Libya’daki yıkıcı sel felaketine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, ülkede uzun süredir kaydedilmeyen yüksek miktardaki yağışın ani şekilde görülmesinin sele yol açtığını kaydetti.
- Libya’nın doğusunda sel: 3 binden fazla ölü, 10 bin kişi kayıp
- Libya Başbakanı Dibeybe’den selden zarar gören bölgeler için uluslararası yardım çağrısı
- İnsanlık, tarih boyunca yıkıcı sel felaketleriyle karşı karşıya kaldı
Bu tür fırtınaların normalde Akdeniz’in kuzey kesimlerinde yaygın olduğunu ifade eden Kurnaz, “Bu, Yunanistan’da gördüğümüz ve 300-400 milimetre yağış kaydedilen fırtınaydı. Daha sonra kuzeye doğru yöneldi. Çanakkale ile İstanbul’daki bütün sel baskınları da bu fırtınanın dış kollarıyla ilgiliydi.” dedi.
Binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan fırtınanın günler öncesinden beklendiğini belirten Kurnaz, fırtınanın, önce Akdeniz’in ortasında, Malta civarlarında döndüğünü, ardından Libya’ya ulaştığını anlattı.
Fırtınanın neden olduğu ani yağışların beklenen ve daha önce yaşanan iklim olayları olduğunu fakat bu yağışların geçen yıllarda insan nüfusunun daha az olduğu yerlerde görüldüğü bilgisini veren Kurnaz, şöyle devam etti:
“Libya böylesi bir yağışa hazır değildi. Bunlar beklenmedik yağışlar ve esas zararı verirler. Libya’nın uzun süredir görmediği yağış çok kısa sürede yere düştü. Bunun üstüne insanlar yağışların gelmeyeceğini düşünerek aktığını hiç görmediği derelere evler yaptı ve bu dereler taştı. Bu fırtınanın günler öncesinden ne yapacağı belliydi. Düzgün bir planlama, haberleşme ve uyarı sistemiyle bu kadar can kaybı olmayabilirdi. Bu denli önceden haberimiz olan bir fırtına Türkiye’de yaşansaydı bu kadar can kaybı olmazdı.”
Daniel fırtınasının Libya’ya ulaşmadan önce biraz daha doğuda hareket ederek Kıbrıs üzerinden Türkiye’nin güney sahillerini ya da Kıbrıs’ı teğet geçerek Antalya’yı vurma riskinin söz konusu olmadığını vurgulayan Kurnaz, bu gibi tahminlerin günler öncesinden çürütüldüğünü aktardı.
Libya’nın doğu bölgelerindeki yağış miktarının 40 yıldan uzun süredir kaydedilen en yüksek seviyeye ulaşmasının ardından yaşanan sel felaketinin iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğunun altını çizen Kurnaz, “Bu fırtınanın varlığının sebebi iklim değişikliği değildi ama bu kadar şiddetlenmesinin, bu kadar can kaybı yaratmasının ve Libya gibi normalde fırtına beklenmeyen bir yere vurmasının sebebi iklim değişikliğidir.” diye konuştu.
Küresel ısınmanın hem deniz hem de hava sıcaklığını artırarak buharlaşmayı ve bunun sonucunda da yağış miktarını artırdığını anlatan Kurnaz, şu an Akdeniz’de su sıcaklığının normalden yaklaşık 3 derece daha sıcak olduğunu aktardı.
“Şemsiyeyle sırılsıklam olursunuz ama can kaybı yaşanmaz”
Fırtınanın, Akdeniz üzerinde topladığı yağışı Libya’ya bırakarak İskenderiye civarında aşırı bir yağışa neden olmayacak şekilde hareketlerine devam ettiğini kaydeden Kurnaz, bu tür afetlerin etkilerini en aza indirmek için alınabilecek önlemleri şu şekilde sıraladı:
“İlk olarak diyeceğimiz en önemli şey dere yatağına ev yapmamak. İkinci olarak ise Meteoroloji Genel Müdürlüğünün hava tahminlerini gösterdiği uygulamasının takip edilmesi gerekiyor. Bu uygulamada en azından birkaç saat öncesinde ne kadar yağış beklendiği paylaşılıyor. Böylelikle vatandaşlar su baskını riski varsa bir üst kata, dere yatağında bir evde oturuyorsa da tepelere doğru çıkar. Elinizdeki şemsiyeyle sırılsıklam olursunuz ama can kaybı yaşanmamış olur.”