Linkedln yetkilileri, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Toplantısı’nda sunum yaptı.
Linkedln Hukuk Danışmanı Joshua Retien, merkezi İrlanda olan platformun 18 binden fazla çalışanının bulunduğunu, 26 dilde hizmet verdiğini ifade etti.
Türkiye’de şu anda Linkedln’in bir ofisinin olmadığını kaydeden Retien, ofis kurma konusundaki çalışmaları devam ettirdiklerini belirtti.
Çalışmalarının merkezinde üyelerinin yer aldığını vurgulayan Retien, Linkedln’in aktif bir platform olduğunu ve kullanıcıların önlerindeki imkanları arttırdıklarını dile getirdi.
Retien, Türkiye’de 2011’den bu yana bulunduklarını anlatarak, “Türkiye’deki iş gücü bizim için önemli. İngiltere ve Almanya’nın arkasından Türkiye’ye giriş yapmıştık. Dünya genelinde yaklaşık 810 milyon, Türkiye’de ise 11 milyon üyemiz var. Türkiye’deki mevcut kullanıcı tabanımız çok hızlı bir şekilde büyüyor.” diye konuştu.
Türkiye’deki kurumsal ve özel şirketlerin iş ilanları açmak ve yeni yetenekler bulmak için Linkedln’i kullandığını aktaran Retien, Linkedln’in de bu şirketleri takip ettiğini kaydetti.
Büyük şirketlerin dünya çapında yetenekleri kendine çekebilmek, marka değeri yaratmak ve en iyi adayı bulabilmek için Linkedln’in çözümlerinden istifade ettiklerini belirten Retien, “Politika yapmaktan tutun da analizlere kadar iş gücü piyasasına çok büyük bir değer katıyoruz. Buna göre iş ilanlarına çıkılıyor, insanlar iş bulabilmek için buna göre kendilerini geliştiriyorlar, iş arayan ile iş veren arasında temas kurma fırsatı yaratıyoruz.” dedi.
Linkedln’in profesyonel anlamda görüşlerin paylaşılabileceği bir platform olduğunu, kullanıcıların kendilerini güvende hissetmesini istediklerini vurgulayan Retien, bu konuda kural ve politikalar geliştirdiklerini aktardı.
Reiten, yaptıkları çalışmalarla sahte hesapların önüne geçtiklerini, sahte hesap girişimlerinin yüzde 99’unun durdurulduğunu dile getirerek, “Linkedln’in en nevi şahsına münhasır özelliği gerçek insanların temas kurmasını sağlamak. Sahte profilleri önlüyoruz.” sözlerini sarf etti.
Üyelerini sahte hesaplar ve zararlı içerikleri bildirmeleri için teşvik ettiklerini anlatan Reiten, “Amacımız açık ve net küresel politikalar benimsemek ve bu politikaların herkese uygulandığından emin olmak.” ifadesini kullandı.
“Yapacağımız yasa dezenformasyonla ilgili”
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman ise küresel bir sorun haline gelen dezenformasyon konusuyla ilgili bir yasa çalışması yaptıklarını söyledi.
Ukrayna-Rusya savaşının, sosyal ağlar üzerinden yapılan enformasyonların ve dezenformasyonların siyaset kurumunu ve demokrasileri rehin aldığını bir kez daha gösterdiğine işaret eden Yayman, ülkelilerin sosyal ağlar üzerinden yeni bir yapılanmaya gittiklerini belirtti.
AK Parti hükümetinin sosyal ağlara yaklaşımının net olduğunun altını çizen Yayman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu noktada tüm dünyada olduğu gibi sosyal ağların çalışmasına özgürce devam etmesinden yanayız. Yapacağımız yasa, sosyal ağları düzenleyen bir yasa değildir, dezenformasyonla ilgili bir düzenlemedir. Bu noktada Batı demokrasilerinde, Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de, Amerika’da hangi düzenlemeler varsa Türkiye’de de o düzenlemelerin olacağını bir kez daha kayda geçirmek isterim. Hükümet olarak yaklaşımımız bu noktada hem kişisel özgürlüklerin korunması hem de ulusal güvenliğin ve kamu güvenliliğinin sağlanmasıdır.”