldu.
Fethi Başağa’nın, hükümetinin merkezi olarak Trablus konusunda ısrarcı olması durumunda bugün de benzer bir senaryonun yaşanmasından endişe ediliyor.
Başağa’nın TM tarafından Başbakan seçildikten sonra Trablus’taki Mitiga Havalimanı’nda basın açıklaması yapması, başkent konusundaki isteğini belli eden bir adım olarak değerlendiriliyor.
Bu nedenle Başağa kabinesine güven oylamasının yapılacağı oturum, Libya’da son derece kritik olan durum açısından büyük önem taşıyor.
Yaşanan gerginliğin gölgesinde Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams da ülkenin yeniden iç çatışmaya sürüklenme ihtimaline işaret ederek, “uzlaşı” ve “istikrarı koruma” çağrısında bulunmuştu.